vega ✧ taegyu

1: en çok sevdiğim yıldız sensin

Kang Taehyun, Kang Klanı'nın en büyük ve en güçlü oğlu, vampirlerin düşmanı olan krallığın veliaht prensi ve en iyi savaşçılarından biri. Kendisini bildi bileli vampirlerden nefret ederdi, özellikle de Choi Klanı'nın vampirlerinden. Ailelerinin ve klanlarının arasındaki nefret ve gerginlik birkaç yıldır süren bir savaşa patlak vermişti. Taehyun, Kang Klanı'nın en büyük oğlu, bu savaşı bitirmek için veliaht prensi Choi Beomgyu'yu öldürmekle görevlendirilmişti.

Her şey hazırdı, prense saplanacak olan hançer ve kırık bir kalp. 

- - ┈┈∘┈˃̶༒˂̶┈∘┈┈ - -

Choi Beomgyu, Choi klanının en küçük varisi, abisinin izinden giden hayalperest bir çocuk, kitaplarda anlatılan vampirlere kıyasla fazla masum ve iyi biriydi, takdire şayan zekası ile ailesinin gözünde bir numaraydı, özellikle abisi Choi Soobin için çok değerliydi.

Uzun kirpikleri arasından teleskobuna  bakıyordu Beomgyu, bu gece Vega görünürlerde yoktu fakat ay şaşırtıcı bir derecede parlaktı. İç çekerek teleskobundan uzaklaştı, uzun bacaklarını çatıdan aşağıya sarkıttı ve dirseklerini mermer çatıya yasladı. Küçüklüğünden beri astrolojiye ilgisi vardı, geceleri, özellikle de çarşamba günleri çatıya çıkıp ya tek başına ya da abisiyle beraber yıldızları izlerdi, son zamanlarda bir başkası ile izliyordu gerçi.

"Daha ne kadar sessizce orada duracaksın Kang?" Genç adam yakalandığını fark edince saklandığı gölgeden çıktı, bir eliyle ensesini kaşıdı ve diğer elini deri çantasının üzerine yerleştirdi. "Yeterince sessiz olduğumu sanıyordum, Choi."

"Sessiz ol ya da olma, tenime çoktan sinmiş olan kokunu metrelerce öteden alabilirim, biliyorsun." 

"Biliyorum." Sert topuklarının çıkardığı sesler ile yavaşça Beomgyu'nun yanına yürüdü, biraz arkasında duraksadı. "Sen benim neden geldiğimi biliyor musun peki?"

Uzun saçlı vampir başını çevirdi, ela gözlerini sevdiği adamın yüzünden eli ile sıkıca tuttuğu deri çantasına çevirdi ve yeniden gözleri buluştuğunda konuştu. "Hmhm, biliyorum." Dudakları arasından iç çekti, "Çok garip, bugün çarşamba ama Vega ortalıkta yok.."

"Nedenini biliyor musun?" Taehyun da Beomgyu gibi çatıya oturarak bacaklarını aşağıya sarkıttı, bakışlarını içini mest eden vampire çevirdi ve hoş kokusunu içine çekti.

Beomgyu dudaklarından bir 'Tch' sesi çıkardı ve hayal kırıklığıyla omuz silkti. "Belki gece yarısına doğru ortaya çıkar, belki de bulutların arkasına saklanmıştır ha?"

"Gece yarısına kadar bekleyecek zamanımız yok Choi." Taehyun çantasını daha sıkı tuttu ve buruk gözleri ile Beomgyu'ya baktı.

"Son bir kez Vega'yı görmeden öleceğim desene." Vampir oğlan tamamen arkasına yaslandı çatıya uzandı, kahvenin en koyu rengi olan saçları etrafa yayıldı, Taehyun ellerini Beomgyu'nun saçlarında gezdirmeyi çok severdi, verdiği hissiyat içini ısıtırdı. 

Hızlı bir hareketle Beomgyu'nun yanına uzandı ve başını vampir olana çevirdi, uzun süredir sıkıca tuttuğu çantasını bıraktı ve son kez olacağını bile bile elini sevdiceğinin uzun tutamlarında gezdirdi, boğuk bir sesle fısıldadı. "Üzgünüm, mon amour." 

Vampir oğlan sağına dönerek yanağını Azraili'nin eline sürttü, ardından kendi eliyle onun yanağını okşadı. "Olma." İç çekti ve oturur pozisyona geçti, parmaklarını Taehyun'un parmaklarına geçirdi ve ayağa kalktı, diğer prens de mecburen ayağa kalkmak zorunda kaldı ve o sırada çantasından hançerini de çıkarmayı ihmal etmedi.