Skater and Captain-Jakehoon

Bölüm 25

Niki, ders çalışırken bir türlü odaklanamıyordu. Gözleri kitabın sayfalarında gezinirken, aklı sürekli onun yanında, soruyu çözemediği için büzülü dudaklarıyla test kitabına bakan güzel oğlandaydı. Oğlan dudakları hafifçe büzülmüş, test kitabına bakarken Niki içinde bulunduğu karmaşık duygularıyla başa çıkmaya çalışıyordu. 

Niki ve Sunoo, tanıştıkları ilk anda birbirlerine bağlanmışlardı. İkisi de aynı yaşta olmaları, arkadaş gruplarından farklı bir bağ kurmalarını kolaylaştırmıştı. Her buluşmada, birlikte geçirdikleri zaman daha da anlamlı hale geliyordu. Birbirlerinin ilgi alanlarına ve hayallerine olan ortak ilgi, onları daha da yakınlaştırıyordu. 

Niki, Jungwon ve Sunghoon hyunglarına sahip olmanın ne kadar büyük bir şans olduğunun farkındaydı. Bu üçlü, birbirlerinin hayatlarında özel bir yer tutuyordu. Her zaman birlikte olmuşlar, birbirlerini korumuş ve desteklemişlerdi. Bu değerli bağ, sadece arkadaşlık değil, aynı zamanda bir aile bağı gibi güçlüydü. Niki, Jungwon ve Sunghoon hyunglarıyla birlikte olduğunda, kendini daha güvende ve daha güçlü hissediyordu. Onların varlığı, hayatına anlam katıyor ve her zorluğun üstesinden birlikte gelebilecekleri inancını pekiştiriyordu. Bu bağ, sadece arkadaşlıktan çok daha fazlasıydı; birlikte büyümek, paylaşmak ve birbirlerini desteklemek için bir araya gelmişlerdi.

Niki, gruptaki en genç olmasına rağmen, bazen kendisini diğerlerinden daha olgun hissediyordu. Ancak bu duygu, hyungları tarafından hala "grubun bebeği" olarak kabul edilmesini engelleyemiyordu. Her ne kadar içinde büyümüş hissetse de, dışarıdan bakıldığında hala grubun en küçüğüydü. Ancak yine de, Niki, hyunglarının sevgi dolu korumasının altında güvende hissediyordu.

Kendi yaşıtları arasında yakın bir arkadaşı olmadığı için, Sunoo ile tanıştıkları an, Niki için heyecan verici bir dönem başlamıştı. Niki, Sunoo ile geçirdiği her anın, kendi yaşıtları arasında bulamadığı bir dostluğun başlangıcı olduğunu hissediyordu. Bu yeni başlangıç, onun için umut dolu bir geleceğin habercisiydi ve her geçen gün Sunoo'ya daha da yakın hissediyordu.

Niki, günler geçtikçe, Sunoo ile olan ilişkisinin gerçek nedenini sorgulamaya başladı. İlk başta heyecan verici bir yakın arkadaşlık oluşturma isteğiyle doluyken, zamanla fark etti ki asıl isteği başka bir şey olabilir miydi? Belki de, bu yeni arkadaşlık ilişkisi, daha derin duyguların bir yansımasıydı. Niki, içindeki bu karmaşık duyguları anlamaya çalışırken, kendini keşfetme sürecine girdi. Belki de, Sunoo ile olan bağının sadece arkadaşlıkla sınırlı olmadığını, ona karşı daha derin hisler beslediğini düşünmeye başladı. Bu farkındalık, Niki için hem heyecan verici hem de kafa karıştırıcı bir dönemin başlangıcıydı.

Niki, Sunoo'ya olan hislerini kabullenme sürecine girmeye başladığından beri, içindeki değişimleri fark etmeye başladı. Artık, Sunoo'ya duyduğu özlem ve onunla geçirdiği zamanın değerini daha fazla takdir ediyordu. Her gün Sunoo'yu görmek, onun için bir mutluluk kaynağı haline gelmişti. Sadece ders çalışırken değil, okula gitmek için bile daha fazla motivasyon duyuyor, enerjisi artmış gibi hissediyordu. Sunoo'nun yanında olmak, Niki'ye bir neşe ve yaşama sevinci veriyordu. Bu duygularıyla yüzleşmek, onun için korkutucu olsa da, aynı zamanda hayatına yeni bir anlam katıyordu. Artık, Sunoo'nun yanında olmak isteme isteğini bastırmak yerine, bu duygularıyla yüzleşmek ve ona karşı olan hislerini keşfetmek istiyordu.

Niki, Sunoo'nun gülümsemesinde kayboluyor ve onu her türlü kötülükten koruma içgüdüsüne kapılıyordu. Ne kadar yaşıt olsalar da, Sunoo'yu gördüğünde içindeki koruyucu içgüdüler güçleniyor, onun mutluluğunu ve güvenliğini sağlamak için her şeyi yapmaya hazır hissediyordu. Bu duygularıyla başa çıkarken, sınıfındaki diğer arkadaşlarından kıskançlık hissediyordu. Sunoo'nun dikkatini çekmek ve daha fazla zaman geçirmek için kütüphaneye ders çalışmaya gelmesi bile, bu duygularını açıkça gösteriyordu. Onunla vakit geçirmek, onunla birlikte olmak, Niki için artık sadece bir arzudan öte bir ihtiyaç haline gelmişti.