Günler geçmişti. Nefisenin aleynaya olan nefreti devam ediyordu. Aleyna ise nefiseyi hiç düşünmemeye çalışıyor, sanki o yokmuş gibi davranıyordu. Ama her ne kadar sevmeselerde birbirlerini desteklemeye devam ediyorlardı.
______________________________________Güç oyunu vardı. Kırmızılar kesin bir sayı alabilmek için takimin en güçlü kadınları olan nefise ve nagihanı eşleştirmişlerdi. Karşılarında berna ve yağmur vardı. Yani nefise ve nagihanın takımlarına sayı kazandırma ihtimali çok yüksekti. Tüm takım bunu garanti sayı olarak görüyordu.
Muratın düdüğü çalmasıyla birlikte oyun başladı. Oyun başladığı gibi nefise ve nagihan mavi takıma karşı üstünlük kurmayı başarmıştı. Şuan için öndeydiler.
Berna güçlükle aleti iterken karşı takımı yoklayabilmek için o tarafa baktı ve hiç zorlanmayan nefiseyi gördü. Dövmelerle süslenmiş kaslı kolları ve harika fiziğiyle aleti iterken çok çekici görünüyordu. Bu bernanın odak noktasının değişmesine sebep olmuştu. Resmen oyunda olduğunu unutup nefiseyi seyrediyordu ve bu da kırmızı takımın giderek farkı açmasına neden oluyordu.
Nefise bir anda kafasını sağ tarafa çevirmiş ve berna ile göz göze gelmesine neden olmuştu. Berna bunun üzerine oyunda olduğunu hatırlayıp, bir veya iki saniye süren göz temasından sonra kafasını çevirip oyuna odaklanmıştı fakat nefise gözlerini kaçırmayıp o tarafa bakmaya devam ediyordu.
'saçını iki yandan toplayınca ne de tatlı olmuş' diye geçirdi içinden.Aleyna: NEFİSE ODAKLAN
Aleyna nefisenin daldığını anlamış olacak ki onu uyarmıştı. Nefise aleynanın bu uyarısıyla birlikte irkilmiş ve oyuna dönmüştü. Ama yağmur ve berna çoktan bu fırsatı değerlendirip oyunu almışlardı. Oyun sırasında sakatlık geçiren nagihanın çığlıklarını duyanlar hemen o tarafa yöneldiler. Nagihanın etrafında koca bir kalabalık vardı. Doktor hemen o tarafa koşup ilk yardımı yapmıştı. Nefise, nagihanın başında dikilmiş onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Birkaç sağlık çalışanı daha gelip nagihanı ambulansa almak için olduğu yerden kaldırıp hastanenin yolunu tutmuşlardı.
Nefise kafasını kaldırdığında kalabalığın arasında aleyna ve poyrazın 1 saniye için göz göze geldiğini gördü. Hemen sonra birbirlerinden uzaklaşmışlardı. Ama bu süre nefisenin yüzünde garip bakışlar oluşturmaya yetmişti. Umursamıyormuş gibi benche gitti.
______________________________________
Nagihan gittikten sonra nefise ve aleyna bunu fark etmese de araları eskisine göre daha iyiydi. Hala birbirlerini sevmiyorlardı. Ama eskisi gibi de nefret etmiyorlardı. Onlar bunun hiç farkında olmasa da günden güne araları düzeliyordu. Ama birbirlerinden nefret etmeye kararlılardı. Duyguları buna izin vermese de onlar böyle istiyordu.
Rio'ya gidecek olan kişiler hazırlanırken aleyna merveye gelemedigi için ne kadar üzgün olduğunu anlatıyordu.
Nefise(içinden): ortalığı karıştıran birini kim niye rio'ya götürmek ister ki? NE DİYORUM BEN YA
Hemen ardından bu düşünceleri yüzünden pişman olmuştu. İnsanlar hakkında bu kadar kötü düşünmek istemiyordu. Onun için üzülmüştü.
Rio günü gelip çatmıştı. Yarışmacılar heyecanla rio'ya giden uçaktaki yerlerini alıyorlardı. Nefise uçakta oturabilmek için en konforlu koltuğu seçmeye çalışıyordu. Gözüne kestirdiği koltuğa doğru yürürken, o koltuğun hemen arkasında bernanın oturduğunu gördü. Bir duraksama anı yaşadı.
Nefise(içinden): Berna mı? konforlu koltuk mu? Berna mı? Konforlu koltuk mu? Berna mı konforlu koltuk mu? Uff ne diyorum ya ben.
Nefise konforlu koltuğa oturmuştu.