kırkbeş

1K 107 15
                                    

merve

boş sınıflardan birine geçip oturduğumda ruhsuz gibi bir yüz ifadem vardı. her şey yolundayken bir anda her şey sarpa sarmıştı. yaseniya bana tek bir açıklama bile yapmadan ayrılmıştı. nedenini bile bilmiyordum. beni gördüğü an yolunu değiştiriyordu, canım yanıyordu.

hala yaseniya ile nasıl o seviyeye gelebildiğimi anlamış değildim zaten, onun her bir sözü veya davranışı o kadar içimi yumuşatıyordu ki kalp kusacak gibi hissediyordum. ama sanırım bu artık mümkün olmayacaktı.

yaseniya her zaman için kimse tarafından tamamiyle bilinmeyen gizemli biri olmuştu. o bana yazmadan önce ya bir arkadaşı olurdu yada arkadaşı olmazdı, okulda yalnızdı o zamanlarda. biri ona yaklaşsa da onu hemen uzaklaştırıyordu. ilk onu gördüğümde ne kadar güzel olduğunu düşünmüştüm, gerçekten kimsenin reddedemeyeceği bir güzelliği vardı. hem kızlar hemde erkekler bunu farkındaydı, zaten çoğu erkeğin ona çıkma teklifi ettiğini biliyordum.

ilklerde çok seviliyordu ancak artık erkeklerden usanarak açıldığında, daha doğrusu bir arkadaşının bunu farketmesiyle açılmak zorunda olduğunda herkes onun çevresinden uzaklaşmıştı. yaseniya da kendini korumak zorunda olduğu için sinirini kullanmıştı ve hırçın kız lakabını almıştı. her zaman için hırçın kız lakabından nefret etmiştim, kullananlarla da kavgaya girerdim.

daha onu yakından tanımazken neredeyse ona nefretle yaklaşan kişilerin hepsiyle kavgaya girişmiştim. hatta homofobikliklerini sınıf içinde yapıp adam toplamaya çalışan birkaç kişiyi okul çıkışı sıkıştırmıştım. ve o zamanlarda onu umursayan biri değildim de, sadece yapıyordum. hem beynim hemde kalbim onu savunmam gerektiğini söylüyordu.

sonra onun dolabına bir mektup bırakmıştım. gece oturup ne yazsam diye düşünmüş ve daha sonra çantasında rozeti olan bir grup hakkında başlayarak samimi bir şekilde onun yaşadığı hislerden bahsetmiştim. umursamıyorum diye kendimi kandırırken gece boyu uğraşmıştım o mektup için, tabi o mektubu onun masasına koymamdan tam olarak yirmi saniye sonra bir kelimesini bile okumadan çöpe atmıştı.

ilklerde buna çok sinirlenip gurur yapmıştım ama zaman geçtikçe ondan uzaklaşamadığımı farkedip mektup yazmaya devam ettim, hepsi birer birer çöpe gitmeye devam ediyordu. üstlerine bu mektubu oku, mektubu aç yazmam da işe yaramamıştı. beni erkek sanıyordu ya da vücudu için onunla olmaya çalıştığımı düşünüyordu. o mektuplar popüler olduğu için içinde saçma sapan bir şeyler yazdığını düşünüyordu. hep keşke bir tanesini açsaydı diyordum ama o asla açmamıştı. belki bir tanesini açsaydı bunların hiçbiri yaşanmazdı. en sonunda kızlar soyunma odasına koymam da işe yaramayınca pes etmiştim. gülü peşimden sürükleyip berbat hissetmeyi engellerken bir bakmışım ki onu kafamdan çıkaramıyorum.

sabah uyanınca yaseniya, gece uyurken yaseniya diyordum. daha sonra diğer gün tekrar yaseniya diyordum, kafaya takmıştım resmen. o kadar mektubumu çöpe atmasına rağmen bir matematik sorusu ile kavga etmeye başladığını gördüğümde sevgi pıtırcığına dönüşüyordum bir anda, resmen büyülenmiştim.

böyle böyle bir bakmışım ki ben büyüyorum ve o beni hala farketmiyor. bir süre sonra artık adım atmaktan vazgeçmiştim, kavga eden biri olabilirdim ama korkaktım. yüzyüze konuşabilecek bir cesaretim yoktu.

ve o anda kendimi yumruklayasımın geldiği o an yaşanmıştı. beden dersinde yaseniya ile üç kere göz göze gelmiştik her seferinde de hiçbir tepki vermeden önüne dönmüştü, açıkça umrunda değildim. yani iki yıldır beni görmüyor şimdi mi üzüldüm diye kendimle boğuşuyordum ama elde değildi, çok canımı yakmaya başlamıştı artık.

o dersin başında tuvalete gitmek için izin alıp tuvalette ağlamıştım. canım yanarken de ağlarken de hep sessizdim, hatta bazen iyi bile oluyordu sessiz olmak. gözlerim kızardığı için saçımın bir kısmını ve tişörtümün yakasını ıslatmıştım anlaşılmamak için. yüzümü yıkarken oldu diye bahanemde olacaktı.

ırz düşmanı # gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin