Kaçış

48 8 12
                                    

🎶 we feel in love in october🎶

"Bu gece kaçmaya hazırlanıyorum,gelecek misin?"omzumun üzerinden en yakın arkadaşım Mattheo'ya döndüm.Kahverengi gözleriyle bakışlarından kafasının karışık olduğu belliydi "çok tehlikeli Allison,yakalanabiliriz!"hızla cevap verdim"seni gelmen için zorlamıyorum."yüz hatları gerildi"yalnız gitmene izin verir miyim sanıyorsun?"boş gözlerle yüzüne baktım "tamam,geliyorum."demesiyle gülümsedim."Ama nereye gideceğiz?,nasıl gideceğiz?,planın ne?"ardı ardına sıraladığı sorularla omuzlarım düştü,sıkıntılı bir nefes verdim."Aklımda hiçbirşey yok."kaşlarını çattı düşünüyor gibi Kahverengi gözlerini masaya dikti "Arka bahçenin demirleri öndeki demirlere göre daha kısa kalıyor demirliklerden atlayabiliriz."fikrini düşünmeye başladım.Çok hızlı olabilirsek bir ihtimal atlayabilirdik "başarabilir miyiz?" Başaramayacağımız duygusu içimde bir korku sisi oluşturdu.Soruma sessiz kaldı,birkaç dakika süren sessizliğin ardından kaşlarını yukarı kaldırıp derin bir nefes aldı."İşlerimizi hallettikten sonra buluşuruz."cümlesiyle kendime gelerek ayaklandım"Bugün Efendi Rain'in evine görevlendirildim."Efendi Rain Emas Krallığının kralının en güvendiği yıllarca birlikte çalıştığı en yakın arkadaşıydı.Kral öldüğünde kralın oğlu Andrew henüz 18 yaşının altında olduğu için tahta geçmesine karşı çıkıldı bu yüzden Efendi Rain tahta geçti."görüşürüz."cümlesine başımı sallayarak cevap verdim ve odadan çıktım.

Hiç birşeye bir türlü odaklanamıyordum.Akşam olacaklar için endişeliydim.Mattheo çocukluğumdan beri en yakın arkadaşımdı benden üç yaş büyüktü,Efendi Rain beni Emas'a getirdiğinde sadece benim yaşadığımı düşünüyordum onunla karşılaşana kadar.Mattheo onu bizden ayıran bir özelliğe sahipti.Telekenize gücüne sahipti tabi bu zamana kadar bunu kimseye söylemedik.Düşüncelerimden sıyrılıp konağın kapısına doğru yürüdüm,kapıyı çaldım.Kapıyı Rosita açtı.Yüzüme bile bakmadan mutfağa geçti Rosita Efendi Rain'in aşçısı olan Emily teyzenin kızıydı annesinin aksine bencil biriydi onu hiç sevmiyorum.

Efendi Rain evde değildi.Mutfaktan salona adım seslenince mutfağa yöneldim.Emily teyze yüzünde sahte bir gülümseme ile "bugün orta katta yani bu katta görevlisin"dedi ona karşılık gülümseyerek başımı salladım.Banyoya girdim kırmızı yuvarlak bir kap aldım içine yarısı kadar su,yarısı kadarda deterjan koydum.Kabı alarak salona geçtim,elimde hissettiğim soğuk bezi iyice sıkarak önemde duran masanın üzerini silmeye başladım.Silerkende düşüncelerime geri dönmüştüm...

🗡️


Çok yoruldum,orta katta 6 tane oda var hepsini temizledim.Tek bir tane kaldı oda en büyüğü Efendi Rain'in çalışma odası.Efendi Rain evde olmadığı için rahat rahat temizlik yapabilecektim.Odaya girdim oda çokta dağınık olmasada boğucu bir havası vardı.Herşey aynı renkte oda neredeyse hiç ışık almıyor kahverengi deri koltuklar,ahşap masa, ahşap dolaplar herşey çok bunaltıcıydı.Dosyalar ve evraklar masada resmen kaos oluştuyordu.Hiç beklemeden başlamaya karar verdim,masadaki dosya ve evrakları kapak renklerine göre ayırarak dolaplara yerleştirmem lazımdı.Yerleştirirken dosyalardan biri dikkatimi çekti içerisini açtım.Dosyanın Aneh Krallığı hakkında olduğu yazıyordu eğer kaçmayı başarabilirsek orayı gitmeyi düşünüyorum çünkü Emas krallığına en yakın krallık orasıydı oraya gitmek için Diam ormanından geçmem gerekiyordu.Dosyanın içinde savaş hakkında anlamadığım zırvalıklar yazıyordu eski diye düşünerek yerine koydum.Topladığım masanın üzerini bir bez yardımı ile sildim,yerleri süpürüp sildim.İşim bitmişti şükür Mattheo'nun işi benden önce bitmiştir kesin beni bekliyordur.Mattheo hemen yan binada görevli olduğu için onu bulmam zor olmayacaktı.Tam odadan çıkacaktım ki biri hızlı bir şekilde kapıya yöneldi az daha çarpışacaktık.Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda gözlerimin gördüğü kişi Efendi Rain'di geriye sendeledim.Yüzünden öfkeli ve aynı zamanda içkili olduğu belliydi burnum onun içki kokusuyla doldu iğrenç!...
Özür dileyerek yanından geçeceğim sırada kolumu sert bir şekilde tuttu "odamda ne işin var?"diye suratıma doğru tısladı.Gözlerimi kırpıştırarak çatık kaşlarla ona baktım "sadece temizledim Efendim."bana iyice yaklaştı"yalancı"diye fısıldadığını zoraki duymuştum."dosyaların içini karıştırarak mı temizliyorsun?"beni yere adete fırlatmıştı,yüzüm zeminle temas kurduğunda acı ile yüzümü buruşturdum."sen kim olduğunu sanıyorsun?"diye bağırdı kemerini çıkartırken elinde tuttuğu kemeri havaya kaldırdı "belki bu hatırlamana yardımcı olur."kemer sırtıma indiğinde inledim.Bir kez daha eli havaya kalktı aynı acı bir kez daha.Aynı şekilde eli tekrar havaya kalktı acı beklerken gözlerimi yumdum hiçbirşey olmadı,onun yerine yüksek bir çarpma sesi geldi.Biri benim bileğimden çekti zoraki kim olduğuna baktım gördüğüm kişi Mattheo'ydu diğer eliyle belimi tutarak kaldırdı.Koşar adım konaktan çıkıp arka bahçeye yöneldik.Kulaklarım çığlık ve isimlerimizin olduğu bağırışlarla doldu.Mattheo beni iki eliyle demirlerin üstüne çıkardığında ona yardım etmek için elimi uzattım ama çok geçti.Muhafızlar onu iki kolundan tutarak çekiştirmeye başladılar.Son kez gülümsedi ve ben kendimi demirliklerden aşağı bıraktım...




Bölüm sonu
Bu bölüm daha uzun oldu üçüncü bölüm hikayenin başladığı asıl bölüm olucak.

Ejderhanın kılıcıWhere stories live. Discover now