2.bölüm:Kabulleniş

8 3 2
                                    


                       
                        Bölüm şarkısı
            Madison beer: good in goodbye
                         Missio:dizzy








     Hayatımın beni yeni bir çıkmaza daha soktuğunu fark ettiğimde elimde ki testi sertçe duvara fırlattım. Bu kaçıncı testti bilmiyordum ama sanırım artık inanmam gerekiyordu çünkü hepsinin yanlış sonuç vermesi imkansızdı

Hamileydim

Biriyle bu zamana kadar hiç korunmadan birliktelik yaşamamıştım , zihnimi zorlamaya çalıştım, en son birlikte olduğum kişi bir gece yarısı barda yanıma gelen ve sadece ilk ismini hatırladığım kişiden başkası değildi.

Ellerim karnımın üzerinde titremeye başladığında derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordum. Hızla banyodan çıkıp, geniş ve mavi gri tonlarda olan amerikan mutfağıma koştum. Ada tezgahın üzerinde ki yarısı dolu bardağı titrek ellerle içmeye çalışıyordum.

Bir yandan ne yapmam gerektiğini düşünüyor diğer yandan o birlikteliğin üzerinden ne kadar zaman geçtiğini anlamaya çalılıyordum. Zihnimi daha da zorlamaya çalıştım. Üç ay olmuş olmalıydı yada daha fazla. Ellerim daha hızlı titremeye ve kalbim sıkışmaya başladığında göz pınarlarımda yaşların dolduğunu hissediyordum. İki elimle tezgahın kenarına tutunmaya çalıştım.

"Sakin ol, Alt tarafı bir bebek aldırabilirsin bu kadar basit." Kendi kendime konuşuyordum, bir elim tekrar karnıma gitti, son dediğim cümleyi hatırlayınca boğazıma bir yumru oturduğunu hissettim. Bir cana asla kıyamazdım hele ki bu can benden binlerce parça taşıyorsa ona asla zarar veremezdim. Bu düşünceyi hemen kafamdan sildim. Hayır ne olursa olsun o benim de çocuğumdu, Babasının bunu bilmesine bile gerek yoktu kendi çocuğumu kendim de büyütebilirdim lakin çocuğum ilerde bana babasını sorarsa ne cevap vereceğimi bilemiyordum.

'Peki babasını nasıl bulacaktım?' tek hatırladığım ismiydi ve o bara geri gittiğimde onu orada bulabileceğim ne malumdu ki' iç sesim beni daha fazla darlamaya başlayınca tekrar derin nefesler almaya çalıştım. Salonumda ki L koltuğa geçip uzandığımda ne yapmam gerektiğini çözmeye çalılıyordum.

Söylemeli miydim?

"Siktir linara, ya adam evliyse!" O zaman ilk öğrenmem gereken şey adamın evli yada nişanlı olup olmadığını bilmem gerekiyordu, kendimi metres konumunda hissetmektense ölmeyi yeğlerdim. Telefonumu orta sehpanın üzerinden uzanıp aldım ve saate baktım.
Akşamın 11'ni gösteriyor ve günlerden cumartesiydi. kanepeden hışımla kalkıp üst kattaki yatak odama çıktım. Üzerime mart aylarına uygun bişeyler bakındım ve gözüme; uzun, boğazlı, siyah ve dar olan kazak elbise çarptığında hemen çekip aldım. Üstüne de uzun ve siyah kaşe kabanımı giyindim.
Saçlarımı saldım, yüzüme renk gelsin diye çok hafif bir makyaj yaptığımda telefonumu ve çantamı kapıp kapıya adımladım. Ayağıma siyah olan topuklu botlarımı geçirdiğimde evden çıkıp kapıyı kitledim. Ve aylar önceki o bara tekrar gitmeye hazırdım. Umarım tanrı yanımda olurdu ve bebeğin babasını bulurdum.

Asansöre bindiğimde bir bacağımı hem heyecan hemde gerginlikten titretiyordum. Sitenin otoparkına indiğimde hızla siyah Audi A4 arabama adımladım. Anahtarımı çantamdan çoktan çıkartmıştım. Arabamı çalıştırıp siteden çıktığımda yaklaşık yarım saate kadar bara varmış olurdum.

Sonunda bara vardığımda kapıdaki korumalara kimliğimi gösterip içeri girdim ve hızla o geceki barmeni bulabilmek ümidiyle tezgaha doğru adımladım. Tezgahın önüne geldiğimde ben konuşmadan sarışın ve erkek olan barmen konuşmaya başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hissiz Hareler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin