☆Duygular☆

61 9 0
                                    


Namjoon her gece çıktığı gibi bu gece de orman yürüyüşüne çıkmıştı. Tam olarak orman yürüyüşü de denmezdi aslında buna. Evine karşı bir tehdit var mı diye kontrol etme denebilirdi.

Birden yarasa sürüsünün üstünden hızlıca geçmesiyle gerildi. Vampirler de bugünlerde ayrı garipti.

Etrafta biraz gezindikten sonra kocasını özlediğini hissetti. Elinde olsa kocasına yapışık yaşayacaktı da neyse. Evine doğru yürümeye koyuldu. Çok uzaklaşmadığından da hemen vardı. Evin kapısından kafasını sokup büyü kazanının başında bir malzemeyi inceleyen kocasını görmesiyle kocaman gülümsedi.

"Hayatım ben geldim."

diyip içeri girdi. Jin hafifçe yana dönüp kocasına gülümsedi. Sonra elindeki malzemeyi rafına geri koydu.

"Hoşgeldin hayatım. Bu sefer erkencisin?"

Namjoon hemen arkadan gelerek kollarıyla belini sıkıca sardı. Kafasını da omzuna koyup kocasının yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Bu koca adamı minik bir köpeğe dönüştürebilen tek kişiydi Jin.

"Biliyorsun, seni ayrı kaldığım her süre özlüyorum. Bu gece daha fazla özledim."

Jin onun üşümüş burnuna bir öpücük kondurup saçlarını okşadı. Namjoon, kocasının saçlarını okşamasını çok seviyordu. Gözlerini kapatıp tadını çıkarmaya başladı.

"Ormanda garip bir şeyler var mıydı bari?"

dedi Jin saçlarını okşamaya devam ederken. Namjoon hiç keyfini bozmadan kafasını hayır dercesine sağa sola salladı. Jin elini Namjoon'un saçlarından çekip raftan bir malzeme aldı. Namjoon bu durumdan hoşnut olmamıştı ama homurdanmak da istemiyordu.

"Bu geceyi bana ayırsan olmaz mı?"

"Dün gece de öyle dedin, ayırdım ya Namjoon. Deneyecek daha çok şeyim var."

"İki geceden ne olacak ki?"

"Namjoon."

dedi Jin ona ciddi bir bakış atarak. Namjoon dudağını büzüp geri çekildi ve arkadaki koltuğa oturdu. Kollarını kavuşturarak:

"Bütün gün büyü yapmaktan sıkılmıyor musun?"

"Namjoon, her sinirlendiğinde bunu söyüyorsun. Biliyorsun, sadece geceleri yapıyorum. Günün bütün çoğunluğu sende ya hayatım."

dedi Jin sakin ve yumuşak bir ses tonuyla. Namjoon'un bu ses tonu hoşuna gidiyordu. Onu biraz da olsun rahatlatmak için böyle konuşuyordu zaten Jin. Namjoon ses çıkarmayıp sadece kocasını izlemeye koyuldu bu sefer.

Jin eline aldığı birkaç malzemeyi büyülerini yazdığı defterden kontrol edip kazanın içine azar azar koydu. Bir parmağını diliyle ıslatıp sayfayı çevirdi ve elini yazıların üstünde gezdirip tekrar raflara yöneldi.

Namjoon'un dikkati bir anda ne yaptığından, kocasının güzelliğine doğru bir yolculuğa çıktı. Kahverengi hafif dağınık saçları, kısa gömleği ve hafif bacaklarına yapışık pantolonu ile kıvrımlı vücudu o kadar güzel görünüyordu ki artık dikkatini başka yöne toplaması imkansızdı. İçindeki arzuyu bastırmak gittikçe güçleşiyordu. Bu davranışı onun doğasına da aykırıydı zaten.

☆ Fairytale ⤳ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin