Cafer: Benden kurtulacağını mı sandın?
-Yaklaşma yoksa imanıma and içerim senin kelleni aldırırım.
Cafer: Çok korktum ya. Kahpeee beni aldatdın demek...
-Önce sen beni aldatdın oç.
Cafer üzerime saldırdı. Saçlarımı yoluyordu ve kendimi ele aldım ve onun kasığına tekme savurdum. Hemen inlemeye başladı.
-Evliyadını soyunu sopunu siktiğim oç evladı.
Caferi haşat ettikden sonra okula geldim. Mustafa gelmişti. Kurban olduğum. Nasıl da güzel gülüyor. Bir kerecik güler misin dedim ona..
Beni ensemden tutup yere eğdi. Bu hareketine düştüm. Hemen dik durup onu öpdüm. Muharremin dersiydi ve bana öfke ile bakıyordu. Beni derse kaldırdı.
M: Söyle bakalım Suna Fatih sultan Mehmet'in eskiden bir okullara gittiği sonra ezeli düşman olduğu Eflak prensi kimdir?
Muharreme anlamsız gözlerle bakıyordum. Çünki derse sadece boy göstermek için geliyordum. Muharrem beni azarlamaya başladı.
M: Cevap lll. Vlad yani Kazıklı Voyvoda.
Şimdi otur ve dersine odakla...Cümlesini bitiremeden Mustafa ona saldırdı. Onu dövüyor. Nasıl kadınına küstahlık yaptığını soruyordu. Zevkle izledim. Çünki kimse beni böyle azarlayamaz.
Mustafaya disiplin cezası verilmişti. Onun evine gittik. Evi orman yolunda kasvetli bir villaydı. İçerisi dışı gibi değildi. Gotik tarzda döşenmiş evin kendine has aurası vardı.
Mustafa: Hadi geçelim, ailem İsviçrede.
-Gerçekten mi? Eviniz çok güzelmiş.
Beni içeri götürdü. Yemek yedik. Sonra film açıp izlemeye koyulduk. O bir yandan beni izliyor bir yandan filme bakıyordu. Film bitti ama uykumuz yoktu.
-Mustafam?
M- Hı?
-öpşuelimi
Dudakları düz bir çizgi altına aldı. Ve beni öpmeye başladı
-Ama Mustafaaa
M -Ne?
- Öpüşelim demedim öp şu elimi dedim.
M- Bu 2012 Facebook şakalalarını nerden biliyorsun?
-Facebook ne ya..
Sözümü yarım kesip beni öpmeye başladı. Öpüşüne karşılık verdim. Bir yandan beni soyuyor bir yandan öpücükle tenime izler bırakıyordu.
Birden ışıklar kesildi.
M- Hassiktir.
-Noldu?
M- şalter atmışdır belki ben gidip bakayım.
-Tamam ama hemen gel.
O gitti arkasından uzun zaman geçti. Telefonun ışığıyla biraz bekledim. Birden mutfaktan bir gölge geçti.
-Kim var orda ? Dedim
Siyah bir silüet orda bana bakıyordu. Bu Mustafa değildi. Başkasıydı...