BÖLÜM 1

219 30 37
                                    

Saat bir sularında yarı sarhoş yazdım her türlü pislik var bir sürü smut var isteyen okumasın

Tarih alıyim

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

Öğleye yakın bir vakitte dışarıda tek başına yürüyordu. Servisi kaçırmıştı ve bu yüzden uzun süre yürümesi gerekiyordu. Çalar saati duymamıştı. Uyanamadığında onu uyandırabilecek bir annesi yoktu sabahları. Hayır annesi yaşıyordu ama işi nedeniyle erken saatte evden çıkıyor ve güneş batmadan dönmüyordu. Babası da aynı şekilde. Onları seviyordu tabi ancak küçüklüğünden beri yalnız olduğu için olgunlaşmaya mecbur kalmıştı. Yemek yapabiliyor, bazı ev işlerini halledebiliyor ve ödevlerini tek başına yapıyordu.

Her zaman birlikte oynayabileceği bir kardeşinin olmasını istemişti. Anne ve babası bir bebeğe daha bakmanının zor olacağından bahsediyordu ama kendisine baktığı gibi başka bir bebeğe de bakabileceğini düşünüyordu. Ailesi ile geçirdiği sınırlı zaman nedeniyle bu konu hakkında surat asmıyordu.

Yanlız hayatını kendi kanından bile olmayan birinin değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.

İlk okul ikinci sınıf öğrencisi Choi Yeonjun geç kaldığı okuluna yürürken yorulduğu için kendine biraz soluklanma hakkı vererek bir banka oturdu. Etrafa bakındı ve buranın zengin insanlarla dolu olan o mahalle olduğunu hatırladı. Okuluna az kalmıştı.

Tam ayaklanıp yola devam edecekken ayağının yanında küçük hareket eden canlıya gözü kaydı. Kedi olduğu düşünerek mutlulukla eğildi.

"Ah? Sen kedi değilsin. Merhaba bebek, annen nerde?"

Bebeğin hiçbir şey anlamadan gülmesi onu da güldürdü. Koltuk altlarına destek vererek kucağına aldı bebeği. Bu sırada emziği düştü ve ağlamaya başladı. Yerdeki emziği sonradan fark etti ama almayı denemedi. Zaten yerden aldığı emziği ona veremezdi.

Bebeğin sakinleşmesi için feromonlar yaydı ve sırtını okşadı. Bebekte herhangi bir değişiklik olmadığını fark edince henüz feromon kokularını alamadığını hatırladı. İnsanların bakışları kendisini rahatsız etmeye başladığı için işaret parmağını susmasını dileyerek bebeğin ağzına koydu. Ağlaması kesilince kendisini tutan çocuk ile ilk kez düzgünce göz göze geldi. Anında gülümseyerek önceki huysuz halini sildi.

Yeonjun gamzelerinin olduğunu gördüğünde gülümsemesini tutmadı. Şişkin yanakları en ufak dudak hareketinde şirin çukurcuklar ile süsüleniyordu.

Artık ağzındaki parmağa gerek yoktu. Bebek zaten sevilmek için mükemmel olan oyuncak ayı kadar yumuş yumuştu.

Bir süre bebek ile gülüştükten sonra tekrar etrafa bakındı ve bebeğini arayan herhangi bir ebeveyn aradı ama kimse gözüne çarpmadı. Bankta oturup düşünmeye başladı ve en mantıklı gelen şey o an için birinin onları bulmasını eğer bu olmazsa birinden telefonunu isteyip olayı polise bildirmekti. Okulu çoktan unutmuştu bile.

Yeonjun gözleri etrafı ararken bebeğin göğsüne küçük elleriyle vurduğunu hissetti. Yeonjun göğsü ağrımaya başladığı için elini tuttu ama diğer eli hemen atıldı ve okul gömleğini çekiştirmeye başladı. Yeonjun küçük olanı anladığında yüksek sesle güldü.

"Üzgünüm ama bende süt yok." diye kendini açıkladı.

Elleri çantasına uzandı ve suluğunu çıkardı. Kucağında yatay duran bebeği hafifçe dikleştirerek suyu dudaklarına tuttu. İştahla içti ama süt olmadığını anlayınca ağzından uzaklaştırdı.

Yeonjun, ağlamaması için çantasına taktığı anahtarlık benzeri süs oyuncağı çıkarıp eline verdi. Daha fazla idare edemeyeceğini düşündüğü için utanç duygusunu bir kenara atıp bankta ayağa kalktı. Bebek zaten oyuncakla meşguldü.

Baby Alfa | YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin