Aralık

363 10 2
                                    

Kış'ın gelişi

Herkes aşağıda, onun gelişini kutluyordu. Arabadan indiği ile kalmış, eve yaklaşmamıştı bile. Gözümden akan yaşlar, boğazıma kadar ulaşmış, her yerimi ıslatmış iken, o aşağıda kahkahalar ile gülüyordu.

Berdel ile, zorla olan bir evlilikti.

Zalim Ağa.

Mardin'in, Zalim Ağa'sı.

Birbirimize karşı bir şeyler hissetmiyorduk ama deniyorduk çünkü bunun böyle sürmeyeceğini biliyorduk. Ama bu benim umrumda değildi, doğrusunu söylemek gerekirse, daha çok Mehmet Ağa deniyordu. Odanın kapısı yavaşça açılıp geri kapandı. "Hoşgeldiniz Ağa'm." dedim ona dönerek. "Hoşbuldum, hatun." dedi ve üzerini çıkarmaya başladı. Boğazımı temizleyip kapıya ilerledim. Kapı kilitliydi ve kilidi üstünde değildi. Ne ara kilitlemişti? "Kapıyı açar mısınız?" dedim. Evet, karı koca olabilirdik ama o bir Ağa parçasıydı ve senli benli konuşulunca sinirleniyordu. Beni çok kez sizli bizli konuşmamam için uyarsa bile, biz sadece kağıt üstünde evliydik. Düğün gecesi bile bir şey yaşanmamıştı bu odada. Çoğu zaman, zorunlu kalmadıkça, beraber bile yatmıyorduk. "Üç aydır yokum, yüzüme bile bakmıyorsun." dedi. Üzerini değiştiriyordu, arkamın dönük olması gayet normaldi! "Üzerinizi-"
"Sizli bizli konuşulmayacak bu oda da!" diye bağırdı kısık bir sesle. "Kapı-"
"Sen neden ağlıyorsun?" dedi. Yeni fark etmişti. Komikti. Omuz silkip yutkundum. "Neden ağlıyorsun?"
"Süreyya Hanım, ailem ile görüşmeme izin vermedi. Artık yasakmış bana."
"Ne?" dedi sinirli bir sesle. "Neden?"
"Halıya yanlışlıkla kahve döktüm, temizlememi istedi ama bacağım yandığı için eğilemedim. Yengem bunu söyleyince sinirlendi, bağırmaya başladı. Sanki, savaş çıkarmışım gibi davrandı, hiçbir şey hak etmiyorsun dedi, annenlere gitmek artık yasak sana dedi."

Birden elimden tutup kapıyı açtı. Hızlı adımlarına yetişmek, oldukça zordu. Merdivenlerin başında durdu. Elimi sıkı sıkı tutuyordu. "Anne!" diye bağırdı birden. Sesi bütün konakta yankılanmıştı. "Efendim oğlum?" dedi Süreyya Hanım salondan çıkarken. "Ben üç ay yoktum bu evde! Üç ay! Karım neden bir gün bile görüşmedi ailesi ile?!"
"Oğlum-" derken cümlesi kesildi. "Neden bacağı yandı benim karımın?" Karım derken itina ile bastırıyordu, çünkü annesinin beni sevmesinden korktuğunu biliyordu. "Nankör, kocana mı şikayet ettin gelir gelmez?" diye bağırdı Süreyya Hanım. Başımı hızlıca iki yana salladım. "Bu sondu anne! Ben arkamı döndükçe sen benim karımı mezara sokuyorsun, ben önümü dönünce geri çıkartıyorsun! Bu evde kurallara uymayan, benim karıma saygı göstermeyen, Allah da olsa duramaz burada!" diye bağırınca annesi ağlamaya başladı. "Oğlum, kovuyor musun beni?" dedi. "Kovmuyorum, zaten senin gitme vaktin, çok sevdiğin kızın ile yaşa!" dedi.

Annesi ağlayarak yukarı çıktı. "G-gerek yoktu, Mehmet Ağa." dedim titrerken. "Benim yüzümden annen ile aranı bozdun. Ailemle görüşmesemde olurdu."
"Yukarı çıkalım." dedi ve bu seferde, bırakmadığı elimi daha sıkı tutup merdivenlerden çıkmaya başladı.

Kapıyı kapatıp elini bıraktı. "Bir daha ülke sınırları dışına çıkanı," dedi ağzının içinde. "Aç mısın? Yoldan geldin, yemek hazırlayayım." Ne yapacağımı bilmiyordum. "Olur." dediğinde odadan çıktım. Aşağı inip mutfağa girdim. Yengem de oradaydı. Yengem, ben ve Mehmet Ağa. Üçümüz arkadaş gibiydik, yengem bütün dertlerimizi çekiyordu. "Yenge," dedim dikkatini çekmek için. Arkası dönüktü. "Efendim?"
"Kızdın mı bana? Ben bir şey yapmadım, sadece ağladığımı gördü neden olduğunu sordu, söyledim. Bilmiyordum böyle bir şey yapacağını." dedim mahçup bir sesle. "Mehmet Ağa'nın her zaman ki hali kuzucum, boş ver." dedi. "Yemek hazır mı? Sofrayı kuralım, acıkmış Ağa'm." dedim ocağa yaklaşarak. Başını salladığında tabakları çıkarttım. "Azra!" diye bir ses geldi kulaklarıma. Bedenimi saran korku ile tabaklar yere düştü. Hızlıca yukarı çıktım. "E-efendim Ağa'm?" dedim yanına giderek. "Yemek hazırlanması gerektiğini söyleyip yukarı çıkmak bu kadar mı zor, Azra?" dedi çatık kaşları ile. "Özür dilerim Ağa'm, yengem-"
"Kes!" dedi ve banyoya girdi. Aşağı inmek için onu beklemek zorunda idim. "Güzelim, havlu verir misin?" diye seslendi içerden. "Getiriyorum!" dedim duyması için yüksek bir sesle. Çamaşır odasına inip bornoz aldım. Yukarı çıkıp banyo kapısını çaldım.

Zalim AğaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin