three

874 78 13
                                    

Bulunduğu sesli mekanın koltuğundan kalkmıştı barış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bulunduğu sesli mekanın koltuğundan
kalkmıştı barış.

Yanındaki kadın sorgulayıcı bakışlarla ona baktığında hiç oralı olmamış, çıkışa yönelmişti genç adam.

Çünkü konu İsmail'se işler biraz değişirdi
Barış için.

Boğucu mekandan kendini dışarı attığı gibi tanıdık bakışlarla karşılaşmıştı.

Dışarıda kendini duvara yaslamış olan barışa göre ondan biraz daha kısa olan adam boş bakışlarla onu izliyordu adeta.

"Selam." demişti barış ortamdaki sessizliği bozarak ve aynı şekilde onu izleyen bedenin yanına yaklaşmış sırtını duvara yaslamıştı.

"Ne konuşacağız? Çabuk ol, çünkü üşüyorum ve daha fazla bu aptal yerde vakit kaybetmek istemiyorum."

Kızgındı sesi. Kırgınlığını sinirle bastırmıştı İsmail. Barış ise onun dediklerine kaşılık üzerindeki bol deri ceketi çıkartmış onun bir şey demesine izin vermeyerek omuzlarına bırakmıştı.

Onun şaşkın bakışları Barıştayken, Barışın gözüne tatlı gelmişti bu görüntü.

"Yaptıklarına bir son vermelisin. Hergün seninle kavga etmekten sıkıldım." sonunda konuşmaya başlayan Barış cebinden çıkarttığı sigarasından bir dal almış dikkatlice dudaklarının arasını yerleştirip, yakmıştı.

Yanındaki beden ise onun yaptığı her haraketi bir film izlermişcesine izliyordu.

"Yanımda sigara içmezdin." duyduklarıyla yüzünde acı dolu bir gülüş yayılmıştı.

"Eskide kaldı. Çünkü eskiden bir birimize değer verirdik." barışın sözleri ismaili yeterince kırmıştı. Yutkunmuştu.

"Şimdi bana değer vermediğini mi ima ediyorsun?"

"Tam tersi. Ben hâlâ eskisi gibiyim. Değişen sensin. Bizi bitiren sensin." Barışın dedikleriyle sinirle gülmüştü İsmail.

"Korkak gibi duygularını itiraf etmeyen, kaçan sensin . Fakat sorun yine ben miyim?"

"Peki bunu biliyorken başkasıyla neden çıktın? Söylesene" Barışın sabrı kalmamıştı.

Yüksek sesle sorduğu soruyla karşısındaki beden şaşırmıştı.

Çünkü onu böylesine kızgın ilk defa görüyordu.

"Belki, yanılıyordum. Belkide sen sadece aptal gibi kendine beni bağlayıp sonra siktir olup gideceğini düşünüyordum!? Ve bu böyle de oldu." duyduklarıyla derin nefes veren uzun beden ellerini saçlarını geçirmişti.

"Anlamıyorsun. Sen başkasıyla yakınken senden uzaklaşmaktan başka bir çarem yoktu? Bunu nasıl kafada kurduğun senaryoya bağlarsın."

İsmail ise hiç oralı olmamış dışarıyı izlemeye başlamıştı.

"bunun yaşanacağını tahmin edemedin mi? Seni seviyordum fakat sen bunu farkettiğin halde başkasının kollarına gittin. Ve senden uzaklaştım diye bana mı kızıyorsun şimdi?"

Barış haklıydı. Sabrı kalmamıştı. İki ay önce söylemek istediklerini içinde daha fazla tutamamış, patlamıştı.

Sadece "Yapamazdık.." diye bilmişti
karşısındaki beden.

"Bunu sana düşündüren ne? Benimle olduğun sürece kimse sana bir şey yapamazdı. O altay itinden mi korkuyorsun yoksa?" barış, yanındaki gözleri dolmuş bir şekilde ona bakan kısa bedenle yutkunmuştu. Kızamıyordu.

"Bir bok bildiğin yok ,tek bildiğin insanları suçlamak." son cümlesi bu olmuştu genç adamın.

Daha sonra orada durmamış hızlıca uzaklaşmaya başlamıştı.

Arkasında kafası karışık, sinirli, dargın bir barış bırakarak, üzerinde kızgın olduğu adama ait olan ceketle evine yönelmişti ismail.

🐟

scary love, ismail & barış a. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin