🕊️2.BÖLÜM: Fırtınanın dansı

21 2 0
                                    

Selamlaaaar

🕊️🕊️🕊️

Denizler'den gelen dalga sesleri uzak diyarlarda ki fırtınaların dansıdır.

Sera

🕊️🕊️🕊️

Saatlerdir yoldayız ve etrafta karaya dair hiçbir şey yoktu. Kaptan jack 'Gördüğümüz ilk adada duracağız.' Demişti. Sanırım gemi ile ilgili bir sorun vardı. Ama çıkmadan önce tüm kontrolleri yapıldığına göre bu sadece bir dinlenme molası olmalıydı çünkü deniz her zamankinden daha dalgalıydı. İleride biryerler de fırtına kopuyor olmalı. Yakalanmadan bir sığınak bulmak en iyisi aksi halde okyanusun ortasında kim yediye gideceğiz.

Hoş bu mevsimde sulara açılmak zaten doğru bir karar değil. Ancak sevgili teyzem ani bir evlilik kararı almıştı, sanki hiç derdimiz yokmuş gibi hemde. Umarım buda diğer ilişkileri gibi olmaz, katiyen aşktan anlayan bir kadın olduğu söylenemez, söylenmemeli. Nerede para düşkünü, şerefsiz, arsız, namussuz, sokakta görsem çantamı daha sıkı tutacağım tipler varsa hepsiyle bir geçmişi vardır elbet ve hiçbirinde akıllanmadan 'Bu onlar gibi değil.' diyerek bana kafa tutar hatta bu sözü söyleyerek benimle tanıştırdığı adamlardan biri hasımlarımızdan bir kraliçenin yeğeniydi. Her aşkının sonu depresyonla bitti. Kendisiyle beraber sarayda ki insanlarıda depresyona sokuyordu çünkü hizmetkarların yürüyen bir depresyona hizmet etmekten kalan son damla neşeleri kuruyordu. Teyzem sayesinde hiç aşık olmadan aşkla ilgili kavramlara hakimim yani onun gibi bir hata yapmam söz konusu dahi olamaz. Eğer ki bir gün aşık olursam bu kişi, hem benim hem ülkelerim için olup olabilecek en doğru kişi olacaktır.

(Spoiler: Büyük konuşmamak gerek.)

Kendi kendime teyzemin dedikodusunu yaptıktan sonra -dedikoduyu bile kendi kendime yapacak kadar yalnızım- birbirini kovalayan mavi dalgaları izlemeye başladım. Derin su fobim olmasa bütün ömrümü okyanuslarda ve denizlerde geçirmek isterdim. Deniz kızı olmak değilde, denizlerin kızı olmayı yeğlerim. Balıkları pek sevmem, sevdiğim türleri yunuslar, balinalar ve en sevdiğim olarak köpekbalıklarıdır onun dışında tüylü hayvanları daha tatlı bulurum, kanatlılar dışında bazı fobilerim var. Mesela sarayın bahçesinde bir tavuk görürsem en az beş metre uzağından arkama bile bakmadan hızlıca geçer giderim, konuşan kuşlar hoşuma gider ama asla dokunamam aşırı huylanırım, civcivleri bile tutarken her az ezecekmişim gibi hissederim zaten kanatları büyüdüğünde onlardanda korkmaya başlarım ve bilin bakalım üvey annem en çok neyi sever?

Kuşları, hemde güvercinleri o kadar çok sever ki, bir kere bile ilgilendiğini görmemişimdir. Sırf ben korkuyorum diye kendi odasının terası duruyorken sarayın en çok kullanılan terasını güvercinle doldurdu. Küçükken bir keresinde herkes uyurken gidip kafeslerin kapaklarını açmıştım, ertesi gün yeri göğü birbirine kattı çingene karı işte kendisi kraliçe ama ruhu köylü bana inat daha fazla güvercin getirtmişti. Kötü bir şey yapmamıştım ki, hem fena mı oldu bütün hayatlarını kokuşmuş bir kafeste geçirmek yerine istedikleri yere uçma hakları oldu. Doğaları böyle onların, müebbet yemiş mahkumlar gibi dört telin arasında bir ömürmü geçer? Ben demiştim en başından babama bırakmazsan ben bırakırım diye.

Tamam, tam olarak böyle dememiş olabilirim. Bıraksın diye her saçma şeyi söylemiştim. çocuklarının evde ekmek beklemesinden tutun, içlerinden en saldırganı gitsin diye saraya mektup yollayıp, beyaz kızın ailesi ölmüş cenazeye bekleniyor bile yazmıştımda mektubu okuyabilene helal olsun nede olsa bir on boylarında bir velettim kuş denen yaratıkların gitmesi uğruna hırs yapıp her yolu denemiştim. Sonuç olarak, kardeşimin alerjisi olduğu için arka bahçeye geniş bir alan yapıldı artık kafeste değil tel örgülerin ardında krallar gibi yaşıyorlar. Hatta benden daha mutlu oldukları da aşikar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gölge ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin