Hyunjin
"Jeongin yastığımı düzeltsene, kolum ağrıyor."
Jeongin derin bir nefes alarak kolumun altındaki küçük yastığı kaldırıp daha büyük ve yumuşak olanı yerleştirdi. Şimdi daha rahat olduğumu anlayınca tatlı bir teşekkür edip yüzüne baktım.
Onun evinde kalıyordum. Kendi evimde yalnız olmamı istememişti. Bu yüzden evine getirmişti beni. Her gün onunla olacaktım. Benim için bu bir ay mükemmel geçecekti.
Odadan çıkacakken ona seslendim. "Burada kalsana." Nereye gidiyor? Çok sıkılıyorum tek başıma olunca. Odasında televizyon falan da yok ki. Telefonumu da çok kullanmıyorum. Sadece onunla konuşuyorum işte. Bir de seungmin geliyor her gün.
"Uyumayacak mısın?"
Birlikte uyuyacaktık ama. Öyle söylemişti. Bir haftadır onunla birlikte uyuyorduk. Şimdi nereye gidiyor ki?
"Birlikte uyumayacak mıyız? İşin mi var? Bu saatte"
Aslında bu saatlerde işi olması çok normaldi. En normal durumdu bize göre ama gece evde tek kalmak istemiyorum. O gelene kadar da uyuyamazdım büyük ihtimalle.
"Birkaç saat olmayacağım. Sen uyu gelicem yanına."
"Nereye gidiyorsun? Hana mı söyledi?"
Birkaç saniye durup yüzüme baktıktan sonra sadece kafasını salladı. Yalancı. Yalan söylüyordu şuan. Nereye gidecekti beni böyle bırakıp? O donghae denilen herif ile işleri vardı yine. Benim yine bir şeyden haberim yoktu.
"Tamam. Git o zaman." Gözlerine bakmayı kestim. Zaten o da fazla durmayıp odadan çıktı. Dış kapıyı kilitleyince gittiğini anladım. Biri gelmesin diye kendince önlem alıyordu işte. Birisi gelse sanki kapıyı açmayacaktı. Mal işte.
Kaldım küçücük evde tek başıma. Keşke seungmin kalsaydı yanımda. Tek kalmak biraz ürkütücü geliyor ama başımın çaresine bakarım.
Komodinin üzerinden telefonumu alıp karıştırdım. Başka yapacak bir şeyim yoktu zaten. O olsa konuşur başını şişirirdim, bunu yapmak sıkıcı gelmiyor mesela. Tabii en sonunda beni susturunca biraz üzülüyorum ama olsun. Çok konuşuyorum ben. O yüzden.
"Sıkıldım ya!"
Oflayarak hiç bildiri bile gelmeyen telefonumu yatağın diğer tarafına attım. Boş boş önümde kapağı çıkmış olan dolaba baktım. Uykum da gelmiyor böyle durumlarda. Hep öyle olur zaten.
Onunla olduğumda uykum hemen geliyor ve çok vakit geçirmeden uyuyorum ama o olmadığında uykum bir türlü gelmiyor. Yanımda istiyorum onu. Alıştım.
Küçük evin içinde yankılanan zil sesiyle kaşlarımı çattım. Bu saatte kim gelmiş olabilir ki? Jeongin olsa anahtarla gelirdi. Hem o daha bir saat geçmeden geri gelmezdi.
Kapıyı açamayacağımı bilsem de kapıya gitmeye çalıştım. En azından kimin olduğuna bakabilirim. Yataktan kalkıp yavaş adımlarda ses çıkartmadan karanlık koridordan geçtim. Kapının önünde durup birkaç sesi dinledim. Kendi aralarında konuşuyorlardı.
"Evde olması gerekmiyor mu? Bugün iş de yok." Wonho'nun sesiyle bir adım geriye gidip dudaklarımı birbirine bastırdım. Nefesimi bile sessiz alıyordum şuan.
"Arasana."
Hana ile işi yoktu işte. Tahminlerim doğru çıktı. Birkaç gündür hep o adamla buluşuyordu. Artık sessiz kalıp ne yapıyorsan yap demeyeceğim. Bana söylemesi gerek bir şeyleri. Beni uzak tutması daha kötü aslında. Kendi merakımla bu işleri karıştırıp kendimi bilerek tehlikeye atmaktan hiç çekinmem çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ortak, hyunin
Teen FictionHyunjin, Jeongin uğruna her şeyi yapabilecek birisiydi. kendisine olan bu ilgiyi bilen jeongin ise Hyunjin'i kullanmaktan asla çekinmiyordu. ++ Angst. Hwang Hyunjin Yang Jeongin