Aneh Krallığı

24 4 1
                                    

🎶Locked out of heaven🎶

    Tenim zemin ile sert bir şekilde buluştuğunda gözlerimi sımsıkı yumdum ve ses çıkarmamaya çalışarak dişlerimi sıktım.Yumruk yaptığım ellerimi serbest bırakarak yanıma aldığım haritayı çıkardım.Haritayı takip ederek Diam Ormanına ulaşacaktım.

Mattheo'nun gülümseyişi aklımdan çıkmıyordu.Oturup ağlamak istiyorum ama yapamam bu Mattheo'nun beni kurtarma emeklerini boşa çıkarmak olurdu.

Boş toprak yolda ilerliyordum,kesinlikle muhafızlar peşime düşmüşlerdi.Mattheo'ya yapacaklarını düşünmek bile istemiyorum.Düşündükçe nefesim daralıyor.

Yanıma hiçbir şey almamıştım,harita dışında.Geceyi nasıl geçireceğimi bilmiyorum.Hava zifiri karanlıktı önümü görmekte büyük güçlük çekiyordum.

Nihayet ormanın girişini buldum.Ormana adımı attığımda içimdeki korku büyüdü.Diam ormanınında  neredeyse Bermuda Şeytan Üçgeni'ne benzer bir yer olduğunu duymuştum giren geri çıkamıyormuş.

Ağaçların altında yürüyordum gittikçe ağaç dallar sıklaşmaya başladı kollarımı sıyıran dallarları sinirle geri itiyordum ama daha fazla canımı yaktığı için pes ettim.Sürekli baykuş ve köpek sesleri duyuyordum buda tüylerimin ürpermesine neden oluyordu.Yavaş ve temkinli adımlarla yürüyordum.

Koyu yeşil elbiseme taktığım kemerim,altın renkli ve  çiçek desenli  işlemelere sahipti.Kemerimin uyurken işime yarayacağını düşünüyorum.Geceyi filmlerdeki gibi ağaçların üstünde geçirmeyi planladım.Üzerinde uyuyabileceğim bir ağaç seçtim.Haritayı kemerimin arasına sıkıştırdım.Elimi ve ayağımı yerleştireceğim boşluk ve çıkıntıları inceledim.Tutunduğum dallardan kendimi yukarı çektim.Başka bir dala tutunurken ayağımı iki dalın arasına sıkıştırıp kendimi yukarı ittim.Devam etmek için elimle sağlam bir yer aradım ama bulamadım.Belliki bu gece uyuyamayacaktım.

Orman soğuktu titremeye başladığımı fark ettiğimde ellerim ile kollarımı sıvazladım.Yürümeyi sürdürürken bir takım çalı sesleri duydum.Umursamadan etrafıma bakınarak yürümeye devam ettim.Çalı sesleri artmaya başladığında aynı anda nefes alışverişlerimde hızlandı.Panikleyip koşmaya başladım koşarken ayağımın bir şeye takıldığını hissettim kollarımın üstüne düştüm.Kalmaya yeltendim ama başım döndü,gözlerim karardı.

Gözlerimi hafifçe araladığımda bayıldığımı fark ettim.Başım inanılmaz ağrıyordu.Elimi başıma götürdüm.Parmaklarımda hissettiğim sıcak sıvı ile başımın kanadığını anladım.Yüzümü istemsizce buruşturdum.Doğrulamaya çalıştım ama başaramadım.Bedenimi geri serbest bırakırken gözlerim tekrar kapandı.

                                             🗡️

Gözlerim tekrar açıldığında güneşten gözüm yandı.Sabah olmuştu alnımdaki kanın kuruduğunu anlamam kısa sürmedi.Doğruldum.Etrafıma bakındım.Gitmem gerekiyordu panikle ayaklandım.Haritamı çıkarıp yola bakacağım sırada nerede olduğumu bilmediğim fark ettim.Çok geç olsada kurbağa ve su sesleri duydum.Hemen yanımda küçük bir göl vardı.SU!göle adeta uçtum.Avuçlarıma soğuk suyu doldurup suyu içtim.Boğazımdaki kuruluğu giderdiğimde suyu avuçlarıma tekrar doldurup bu sefer kirli ve kanlı yüzümü yıkadım.Soğuk suyun etkisiyle kendime geldim.Birden aydınlanma geldi gölün hemen karşısında Aneh Krallığının kapıları duruyordu.Başardım!istediğim yere ulaştım.

Dizlerime kadar gelen küçük göleti geçerek karşıya ulaştım içeriye nasıl gireceğimi bilmiyordum.En iyisi her şeyi  anlatarak Mattheo için yardım istemekti.İnanılmaz heyecanlıydım kalbim göğüs kafesimi yumrukluyordu.İnandırıcı olması için elimden geleni yapacaktım.

Kapıdaki muhafızlara doğru ilerlerken gözlerimin dolmasına izin verdim.Göz yaşlarım yanaklarımdan aşağı süzülürken.Ağrıyan boğazımdan bağırabildiğim kadar bağırdım."Yardım edin!"muhafızlar bana döndü.Silahlarını doğrulttuklarında  korkarak iki elimi teslim olur gibi  havaya kaldırdım.Koşar adım yanıma geldiklerinde oyunculuğumu sergileyerek kendimi dizlerimin üstüne bıraktım.İki muhafız kollarımdan sıkıca kavrarken diğeri silahını yüzüme doğrultmuş şekilde bana bakıyordu"kimsin?"sorduğu soruya "Emas Krallığından kaçtım,bana yardım edin."diye karşılık verdim.Geldiğim krallığı duyunca gözleri fal taşı gibi açılan muhafızlar kolumu daha sıkı tuttular.Önümde duran muhafız"seninle lord Harvey ilgilenecek."dedi.

Önümden çekildiğinde muhafızlar kollarımdan sertçe çekiştirerek krallığın kapılarından içeri aldılar.Etrafta göz gezdirdim garip bir şekilde etrafta kimse yoktu buda beni korkutmaya yetiyordu.

Beni zindanlardan birine attılar.Kalbim hızla atıyordu sanırım beni öldüreceklerdi sonuçta düşman krallıktan kaçarak geldim.Başımın ağrısını ve sırtımın acısını unutmuştum.Korku acımı azaltmıştı.Duvara yaslanarak yavaşça çöktüm.Dizlerimi kendime çekerek onlara sarıldım,alnımı diz kapaklarıma yaslayarak gözlerimi yumdum.Şu an da yapabileceğim tek şey,tek seçeneğim beklemekti...

Bölüm sonu bölümleri kısa yazıyorum ve bu bölümü geç attım sebebi kitabım fazla dikkat çekmedi yeteri kadar oy almıyor bu sebebten ötürü ilgim azalıyor.Ama pes etmeyi düşünmüyorum destek olursanız çok sevinirim🫶🏻

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 30 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ejderhanın kılıcıWhere stories live. Discover now