elli

1.2K 110 18
                                    

elli bölüm olmuş eamına

⎯⎯

─ yaseniya

"dikkatli gidin."

"tamam.."

annemin son kontrollerinden geçmeyi başardığımızda merve arabayı çalıştırınca bizim evden uzaklaşmayı başarabilmiştik. altı üstü bir pikniğe gidecektik ama sanki ülke değiştiriyormuşçasına öğütler almıştık.

"dediğin yer nerede?"

"dağlık bir yerde, ama yemyeşil otları var tam piknik alanı. kalabalıkta olmaz hiç."

"tamam güzel." dedim başımı sallayarak. etrafa bakarken çoktan düz yol bitmiş, dağlık garip yollara yetişmiştik. dalların birer birer arkamızda kalışını izlerken pencereler açılmış ve saçlarımız uçuşmaya başlamıştı.

merve odaklanmış bir şekilde önüne bakıyordu. eğer sürekli bana bakarsa burdan sonraki durağımız mezarlık olacağı için pek onu rahatsız etmek istemiyordum ama onunla dikkatini vermişken uğraşmak eğlenceli olabilirdi. sinsi sinsi gülümserken elimi onun bacağına götürdüğümde gözlerinde şaşkınca bir ifade oluştu.

dikiz aynasından bana bakarken gülümsedi. ben sırıtırken tekrar gözlerini yola verdiğinde elimi biraz daha yukarıya götürdüm. "yaseniya." dedi uyarır gibi.

"hm?"

"elin biraz daha yukarıya giderse ya bir yere bodozlama gireriz ya da arabayı durdurup tekrar sapık lakabını alırım."

dediği şeyle bacağını hafif sıktığımda derin bir iç çekti. kıkırdarken bacağını patpatladım. "merak etme bu seferlik o lakabı yemezsin."

"yani durdur arabayı diyorsun?"

"öyle bir şey demedim.."

"ben öyle bir cevap anladım ama."

"bana bakıp sırıtacağına önüne bak sen." dedim, bacağını okşamaya devam ediyordum. "vücudumda elinin nasıl bir etki yarattığını biliyorsun." dedi kesik bir sesle.

"tabi ki biliyorum." dedim yarım ağız bir gülüşle. ağaçlık alanlara doğru çıkmaya başlarken direksiyonda olan bir eli benim bacaklarıma gitmişti. hızla bacak aramın hemen üstüne yerleştiğinde bacaklarımı kapatmaya çalışmıştım ama çok geçti.

"ama haksızlık bu, sen pantolon giymişsin kocaman!"

"ben mi dedim etek giy diye, işime geliyor hem."

"onun farkındayım.."

eli beni hassaslaştıracak şekilde hareket etmeye başladığında kolunu tutmuştum, ama elini çekmesi için bir şey yapmaya çalışmıyordum. tam olarak bu nedenle ileriye bakarken kocaman bir sırıtışla bakıyordu.

"tamam bak ben bıraktım.. sende.."

"sen kaşındın."

eli giderek bacağımda özgürce dolanırken elimden bir şey gelmiyordu, gözlerimi yumarak onun hareketlerini izlemekle yetinmiştim. tam eli daha da yukarı çıkıp bacak arama değecekken bir anda arabayı durdurdu.

istediğimiz yere yetişmiştik.

"öyle benle uğraşmaya çalışırsan böyle kalırsın işte." dedi ve arabadan indi. "daha yemeği sen hazırlayacaksın, kalk hadi."

kendime gelmem birkaç saniyemi almıştı. intikamını böyle böyle alacaktı sanırım. beklemediğim şekilde durduğu için anlık bir öfke bombası yaşamıştım içimde. kendime geldiğimde ona baktım, eşyaları indiriyordu. aslında bunun aramızın biraz soğuk olacağı bir piknik olacağından korkuyordum ama pek öyle gelişmemişti olay. bana karşı her zaman nasılsa şu an da öyleydi.

ırz düşmanı # gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin