3. bölüm

10 1 1
                                    

haftalar sonra bir sabah, gözler daha iyi seçebiliyorken kızı tekrar balkonda görür birisi. yanında başka bir kız daha oturuyordur. ve kız yine sallanmaya devam eder. gündüz korkutmayan kızı yakından görebilmek için, yakın zamanda aldığı kamera ile zoom yapar kızın balkonuna. ve haftalardır merak edilen, günlük esprilerine, korkularına sebep olan bu kız, kamera ekranında yüz hatları belli olacak kadar yakındır. kız, yanındaki arkadaşıyla bir şeyler konuşuyor, kahkahalar atıyordur. ama aynı şekilde sallanmaya devam ediyordur. bir sağa sola, bir ileri geri. o an içlerinde bir sızı olur hepsinin. kızın bir rahatsızlığı olabileceğini düşünerek, herkes yaptığı esprilerden rahatsızlık duyar. artık kızı yakından görmüşlerdir, ama hiçbir zaman sallanmasının sebebini, gizemini öğrenemezler. yaşadıkları iki gecelik korku ile kalırlar.efenim urla'da yaşayanlarkamanlı camii'sini bilir. minaresi yıkık, tepesinde selvi bitmiş bir camii idi, restore edildi düzeltildi şimdi. bizim büyük dayıların tarlası da o caminin karşısındaydı hemen. her yaz anneannemler bize geldiğinde oraya giderdik, tarladan domates salatalık toplar, yerdik filan. neyse... dayı tabii gençliğinde de bu tarlayı işlemekteymiş. hanımıyla beraber tarlanın içindeki bağ kulesinde oturmaktaymışlar. her sabah gün alacakaranlıkta koyunları otlatmaya götürürmüş. yine böyle bir sabahmış. kamanlı camisinin oraya koyunları götürmüş ama caminin içinden tef, dümbelek sesleri geldiğini farketmiş. sabahın köründe ne olduğuna bi anlam verememiş. merak etmiş, tarihi caminin yıkık köşesinden içeri bakmış. içeride cüceler... kimi ud çalıyor, kimi darbuka... dayı hala anlamamış, panayırla falan geldiler sanmış ama neden tarihi caminin içindeler bi anlam verememiş. belki 20 tane cüce varmış orda. ilişmemiş, koyunlarını otlatmaya devam etmiş ama içi de huzursuz olmuş. bir anda adını çağıran bi kadın sesi duymuş. bir bakmış ki caminin tepesindeki pencere içinde oturan bir gelin. " gel düğünüme katıl " demiş dayıya. dayının jeton o zaman düşmüş. hayvanı haşadı bırakıp, bi topuk eve koşmuş, kapıyı kapatmış. gün ağarınca komşulardan biri sürüyü başıboş bulmuş caminin orda, tuhaf bi durum olduğunu sezip sürüyü toplayıp dayıya getirmiş. daha sonra aynı gelini birkaç kez o bağ kulesinin bahçesindeki kuyunun başında da görmüş. tek bişey söylemiş hep... " düğünüme gel ahmet... "efenim urla'da yaşayanlar kamanlı camii'sini bilir. minaresi yıkık, tepesinde selvi bitmiş bir camii idi, restore edildi düzeltildi şimdi. bizim büyük dayıların tarlası da o caminin karşısındaydı hemen. her yaz anneannemler bize geldiğinde oraya giderdik, tarladan domates salatalık toplar, yerdik filan. neyse... dayı tabii gençliğinde de bu tarlayı işlemekteymiş. hanımıyla beraber tarlanın içindeki bağ kulesinde oturmaktaymışlar. her sabah gün alacakaranlıkta koyunları otlatmaya götürürmüş. yine böyle bir sabahmış. kamanlı camisinin oraya koyunları götürmüş ama caminin içinden tef, dümbelek sesleri geldiğini farketmiş. sabahın köründe ne olduğuna bi anlam verememiş. merak etmiş, tarihi caminin yıkık köşesinden içeri bakmış. içeride cüceler... kimi ud çalıyor, kimi darbuka... dayı hala anlamamış, panayırla falan geldiler sanmış ama neden tarihi caminin içindeler bi anlam verememiş. belki 20 tane cüce varmış orda. ilişmemiş, koyunlarını otlatmaya devam etmiş ama içi de huzursuz olmuş. bir anda adını çağıran bi kadın sesi duymuş. bir bakmış ki caminin tepesindeki pencere içinde oturan bir gelin. " gel düğünüme katıl " demiş dayıya. dayının jeton o zaman düşmüş. hayvanı haşadı bırakıp, bi topuk eve koşmuş, kapıyı kapatmış. gün ağarınca komşulardan biri sürüyü başıboş bulmuş caminin orda, tuhaf bi durum olduğunu sezip sürüyü toplayıp dayıya getirmiş. daha sonra aynı gelini birkaç kez o bağ kulesinin bahçesindeki kuyunun başında da görmüş. tek bişey söylemiş hep... " düğünüme gel ahmet... "

Paranormal Hikâyeler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin