6. Bölüm

67 3 0
                                    

5 Ağustos 1997 

Her kesin üzerinde bir süre atamayacakları bir hüzn vardı. Hayır bu hüznü sadece Kalacı ailesinin yakınları değil onları seven bir sürü insan yaşıyordu. Kimse bilmesede bu kişilerin en Başında Volkan Kalacı geliyordu. Onun bu durumdan eğlendiğini bile düşünenler vardı. Komikti. Oysa kimse bilmiyordu, bu gün bir baba canından bir parçayı kara toprağa teslim ediyordu. İnsanlar belkide görmek istemiyordu fakat bir dağ gibi hep dik duran Volkan Kalacı oğlunun gömülmesini bir çift düşük omuzla izliyordu. O her zaman her şeye rağmen dik duruşundan, sert bakışlarından ödün vermemişti. Şimdi sadece kamburu görünüyordu. Gözleri dolmuş onun acısını dahada artırmak istercesine kipriklerinden asılmış akmıyordu. Her kes birer-birer mezarın üzerine toprak atarken o en ücra köşeden sadece bunları izleye biliyordu. Çünki biliyordu biraz daha yakınlaşırsa bu sefer dayanamazdı. Bunu  bile-bile her kes yinede kınayıcı bakışlarını ona atıyor ve bir teselliden bile onu aciz kılıyorlardı. Ama bu gözlerin içinde sadece bir çift kahve rengi büyük bir merhametle onu izliyordu.

Volkanla bir iki saniyelik bakışları kesişti. Volkan Kirazı merhametli bakışlarından tanıdı. Kiraz bunu gördü ama görmez olmayı diledi. Çünki ilk defa Volkanı böyle görüyordu. Hiç kimse gibi o da böyle bir görüntüye alışık değildi. Kiraz yinede her şeye rağmen güven verici bakışlarından ödün vermedi. Kiraz onunla konuşmak istiyordu fakat bu durum gerçekten işini zorlaştırıyordu. Her kes gibi onunda gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Gece boyu uyuyamamış sadece düşünmüştü. Bir süre ağlamış sonra sadece boş boş duvarı izlemişti. Zaten bu durumda başka ne yapıla bilirdi ki? Nereye gide bilirdi ki? Ya da nerede teselli bula bilirdi? Hayır o bu sefer tesseli arayan taraf değil o teselliyi veren taraf olmalıydı. Çünki o bu gün evladının cansız bedenini soğuk toprağa bırakan bir babanın acısına şahit oldu.

Cenazeden sonra Kirazda her kes gibi içinde büyük bir buruklukla evine dönmüştü. Bir süre sadece Volkanı beklemişti fakat gelememişti. Belkide akşam gelir diye bir an bile olsun bebeklerin yanından ayrılmamıştı. Kendi oğlunu uyuta bilmişti ama küçük kız bebeği sürekli huysuzluk ediyordu. Kiraz Volkanın demesine bile gerek kalmadan sütünü bu ay yüzlü bebekle paylaşmıştı. Bu biraz sakinleşmesine hatta yavaş-yavaş uykuya dalmasına yardım etmişti. Bundan istifade Kiraz birazda olsa kafasını toplamak adına evdeki işlere döne bilmişti.

Akşama doğru Kiraz kapının sesini duymuş büyük bir umutla hızlıca açmıştı. Elbette beklediği kişi cenazedeki halinin aksine yine heybetli duruşuyla kapıda bekliyordu. Kiraz içten bir tebessümle Volkanı içeri  davet etti. Bu günde dünki gibi hava yağmurluydu. Bundan olsa gerek hafif ıslanmıştı. Paltosunu çıkarıp yorgun vücudunu koltuğa bıraktı. Kiraz iki çay kapıp onun önündeki koltukta yerini aldı.  Volkanın perişan halini görmek onu dahada yıkıyordu. Sanki büyük bir hastalığın elinde cebelleşiyor gibiydi. Oysa Kiraz onun bir kere bile hastalandığını ne görmüş ne de duymuştu.

Hafif hüzünle " Yorgun görünüyorsunuz." Dedi. Bütün yorgunluğuna rağmen Kiraza karşı olan babacan tebessümü dudaklarına oturdu. " Böyle bir günde enerjik olmak pek mümkün görünmüyor."  Derin bir nefes vererek " En azından bu benim için böyle." Dedi. Kiraz neden bahsettiğini anlamıştı. İnsanların ona karşı olan iğrenç tavırlarından bahsediyordu.      
" Siz onları takmayın sahte bir algının kölesi olmuşlar."

" Ben insanların düşüncelerini umursamayı bırakalı çok oldu. Ama söz konusu evlat olunca  en küçük laf bile insanın kalbini yıkamaya, yakmaya yetiyor." 
Kiraz buna dahada yüzü asıldı. Her kes Volkanı kötü bir baba gibi göre bilirdi. Ama Kiraz bunun her zaman aksini iddia etmişti. Ondaki baba sıcaklığını bile hiss etmesi başlı başına ona güvenmesi için en büyük sebepti. Güven verici bir tebessüm yerleşti dudaklarına. " Doğru söylüyorsunuz insanlar tarafından anlaşılmamak bazen gereğinden daha kötü hiss ettirir. Ama bazen bunun gibi şeyler kör olmamıza yanımızdakileri görememize sebep olur. Bence dünyada bir kişinin bile bizi gerçek anlamda anladığından haberimizin olması büyük bir nimet." 

KALACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin