Sınıfımda korku hikayeleri yazdığım için dışlanan bir çocuktum o akşam doğum günü partım vardı teneffüs olduğunda En yakın arkadaşım Jackson'a seslendim 'Jackson, Jackson!'
Dönüp 'Buyur Max, ne vardı?' dedi. Heyecanlı bir şekilde bu akşamki doğum günüm için evi bir korku köşküne dönüştürdük, kesinlikle harika olucak! Sende seviceksin Jackson!!. Jackson acımasız bir şekilde gözlerini yumup gülmeye başladi, Max cidden artık en yakın arkadaş değiliz unut bunu! dedi alaylı bir şekilde. Eve geldiğimde ıslak burun sulu göz gibiydim. Ailem her zamanki gibi hiç arkadaşım olmadığını ve tuhaf biri olduğum hakkında kavga ediyorlardı, Çantamı ve Gece günlüklerini bir çantaya doldurup evden sessizce çıktım. Asansöre bindim aynı zamanda ağlamıyordum yada üzgün değildim sadece dargın, bitik ve dalgın hissediyordum. Asansör hızlı bir şekilde sarsılmaya ışıklar yanıp sönmeye başlamıştı. Bir anda durdu, kapı yavaş yavaş yavaş ve yavaş evet, kapı neredeyse açılmıyordu, büyük bir dalgınlıkla kapıyı izlerken kapı ani ve büyük bir şiddetle açılmasıyla irkildim, Durduğu koridor bizim koridorumuza göre daha karanlık ve daha soğuktu ayrıca duvar kağıtları soluktu yavaşça asansörden çıktım çıkar çıkmaz kapı arkamdan şiddetle kapandı dairenin kapısını açtım çünkü asönsör istediğim kata gitmiyordu. Evet, insanlar tuhaf olduğumu ve hobilerim yüzünden benimle dalga geçtikleri için Gece günlüklerimi daha doğrusu hobilerimi yakacaktım. Eve girdim ailemin kavga seslerini duyamadım ve belkide uyumuşlardır diye yatmaya karar verdim, saat 12.56 olmuştu eve 11.45te gelmiştim fakat uyuyamamıştın yerdeki tahta minik topum yuvarlanmaya başlamıştı bir anda mavi bir duman odamı sarmıştı içinde bir karaltı görmüştüm ama ne olduğundan emin değildim
Dumanın arasında güzel fakat bir o kadarda korkunç bir kadın vardı kadın 'naber hikaye anlatıcısı?' diye sordu. Korkudan ellerim titriyordu gözlüğümü düzelttim ve cevap verdim, S-siz kimsiniz bayaan- 'bayan yas' dedi alımlı bir sesle benimle gelmek zorundasın diye devam etti, ve beni mavi dumanlarının arasına çekti gitmeden hemen önce ben bir cadıyım buna alış diye ekledi. Bir daireye gelmiştik. 'SOFİA' diye bağırdı aniden esmer kıvırcık saçlı hafif siyahi 15-16 yaşlarında bir kız koşarak 'buyrun bayan yas' dedi panik bir sesle. Kadın, şu anlatıcıya daireyi tanıt dedi. Kız tabiki dedi ve aniden kolumdan tutarak beni büyük bir kütüphaneye getirmişti, burası o kadar büyüktü ki kitaplıklar neredeyse 200 kat merdiven ile sona ulaşıyordu. Bu salonun tam ortasında bir yazar masası, sayfalar, ışık, kalemler vardı. Sofia "Burada gördüğün tüm kitaplar korku kitabı ucube" dedi, ardından "Bu çatlak kadın hergün ona birtanesini okumamı söylüyor." dedi "Ona her gece bir korku hikayesi yazacak ve okuyacaksın ama unutma, mutlu son YOK!!" diyerek bağırdığı an sıçradım. Sofia, 'bir hikaye yazmaya başlasan iyi edersin aptal' diye fısıldadı ve kütüphane'den ayrıldı. Günün yorgunluğu ile yazar masasına kafamı koydum ve uyudum.. (Devam edecek)