Banyodaydım. Yüzümü yıkıyordum. İşimi hallettikten sonra başımı kaldırıp ıslak yüzüme ve simsiyah olan gözlerime baktım. Hep ruh gibi ve yorgundum. Hemde dağınık saçlı.
Havluyu alıp yüzümü kuruttuktan sonra banyodan çıktım. Daha okul kıyafetimi giymemiştim. Sadece 2 saat uyku çeken zavallı gözlerimi ovuşturdum. Evet, zavallı. Her bakımdan, tüm benliğimle zavallıydım biraz. Belki biraz demek doğru olmaz ama...
Elimi çalışma masama koyup derin bir nefes alıp verdim. Başımı dik tutup karşımdaki panoya baktım. Panoya iğnelediğim fotoğraflarına baktım. Light... Fotoğraflarda o kadar yakışıklı ve harikaydı ki fotoğraflara bakmadan duramıyordum. Bu takıntı, bu tutku ve bu aşk beni yiyip bitiriyordu ve çürütüyordu. Ama vazgeçemiyorum. Ona söylemekten korkuyorum çünkü rezil olacağımı düşünüyorum. Onunla ne konuşmaya ne de onun yüzüne bakmaya cesaretim var. Nereye kadar sürecek bu böyle? Neden bu kadar korkağım? Belki de onu kaybetmekten korkuyorumdur. Bana ait olmayan bir şeyi kaybetmekten korkuyorum...
"Daha ne kadar bakacaksın onun fotoğraflarına? Okula geç kalacaksın."
Annemin sesi ile irkildim.
"Üzgünüm. Şimdi hazır olurum."
Annem halime üzülür gibi baktıktan sonra çıktı ve kapıyı kapattı. Bende kıyafetlerimi giydim ve çantamı aldım. Çantamı koluma takıp odadan çıktım ve aşağı indim. Merdivenlerden inerken anneme seslendim:
"Umarım kahvaltı hazırlamamışsındır anneciğim!"
"Hazırladım tatlım!"
Oflayarak mutfağa girdim ve tabakları hazırlayan anneme baktım.
"Yemek istemiyorum anne."
"Peki peki. Yine kabul etmeyeceksin demek. Israr etmeye gerek yok."
"Teşekkürler anne."
Mutfağın kapısının arasında durdum.
"Gidiyorum."
"Anneye öpücük yok mu?"
Zoraki bir gülümseme ile annemin yanına geldim ve yanağından öptüm.
"Şimdi gidebilir miyim?"
Annem bir süre yüzüme baktı ve yüzü düştü.
"Israr etmesen mi artık tatlım? Bir doktora görünsen senin için çok daha iyi olur. Maaşımla ne kadar ilaç gerekliyse alırım, gerçekten-"
"Gerek yok anne. Herneyse, sende şimdi işe gideceksin değil mi?"
"Bugün izinliyim. Gitmeyeceğim."
"Öyle mi? Bende diyorum annem neden hala evde. Ayrıca ilk defa bana zaman ayırıyorsun anne-"
"Boşver sen beni. Git hadi geç kalma."
Tekrar gülümsedim ve mutfaktan çıktım. Kulaklığımı taktım ve sevdiğim bir şarkıyı açıp evden çıktım. Bisikletimi hazırladım ve binip evin önünden uzaklaştım.
~Bir süre sonra~
Bisikleti hızlı sürmeye çalışıyordum çünkü yine geç kalmıştım. Annem okul saatimi bile doğru düzgün bilmeden beni uyarıyor oysa... Bu sefer haklıydı gerçi.
Hemen okula geldim ve bisikletimi bırakacağım yere yaklaştım. O sırada arkadan sesler geliyordu. Hem de çok yüksek sesler. Çantam hala kolumda arka tarafa gittim. Tek kulaklığımı çıkardım. Zaten şarkıyı durdurmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Obsession
RomanceL, Lise 3. sınıf öğrencisidir. Aynı zamanda okulun en çalışkan 2. öğrencisidir. Light Yagami adında okulun en popüler ve en zeki bir son sınıf öğrencisine aşıktır. Kendisi ise okulun en çalışkan 1. öğrencisidir. L Lawliet'in Light Yagami'ye olan aşk...