yorum yapmayi ve oy vermeyi unutmayinnn
Yaklaşık 1 saatimizi Weasley Şaka Dükkanı'nda geçirdikten sonra artık çok zamanımız kalmadığı için annemin yanına gittik. O da bazı şaka malzemeleri almıştı. Benim için kullanmayacağını umarak ödeme yapmasını bekledim.
Çocuklarla buluşup kaymak birası içmeye gittiğimizde herkes birbirine ne aldığını gösteriyordu. Ben bir şey almadığımı sanırken Pansy aldığı her şeyden bana da aldığını söyledi.
"Pansy paranı bana şaka malzemeleri almak için mi harcadın?"
Pansy: "Evet bunları başka nasıl dizinin dibinde oturtacaksın?"
"Ahahhaha, o zaman bira benden."
Pansy: "Zaten Galleonum kalmamıştı."
Draco: "Bizi dizinizin dibinde mi oturtuyordunuz bu zamana kadar sanki?"
Pansy: "Bundan sonra öyle yapmayacak olduğumuzu nerenden çıkardın?"
"Ay bir tartışmayın be."
Tom: "Niye?"
Theodore: "Bazı kötü şeyler seziyorum."
Monica: "Çocuklar siz gezin ben eve dönüyorum. Misafirim var da."
Acaba şaka malzemelerini misafirler için mi almıştı?
"Tamam anne görüşürüz sonra."
Tom: "Sonunda."
Tom yanıma oturdu ve kolunu omzuma attı.
Theodore: "Iki gündür bunun için bekliyordun değil mi şerefsiz."
Draco: "Maskeye neden katlandığını söyleyeyim mi?"
Tom: "Sakın cesaret edeyim deme Draco."
Draco: "Anna'nın ev haliyle maske yapınca çok çirkin göründüğünü söyledim."
"Ya demek öyle. Çirkin miydim peki?"
Pansy: "Draco'nun saçmalıkları ne zaman bitecek acaba Merlin?"
Pansy tavana bakarak konuşunca hepimiz gülmüştük.
Draco: "Yemin ederim öyle dedim. Hatta Tom'da dedi ki, 'Benim sevgilimin çirkin olabilmesi imkansız.'"
Tom Draco'nun kafasına vurmuştu bunu söyledikten sonra. Bana söylemeyi reddetmişti çünkü.
"Abartmayın her insanın çirkin göründüğü bir anı vardır."
(mesela ben surekli olarak o ani yasiyorum)
Theodore: "Sizden başka her insan. Ben sizin hiç çirkin görünebileceğinizi düşünmüyorum."
Pansy: "Teşekkür ederiz Theo, sen de olmasan bunlar bizi dünyanın değil evrenin en çirkin insanları hissettirirdi."
"Içeceklerinizi bitirin hadi eve geçince oyun oynarız."
Pansy oyun da almıştı. Yine oynadığımız doğruluk cesaret oyunu gibiydi ama Weasley ikizleri tarzında.
Herkes içeceğini içerken Draco birden ayağa kalkıp bir yere doğru ilerlemeye başlayınca biz de nereye gittiğini görmek için onu izlemeye başladık. Saha sonra Theodore'da yanına gitti.
Blaise ve Peter denen çocuk oturmuş bira içiyorlardı. Draco sinirlenmiş görünüyordu, Theodore onu tutmasa Peter'ı çok güzel dövecekmiş gibiydi. Tom da olayı kavrayıp ayaklanınca Pansy ve ben de oturmadık ve onların yanına gittik.
"Draco sakın saçmalama."
Draco: "Buraya oturduğumuzdan beri gülüp eğleniyorlar burada Anna, nasıl böyle bir alçaklığı yapabilirsin lan? O seni Orman'a gönderdi de peşine adam takmadı mı olmayan beynini siktiğim?"
Blaise: "Siz beni neden rahat bırakmıyorsunuz hala? Gidin buradan."
