3.

566 41 47
                                    

Bahçedeki konuşmalarının üzerinden 2 gün geçmişti. Gonca ve ailesi için çok güzel bir ev bulunmuştu. Artık saraya veda etme zamanıydı. Osman Bey'in hanesi misafirleri yollamak için bahçedelerdi. Alaeddin pek mutsuz dururdu. Gonca'nın yakınlarında olmasına alışmıştı. Çok göremesede bazen koridorda karşılaşıyorlardı. O bile yetiyordu ikisine de. Gözleri o kalabalıkta Gonca'yı buldu. O da Alaeddin'e bakıyordu. Göz göze gelende kalpleri yine bir atmaya başladı. Gülümsediler birbirlerine ve önlerine döndüler. Osman Yakup'un Yenişehir de pazarda tezgah açmasına izin vermişti. Yarından itibaren tezgahın başına geçeceklerdi.

Tüm gün yeni evleriyle uğraşmışlardı ve çok yorulmuşlardı. İyi geceler dileyip odalarına çekildiler.

Ertesi sabah erken kalktılar. Pazarda ilk günleriydi. Normalde tezgaha bakma işi Gonca'ya aitti. Gülce arka tarafta düzenlemelerle ilgilenir. Yakup ve Mehmet ise genellikle ticaret için çevre pazarlara giderlerdi. Bugun ilk gün olduğu için dördü de tezgahın başındalardı. Herkes gelir gelmez bu haneyi pek sevmişlerdi. Bu hanede onları. İlk günden bir sürü kumaş satılmıştı bile. Mutlulardı. Bu gidişle eski güçlerine dönebilirlerdi. Normalde hep gezerler, bir pazarda iki aydan fazla durmazlardı fakat bu sefer ellerinde ne varsa her şey korsanlara yem olmuştu. Sıfırdan başlayacaklardı her şeye. Bu yüzden bu pazarda ne kadar kalacakları belli değildi. Bala ve Malhun da pazarı gezmeye çıkmışlardı. Goncaların tezgaha da uğradılar.

-Selamın aleyküm Yakup Ağa.

-Ve aleyküm selam Bala Hatun. Hoş gelmişsiniz.

-Hoş gördük. Hayırlı işleriniz ola. Bol kazançlar inşallah.

-Amin. Sağ olasınız. Sizden de Allah razı olsun. Alaeddin Bey hayatımızı kurtarmasaydı, siz bize yardım eli uzatmasaydınız şuan kim bilir ne haldeydik.

-Estağfirullah Yakup Ağa. Kim olsa aynını ederdi.

-Yok Malhun Hatun etmezdi. Siz pek yüce gönüllüsünüz. Allah sizden tekrar razı olsun. Alaeddin Bey'im nerededir? Ona da teşekkür etmek isterim.

Alaeddin'in adını duyanda Gonca'nın kalbi hızlanmıştı.

-Osman Bey ve Orhan Bey ile vazifeye gittiler. Dönüşte yanınıza uğrar merak etmeyesiniz. Hemi pazar Alaeddin Ali'min kontrolündedir. Her gün uğrar yani buraya.

Kelamı işitende Gonca istemeden de olsa gülümsemişti. Demek Alaeddin'i her gün görecekti ha? Kader yine onları bir araya getirmişti. Gonca bunları düşünürken hâla gülümsediğinin farkında değildi. O fark etmemişti amma Bala etmişti. Gonca Bala'nın ona baktığını fark ettiğinde kendine geldi. Bala'ya başıyla selam verip tezgahın başına döndü. Bala ile Malhun da diğer tezgahları gezmeye döndüler.

-Bala,ne deyü gülersin sen?
-Gonca derim,pek güzeldir demi?
-He ya öyledir,Maşallah. Öyledir. Anladım ben senin neden güldüğünü.
-Geçen bahçede biri bir köşede biri bir köşede bakışırlardı öyle. Sevdalanmış olabilirler. Eh,bizim oğlanların evlilik vakti gelmiştir. Seninki Holofira deyü tutturur mu hala?
-Maalesef. Bir türlü sevdasından vazgeçiremedim çocuğu.

Bala ile Malhun hem birbirleriyle dertleştiler,hem esnafla. Sonra da saraya geri döndüler.

Akşama doğru Gonca tezgah başında durmaktan sıkılmış, pazarı gezmeye başlamıştı. Az ötede çiçekçi bir hatun çiçek satardı. Hemen yanına gitti. Tanış oldu. Çiçeklere baktı. Hepsi pek güzeldi. Gözü bir çiçekte takılı kaldı. Beyaz gül. Alaeddin'e bir hediye almalıydı. Beyaz gülden daha güzel bir hediye olamazdı. Hem yanlış da anlaşılmazdı. Sonuçta beyaz gül teşekkür etmek anlamında kullanılan bir çiçekti. Biraz fide satın aldı ve tezgahına geri döndü.

Ağa Kızı~Bey OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin