"jeongin, jeongin." kafamın önünde dönüp duran insanların her biri başka bir şey söylüyor, fakat hiçbirinden bir şey anlamıyordum."uyan artık!" diye bağırdı biri. gözlerimi refleksle açmış ve beni çağıran kişiye bakmıştım. zehirli sarmaşık...
"ne oldu? neredeyiz?" dedim etrafıma bakarken. zehirli sarmaşığın kafasının üzerinde, gökdelenin içine girmiş helikoptere baktım şaşkınlıkla. yanıyordu.
"joker!" hızlı bir şekilde doğrulduğumda, şu anda aşağıda yalnızca ben, king shrak ve zehirli sarmaşığın olduğunu fark etmiştim. diğerleri neredeydi? joker neredeydi? ve lanet olsun nasıl ölmemiştik?
"hâlâ orada." dedi zehirli sarmaşık, çok normal bir şeyi söylüyormuş gibi.
"nasıl?" diye bir çığlık koptu boğazımdan. gözlerim istemsizce dolmuştu.
"jeongin, saçmalıyorsun hyunjinden bahsediyoruz. o götünü her zaman kurtarır." dediğinde rahatlamış hissetmem mi gerekiyordu.
"ama felix..." gülümsedi ve gözümü hafifçe sildi. şimdi fark ediyordum da, ölmeyişimin sebebi de oydu zannımca.
"sen mi çektin beni aşağı?" dedim gökdelenin birkaç katını kaplayan sarmaşıklara bakarken. zehirli sarmaşığın doğaya hükmetme gücü vardı. o, jokerin aksine bir süper kötüydü. tek derdi yeşili korumak olsa da, bunu insanlara zarar vererek yaptığı için kötü olduğu düşünülüyordu. tehlikeli miydi? pek âlâ öyleydi. fakat kötüyü abartı buluyordum.
"seni kurtardım. teşekkür etmeyeceksen sorma." dedi kendince kibirli bir tonda. sonrasında kızıl saçlarını savurmuş ve ayağa kalkmıştı. biz düşerken sarmaşıkları ile düşüşümüzü hafifletmiş olmalıydı, ki hiçbir yerimde bir sızı hissetmiyordum.
"gitmeliyiz." dedi etrafa bakarken. polislerden bahsediyordu. fakat joker hâlâ yukarıdayken gidemezdim.
"gidemem!" dedim kafamı yukarı kaldırarak. helikopter hafifçe sallanmaya başlamış, dengesini yitirmişti.
"dikkat et!" diye çığlık atıp onu da kendimle birlikte kenara çekip attığımda, helikopter büyük bir gümbürtüyle düşmüştü. bütün çığlıklarım boğazıma doğru dizilirken gözlerim yeniden doldu hemen.
"joker!" yakınıp durarak bağırdığımda her şey için çok geç olmasından korkuyordum. helikopter gözlerimin önünde yanıp küle dönüşüyordu adeta.
kafamı ellerimin arasına aldım, ölmüş olamazdı değil mi? tanıdık kahkahası hâlâ kulaklarımda çınlıyordu... veya kulaklarımda çınlamıyordu. bir saniye. kafamı havaya kaldırıp helikopterin büyük bir delik açtığı gökdelene baktım. joker kafasını camdan çıkarmış gülerek bana bakıyordu.
"orada ne yapıyorsun güzelim? çabuk buraya gel!" dediğinde biri onu içeri doğru çekmişti. birkaç silah sesi patladı önce. oraya gitmeliydim. gözlerim etrafta gezindiğinde yerde yatan felix'i buldu. yanına doğru adımlayıp önünde çömeldim.
"sen benim hayatımı kurtardın, ben de seninkini. artık ödeştik." dedim ve ayağa kalkıp hızla binaya doğru koştum. ayaklarım hafifçe yerden kesilince gözlerim kocaman açılmış ve belimin etrafına dolanan sarmaşıklara bakmıştım.
"bu defaki de benden olsun bakalım!" dedi felix gülerek. sarmaşık giderek havalandığında beni gökdelene çıkardığını fark etmiş ve hayretle belimin etrafındaki bitkiyi tutmuştum. camın hemen önüne geldiğimde ayaklarımı yere bastım ve bitkinin belimden kurtulmasına yardımcı oldum.
joker, hemen önümde catmanle kavga ediyordu. catman, genellikle kalçasının yanına sardığı halatını hyunjin'in boğazına doğru dolamıştı. etrafa bakıp kullanabileceğim bir şeyler aradım. lanet olsun! burada hiçbir şey yoktu resmen! sinirle dişlerimi sıkıp catman ile hyunjin'in yanına vardım. catman'i hyunjin'in üzerinden ittiğimde hyunjin ellerinin arasından kurtulmuştu sonunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sh*t blvd ::hyunin
ActionArkham Asylum'dan garip görünümlü bir suçlu kaçar. top: hyunjin bottom:jeongin