Tom: "Sen kendini ne zannediyorsun Zabini? Hayır kimi nereden ne hakla kovuyorsun onu anlamadım. Iki gün önce sen değil miydin beni affedin diye yalvaran?"
Pansy: "Of, boşverin gidelim artık hadi."
Theodore: "Siz dışarı çıkın kızlar biz bir konuşup anlaşalım."
Theodore öyle dedikten sonra Tom ve Draco'da onu onaylayınca Pansy ve ben dışarı çıktık. Konuşmayacaklarını ikimiz de biliyorduk. Kavga çıkarıp birbirlerini pataklayacaklardı. Ama bu durumda bizi bile gözlerinin görmeyeceğini bildiğimiz için itiraz etmeden çıktık.
Peter neden hala dışarıda ve Blaise neden onunla arkadaş olmayı seçti?
Aklımdaki soruya ne yanıt bulabiliyordum ne de onu aklımdan çıkarabiliyordum. Profesör bize artık bizim okulumuzda okuyamacağını söylemişti ama oradaydı. Acaba işin içinde Çok Özlü Iksir mi vardı? Ama Slytherin binasından bile olsa Profesör Snape'ten almış olamazdı. Çaldıysa daha büyük belada olmalıydı. Ama değil, burada gözümüzün önünde.
Pansy: "Blaise'in böyle bir şey yaptığına inanamiyorum."
"Emin ol bunu hiç birimiz beklemiyorduk. Ama artık yapacak bir şey kalmadı, az önce kendisi beni rahat bırakın dedi."
Pansy'ye sarıldım. Ağlıyordu ama belli etmemeye çalışmasına rağmen görebiliyor ve duyabiliyordum.
"Ağlayabilirsin, kötü bir şey yapmıyorsun. Ve bu olanlarda senin hatan da yok. Eğer kendini suçlamaya kalkarsan hiç güzel konuşmam ona göre."
Pansy: "Ben suçlu hissettiğim için ağlamıyorum ki zaten, sadece buna inandığımız için. Bu aşağılık hareketlerini fark etmediğimiz için sinirleniyorum sadece."
"Sorun değil Pansy, bunu sadece sen değil hiçbirimiz göremedik. Bunun için ağlama elimizden bir şey gelmezdi."
Biz konuşurken çocuklar yanımıza geldi. Birinin kaşı yarılmış, birinin burnu, ve diğerinin de dudağı kanıyordu.
Tom: "Adamları da varmış şerefsizlerin."
Draco: "Yine de hepsini dövdük."
Elleriyle yakasını düzeltmişti bunu söylerken. Sanki düzelecek halleri varmış gibi.
Theodore: "Bunlar mafya falan olmaya çalışıyor galiba."
Theodore da dudağını sildi. Draco'nun burnundan akan kan durmak bilmiyordu, aynısı Tom'un kaşı için de geçerliydi.
"Of! Yürüyün, yürüyün de şu yaralarınızı temizleyelim. Bıktım şu dayak yemeyecekmiş gibi kavgaya girip ağzınızı burnunuzu kırdırmanızdan!"
Pansy ile yürümeye başladığımız anda susup bizi takip etmeye başladılar. Tekrar Weasley Şaka Dükkanı'na döndüğümüzde ikizler hemen yanımıza geldiler.
Fred: "Hoşgeldiniz... Oha! Accio ilkyardım çantası."
Pansy: "Sağol Fred."
George: "Fred yaraları temizlerken bize olayı anlatmaya ne dersiniz?"
devamo yeni bolumdee optumm
OY VERMEYI UNUTMAYINNN 💖💖

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tom Riddle İle Hayal Et ••• Anna Nia Chans ⚕
FanfictionAşkını belli etmemek için her şeyi yapsa da en sonunda dayanamaz ve hikayeyi başlatır. hayal #114 -> 63 snape #3