~ ~ ~
Asi, kuliste bulunan aynanın karşısına oturdu. "Bensiz bir hiçsin" sözü içinden yankılandı. Gözünün önüne gelen, İlayda'yla olan görüntüleri silmek istedi.
Alaz mekanda bile yokken şarkısını söyleyebilmeliydi ama sahneden inmişti ve aynaya bakamıyordu.
Hayalini kurduğu sahneden onun yüzünden inmiş olmak...
Niye, ya niye, diye ellerini birbirine bastırdı. Ağlamak istemiyordu, gözlerini sımsıkı kapatsa da fayda etmiyordu. Telefonuna gelen mesaja göz attı, Cesur'dandı: "Asi cehennemin dibine gel, acil."
Asi hızlıca toparlanıp Tolga'nın soğrulmasını bile aldırış etmeden Bardan çıkıp cehennemin dibine geçti.
~ ~ ~
Asi, ateşin başında duran Cesur'un yanına yürüdü. Cesur'un yüzü kan içindeydi: "Cesur ne oldu sana, ne bu hal? Sen yine neye bulaştın... ya konuşsana."
Cesur: "ortadan kaybolmam lazım."
"ne diyorsun Cesur sen?"
"tehdit ediyor. Yakup, Çağlanın fotoğrafını yolladı. Bu Tolga yok mu? Arkası sağlam çıktı. Adamın mekanını tarayacağım"
"Tarayacağım derken?"
"şimdi önce bir ortadan kaybolayım sonra bakarım"
Asi, yüzü dağılmış olmasını aldırış etmeden Cesur'un yüzüne yumruğunu indirdi. Cesur, beklemediği yumrukla sendeledi, hızlıca toparlayıp: "Asi!" diye çıkıştı.
"Sen git Yakup'la takıl. Gözünü para hırsı bürümüş, yetmedi bir de mekan basmaya mı başlayacaksın?"
"Asi, sen duymuyorsun galiba? Tehdit ediyorlar."
"Bu hepsi senin suçun. Yakup için ne yaptın?"
"Haraç...Tolga dan alamadım... ama Yakup adam olsa beni Çağla'yla tehdit etmezdi."
"Bak Yamana anlatmadım sustum, yeter artık anlatırım"
"Benim ona anlatmadıklarım ne olacak peki Asi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kül
Fanfic24 bölüm - Alaz duygularını Cağla'ya itiraf etmiş ve Rüya'nın yanına gittikten sonra devam eden hikaye... |Görselleri başka yerde paylaşmayın!|