Dünyanın dört bir yanından çoğu ülkenin varisleri iyi bir eğitim almak için ve diğer varisleri iyi tanıyabilmek için Soylular Okuluna gidiyor. Bu okulun hikayesini Osmanlı'nın en değerli varisi Umay Sultandan dinleyeceğiz. Okul ne kadar masum görüls...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bazı insanlar vardır dıştan masum,tatlı ve sevimli görünebilir. Fakat o kişinin içinde beslediği duyguları asla bilemeyiz... ne kadar bilgili görünse de aslında aptalın tekidir, ne kadar masum görünse de aslında kurnazın tekidir, ne kadar anlayışlı görünse de aslında nankörün tekidir,ne kadar güvenlir görünse de aslında tehlikenin anavatanıdır... biz hiçbir şeyden haberi olmayan masum kuzulardık ve bunu er geç en acı haliyle öğrenecektik... ⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️⚔️ Karşımda sabırsızlıkla at arabasının camından dışarıya göz atan canım cicim kardeşim Elçin duruyordu ince bir sesle heyecanla şakıdı elçin "Abla abla ! Şato gözüktü" Hızlıca maviye çalan gözleri bana döndü Bu haline gülerek aynı zamanda göz devirerek yanıt verdim. Dalgalı bir ses tonuyla konuştum onunla "Kesin güzel bir eğitm almak için heycanlanıyorsundur canım kardeşim... asla prenslerle fingirdeşmek gibi bir niyetin yok !" Bu sefer göz deviren elçin'di. Somurtarak iki kolunu birbirine doladı. Fakat at arabası durunca bu sakinliği 3 bilemedin 5 dakika sürdü. Ardından kapı açıldı ve bir muhafız belirdi. Saygıyla önümüzde eğildikten sonra elini bize doğru uzattı. Elçin bana fırsat vermeden hızla muhafızın elini tutup dikkatli bir iniş sergiledi. Ardından şaşırmadığım bir şekilde elçin'in sevinç çığlığı kulaklarımızın pasını sildi. Muhafızın, bu sefer bana uzattığı elini yavaşça ve kibarca tuttum dikkatli bir iniş yaptıktan sonra sonunda etrafa bir göz attım. Karşımda koskoca bir şato vardı. Geniş bir bahçe vardı bir kısmı çiçekler için ayrılmışken bir tarafı at koşu alanı için, bir tarafı savaş eğitimleri için ve bir tarafıda normal yürüğüş yeri için ayrılmıştı. Havanın kokusunu derince içime çektim. Bizim için zorlu bir yolculuk başlıyordu. O sırada yanımıza hafif yaşlı. Taş işe dolu bir elbiseli kadın vardı. Bu bayan merianna olmalıydı. Okulun müdüresi o çok övülen adaletinden şüpe duyulmayan bayan merianna... hemen önümüzde eğildi ve gülümsedi "Hoş geldiniz osmanlı varisleri umay sultan ve elçin sultan" Saygı amaçlı hafifçe eğildim ve kibar bir şekilde mırıldandım "Hoş bulduk bayan merianna" Ardından elçin neşeyle mırıldandı "Hoş bulduk bayan meri" Bayan merianna eliyle kapıyı gösterdi "İsterseniz geçelim" İçerisi öyle ihtişamlıydı ki gözlerim kocaman açıldı "Bu sınıfta kibarlık ve diksiyon dersleri verilir" Biraz daha ilerledik "Burada ise ekonomi dersleri verilir" Gittikçe ilerliyorduk "Siyaset sınıfı..." Yaklaşık 15 dakika boyunca bu katı gezdik. Kocaman bir yerdi bir sürü sınıf vardı "Üst kata çıkalım" Uzun bir merdivenden hızlı hızlı yukarı çıktık "Burası yemekhane. Hemen yanında da büyük bir kütüphanemiz var" "Çok güzelmiş" diye cıvıldadı elçin "Diğer katlarda ise odalarınız var. Aynı kattasınız şanslısınız. Odalarınız Hemen üst katta" Yukarı çıktık ve "1" yazılı kapının önünde durduk "Elçin sultan burası sizin odanız" "Aynı odada kalacağımızı sanıyorudum" Diye mırıldandım. Güldü bayan meri "Daha rahat kaynaşabilmeniz için böyle uygun gördük" "Peki oda arkadaşım kim" dedi elçin "İşte geliyor... hoş geldin demia dinso" Utangaç uyangaç sırıtan hafif çilli kızıl saçlı bir kız geldi yanımıza "Merhaba ben demia italya varisiyim" Diyerek elini uzattı demia. Uzattığı eli kavradı ve gülümsedi elçin "Bende elçin osmanlı varisiyim... demekki oda arkadaşıyız senin gibi tatlı biriyle olduğum için çok şanslıyım!" Kıkırdadılar kızlar sonunda bana baktı demia "Bende elçinin ablası umay sultan" "Memnun oldum" O sırada lafımız böldü bayan meri "Sonra kahvaltıda konuşursunuz kızlar şimdi odanızda dinlenin, ha unutmadan ders programlarınız duvarda yazıyor her odanın farklı programı var yarın sabah ona göre gelirsiniz. Umay sen "3" numaralı odadasın hadi seni bırakayım" Sıkıca sarıldım elçine "Bişey olursa 2 kapı yanındayım" "Keyfine bak abla" "Görüşürüz demia" "Görüşürüz umay" Kızlar odalarına girip kapılarını kapattılar bende odama doğru yürüdüm. "Ben kiminle kalacağım" "Sen sina dilas ilesin kendisi gürcistan varisi kesin şimdi odasında süsleniyordur" "İyi günler bayan meri" Odama girip kapıyı kapadım çok yorgundum oda çok ihtişamlıydı iki kişilik iki yatak yan yanaydı ikimizinde gardrobu vardı. O sırada salatalık maskesini yapıp uzanmış bir kız gördüm. Yüksek ihtimalle bu sinaydı "Selam" "Umay sen misin" dedi umursamaz bir sesle "Evet sende sina olmalısın" "Evet şimdi izninle dinleneceğim yarın konuşuruz" "Peki..." derin bir nefes alıp banyoya ilerledim küveti doldurup elbisemi çıkardım be küvete girdim bir süre orada kaldım. Bu iyi gelmişti sonrasında çıkıp kurulandım saçımında nemini alıp benim için ayarlanan mütevazı beyaz geceliğimi giydim ardından kendimi yatağa bıraktım 5 dakika içinde siyahlık beni içine çekmişti...
