☆Stres☆

41 8 1
                                    

YN: Finale bu bölümle tam 5 bölüm kalıyor 😔 Çok şükür sonunda yaklaştık
Neyse keyifli okumalar dilerimm 😻💞🙏🏻

☆ ☆ ☆

Düğünden bir gün önce

"Hazırsın değil mi Jungkook? Bak hiç strese gerek yok. Zaten stres yapsan da bu saatten sonra seni anca kötü yola götürür. O yüzden soğukkanlılığını koru ve hazırlandığın her şeyi yap. Yarın her şey tümüyle açıklığına kavuşacak ve Jimin'i kurtaracaksın. Jimin'i bu azaptan kurtardığında sana nasıl gülümseyeceğini düşün ya da ne bileyim öpüşür müsünüz? O tarz şeyler. "

dedi Hoseok, Jungkook'a motivasyon konuşması yaparcasına. Jungkook'un tırnaklarının kenarını kemirmesinden belli oluyordu stresli olduğu. Ayrıca son dediklerini de duymamışa benziyordu çünkü itiraz bile etmemişti ki Hoseok ondan direkt bir çıkışma beklerdi. Jungkook'un tırnak kenarlarını yememesi için eline vurup:

"Sen beni dinliyor musun? Seni pencereden sallandırırım sıfır şaka."

Jungkook sıkıntıyla saçlarını karıştırdı.

"Hoseok yapamayacağım gibi geliyor. Sanki olmayacak gibi. Jimin'i kurtaramayacağım gibi hissediyorum. Sanki bunun için bir mucize lazımmış da bütün mucize haklarımı doldurmuşum gibi hissediyorum."

"E sen şimdiden bu psikolojiye girdiysen seninle daha çok işimiz var canım depresifim. Umutsuzluğa kapılma diye neredeyse her saat başı sana öğüt vermekten çenem yoruldu, sen umutsuzluğa kapılmaktan yorulmadın. Ya ben seni nasıl döndüreceğim, ah bi' bilsem o zaman harika olurdu."

dedi Hoseok kollarını göğsünde kavuşturarak. Jungkook oflayıp huzursuzlukla olduğu yerde kendi içini kemirmeye devam etti. Hoseok ensesine ani bir şaplak attığında şaşkınlıkla ensesini tutarak ona baktı.

"Ne yapıyorsun Hoseok? Manyak mısın amına koyayım? Zaten elin daha ağır oldu vampire dönüşünce, insan bir yavaş vurur. Ya da vampir mi demeliyim?"

"Oha abart, bir de bayıl istersen şuralara. Seni kendine getirmeye çalışıyorum mankafalı arkadaşım. Sen Jimin'in karşısına böyle çıkarsan kesin çuvallarsın, bir de üstüne Jimin'e ana avrat girersin gururunu öne atarak. Planı unutma. İlk kural neydi?"

Jungkook somurtarak derin bir iç çekti ve:

"Sakın planı mahvetme."

"İkinci kural neydi peki?"

"Gururunu yok et."

"Ya üçüncü?"

"Planı mahvetme. Tamam anladık Hoseok, mahvetmeyeceğim merak etme. Sadece kendime güvenemiyorum, ne bileyim işte."

"Rahatlamak için planı tekrar edeceğiz şimdi. O zaman belki içine bir ışık doğar. Gerçi şimdiye kadar doğmadı ama son anın hep bir hayrı vardır derler."

"Kim demiş onu?"

"Sen bilmezsin, çok bilge biri."

Jungkook onun yine boş atıp tuttuğunu bildiğinden çok takmadı. Hoseok ise konuşmaya devam etti:

"Evet şimdi planı anlat."

Jungkook parmaklarını açıp maddeler halinde saymaya başladı. Her saydığı maddede bir parmağını indiriyordu.

"Jimin'i bul. Konuşmak için ikna et. Çabanın sonuç vermesinden sonra onu alandan uzaklaştır. Etrafı iyice kontrol et. Jimin'in meraklı sorularına cevap verme. Direkt ne hissettiğini söyle ama önce özür dile. Sonrası da Jimin'e ait işte."

☆ Fairytale ⤳ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin