-15-

11 1 0
                                    

"seni özleyeceğim canın odam beni bırakma tamam mı okul bitsin gelicem"

Sunoo:
Abartma niki

Niki:
Bu odayla aramda bağ vardı tamam mı
Siz sevgililerinize sarularak uyurken ben yastığımla beraber gecelere kadar sahili izliyodum
Manzaram benim

Jungwon:
Arkadaşlar nikiye sevgili mi bulsak ben dayanamıyorum artık

Jake:
Hayır tabiki annesinin kuzusu küçük daha
Gel kalbim ya

Heeseung:
Jake beni sevmedin bu kadar

Jake:
Sus çocuğum daha önemli

Jay:
Hay sikecem bi gidemedik

Sunghoon:
Cidden ha kalkın artık seneye tekrar gelebiliriz zaten

Jake:
Heeseung evlenince bu evi tutalım mı
Nikimm de bu odada kalır

Heeseung:
Evet jake tutarız aşkım hadi gidelim

Jake:
Heeseungg
Beni çok mı seviyosun

Jay:
Sabır

Heeseung:
Jake seni çok çok çok seviyorum
Gidelim mi artık hadi sevgilim

Jake:
Gidelim mi niki

Niki:
Bekleyin iki dakika
Heewh
Olduuu

Sunoo:
Ne yapıyon niki

Niki:
Benim odam olduğunu anladınlar diye her yere niki yazdım
Neyse gidelim hadi

Sunghoon:
Sonunda şükür ya

En sonunda arabaya bindik ve yine jake dışında(❤️) sesin olmadığı bir yolculuk başladı.

Yine uzun yolculuğumuz bittiğinde sunghoonun evinin bahçesinde oturuyorduk.

Merkeze kıyasla ev biraz daha üst sokaklarda olduğu için manzara çok tatlı görünüyordu.

Jake:
Şaka maka üniversiteliyiz artık

Sunoo:
Daha geçen gin parkta oynuyorduk..

Heeseung:
Okulun yanındaki park

Jungwon:
İlk tanıştığımız yer

Biz üçümüz ortaokul anılarına dalmıştık bile.
Üçümüzün de küçüklüğü iyi geçmemişti aslında.
Jungwonun ailesi o zamanlar boşanmış ve babası onu birden terk etmişti. Bu yüzden güven problemi de çıkmıştı ortaya.
Heeseungun ailesi yurtdışında yaşıyordu ve maddi dışında manevi dedtek sağlamazlardı. Onu büyükannesi büyütmüştü ve ona bağlı biriydi. Bu yüzden sevdikleriyle hiçbir zaman uzaklaşamıyordu. Korkuyordu anlayabiliyordum. Ailesi gibi görüşmediği insanlara dönüşmemizi istemiyordu.
Ben de küçüklüğümden beri ailemin hiçbir manevi desteğini görmemiştim. Çoğu zaman sırf yönelimim yüzünden ailem tarafından aşağılandığım da olmuştu. Bu yüzden genel olarak kırılgan biriydim. Her zaman duygusaldım ve bana gelen en küçük eleştiriyi bile düşünürdüm. Genel olarak bütün sorunlarda kendimi suçlu tutardım.
Depresyonun tam ortasındayken okuldan yarım saat kadar uzaklıktaki genel olarak bir çocuğun gitmek istemeyeceği kadar sıkıcı ama benim nefes almak için gittiğim bir parktı.
Her zaman gittiğim parka tekrar gittiğim günlerden birinde yanıma heeseung gelmişti. Benim durgun olduğumu ve nedenini sordu. Çocuk aklı işte. Söyleyivermiştim hemen kendisi de anlattı sıkıntılarını. Dertleştik saatlerce.
Diğer zamanlarda beraber gider olduk hep beraber yeşilliklerde oturur gün raporu verirdik birbirimize. Oturduğumuz günlerden birinde ağlama sesiyle de parkın biraz ilerisinde dizlerini kendisine çekmiş ağlayan jungwonu görmüştük. Annesi ona hayatındaki kimseye güvenme, seni en sevdiğini söyleyen adam bile bir gün toz olur, demiş. Buna ağlıyordu. Tabi çocuk işte psikolojisi etkileniyor hemen. Gerçi zaten bu kadar sıkıntı çeken bir çocyğa neden bunu söylersin ki. Jungwonu da aramıza aldık. Böylece biz yıllarca devam ettik arkadaşlığımıza. Büyük bir bağ var aramızda. Kimsenin de onu sökmesini istemiyoruz açıkçası.

Sweet Youthful LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin