Öylesinedir Devamı gelmeyebilir. Yazım hatası ve noktalama hataları olabilir özür dilerimmm.
Birinin seslenmesiyle etrafıma göz attım. Başımın belası Melisa gelmişti. Melisa elini havaya kaldırarak beni selamladı. Bende başımla onaylayıp karşı tarafta boş olan cam kenarı, masayı başımla göstererek, oraya geçmesini sağladım.
Tezgahı tertemiz yaptıktan sonra iki kahve kaparak Melisa'nın oturduğu masaya gittim. Telefonla oynuyordu kim bilir neler yapıyordu? "Hayırdır? buralara hiç gelmezdiniz efendim. Noldu ne yaptın gene?" dedim alaycı bir sesle. Bana bakarak "Ne yani illa kankamı görmek için bir bok mu olması gerek?" dedi. "Evet, olmalı." dedim ciddi bir tavır takınmak için gözlerimi kıstım. "Neyse asıl konuya gelelim kanka." dedi rahatsız bir şekilde hareket ederken.
Acaba gene hangi salaklıklar yapmıştı? Ağlayacam offff, Ya kötü bir şey se? Meraklı bakışlarla ona bakıyordum. Hala da bakıyorum. iki dakika geçti hala bekliyorum. En sonunda pes ederek "Yeter aa, söyleyecen mi? Yoksa kalkacağım işim var." Başını olumsuz anlamda salladı ve yutkundu. "Kanka bana kızmazsın değil mi?" dedi gülerek. "Salak, bir belaya bulaştın değil mi?" ağlamalı bir sesle söyledim. İrkildi "tamam, özür sert çıkıştım." dedim üzüldüğünü ve korktuğunu görünce.
Bana bakarak sırıttı ve konuşmaya başladı. "Sıkılmıştım telefonda geziniyordum. İnstagramda bir gönderi gördüm." Evet dercesine başımı salladım. "6 kişilik bir yarışmacı, aynı evde geçirecekmiş ve en son evden çıkan para ödülünü kazanacakmış."
"Eee, nolmuş?"
"Anla işte kızım sende!"
Gözlerimi kapatarak başımı sağa sola salladım. "Sakın bana salaklık yapıp o yarışmaya beni de kattığını söyleme?" dedim yalvarırcasına. Bana bakarak tekrar sırttı. Onun o otuz iki dişini bu gidişle götüne sokacaktım. "Ben sana inanıyorum kanka yaparsın, birşey olmaz altı üstü bir yarışma" dedi.
"Allah'ım bana yardım et, çıldıracayım." dedim bağırarak. Benimle göz göze gelerek yüzünü en şirin haline sokarak "Yoksa senin biricik kankanı yalnız mı bırakacaksın? Yazıklar olsun" dedi ve bana doğru tükürdü. Nefes alarak "Seni Allah kahretsin elimde kalacaksın birgün!" diye bağırdım. Onu kırmamak için kabul ettim.
Mutlu görünüyordu bense somurtarak napacağımı kara kara düşünüyordum. Aynı evde, off tek biz olsak mükemmeldi ama başkaları daha olacaktı. Mükemmel şansımız sayesinde kesin erkekte olurdu. Yüzümü daha da somurtarak ona doğru baktım. Mutluydu. Ayağa kalktım ve "Bir daha görüşmemek üzere" dedim tebessümle. O da benim gideceğimi anlayınca kalkarak "Bir daha görüşmemek üzere" dedi ve sevinerek dükkandan çıktı.
Eve gelmiştim. Napmam gerektiğini hiçbir şekilde bilmiyordum. Eşyalarımı bavula koymaya başlasam mı? Yoksa son gün 4 Marta mı bıraksaydım işi? Bir süre düşündükten sonra eşyalarımı bavula koyma kararı aldım. Dolabımı açtım. Elime gelen bütün pantolon ve üstleri alıp bavula yerleştirmeye başladım. Elbise almama gerek yoktu zaten elbisenin içinde kendimi rahatsız hissederdim büyük bir ihtimalle.
Son çekmeceyi açıp iç çamaşırlarımı aldım ve çekmeceyi sertçe kapatarak kendimi yatağa bıraktım. Yorulmuştum, ama işim bitmişti. Mutluydum. Telefondan bildirim sesi gelince elime telefonu aldım. Melisa mesaj atmıştı.
"kanka toparladın mı eşyalarını? Heyecanlı mısın?"
Yüzümü somurtarak "Aynen çok heyecanlıyım ki anlatamam." "Eşyalarımı topladım ve 2 gün sonra için hazırım." yazdım.
***
Sıkılmıştım evde, napacağımı bilmiyordum.