Bölüm 29

116 14 0
                                    


Tatillerinin 2. gününde iki sevgili dünden kalan yorgunlukla öğlene kadar uyumuştu. Saat 11'e geldiğinde gözlerini ilk açan Jake olmuş ve yaklaşık 1 saat koynunda uyuyan sevgilisini uyandırmayaya özen göstererek onun sakin nefes alış verişlerini dinlemiş, kollarını ona sıkıca sararak bu huzurlu sabahın keyfini çıkarmıştı.

Tatillerini uyuyarak geçirmek istemediği için Jake, nazikçe Sunghoon'un alnından öperek ona "bebeğim" diyerek yaklaştı. Gözlerine derin bir sevgi ile bakarken onu uykudan nazikçe uyandırmaya çalıştı. Yavaşça Sunghoon'un yanaklarına dokunarak onu sevgiyle uyandırdı. Güne, birbirlerine olan derin sevgiyle başlamanın keyfini yaşadılar.

Gözlerini açan Sunghoon hafifçe kıpırdandı ve kollarını sevgilisine sıkıca sararak ona baktı. "Beni böyle uyandırırsan," dedi yumuşak bir ses tonuyla, "buna hemen alışırım." 

Jake gülümseyerek bir anda sevgilisinin üzerine çıkmış ve kollarını başının iki yanında nazikçe sabitleyerek ona üstten bakmıştı. "Günaydın güzelim," dedi, yüzünde sevgi dolu bir ifadeyle. "Birlikte yaşamaya başladığımız zaman seni her sabah böyle uyandıracağım." Sözlerini nazik bir öpücükle taçlandırdı, onun yanaklarından öperken kalbinin hızlı atışını hissedebiliyordu.

Sunghoon kıkırdayarak kollarını sevgilisinin boynuna sarmış ve onu nazikçe kendine çekerek dudaklarına bir öpücük kondurmuştu. Sevgilisinin başını boynuna yerleştirirken, içindeki sevgi ve şefkatle dolup taşıyordu.

Bir süre daha yatakta uzanan ikiliden Sunghoon üstündeki sevgilisinin saçlarıyla oynamıştı. Odada sessizlik hakimken, Jake'in gülümsemesi, Sunghoon'un karnındaki gurultuyu duyduğunda daha da derinleşti. Nazikçe sevgilisinin karnını öptü ve ona, "Hadi kalkalım, bu küçük mideyi doyuralım," diyerek yaklaştı. Sevgilisinin ona vurmak için kaldırdığı elini yakalayarak onu yataktan çıkardı.

İkili, üstlerini değiştirip nazikçe hazırlandıktan sonra otelin sıcak ve davetkar kahvaltı bölümüne indiler. Karınlarını güzelce doyurduktan sonra, dünden yeterince kayak yapmış olduklarını düşündükleri için, bugünü daha çok şehri keşfetmeye karar verdiler.

Otellerinden çıkarak biraz etraflarını keşfetmeye ve sevdikleri için tatlı hatıralar bırakacak küçük hediyeler almak için tekrar odalarına döndüler. Kalın kıyafetlerini giydiler. Hazırlandıktan sonra, Gwangju'nun büyülü sokaklarına adım attılar. 

Gezilerini, sadece ikisine  özel olacak şekilde vlog tadında kaydederek, şehrin sokaklarında uzunca yürüyüşler yaparak geçirdiler. Birlikte ilgi çeken birçok dükkana girip çıktılar, sokak lezzetlerinin tadına baktılar ve daha sonra küçük bir cafeye girerek sıcak kahvelerini yudumladılar.

Öğleden sonra, Sunghoon'un ısrarlarıyla biraz daha kayak yapmaya karar verdiler ve tekrar otellerine döndüler. Kayak için hazırlandıktan sonra, akşama kadar birlikte karın tadını çıkardılar. 

Hava kararırken, ikili güzel bir duşun ardından zarif kıyafetler giyerek şık bir masada romantik bir akşam yemeğine başladılar. Şaraplarını yudumlayıp yemeklerini beklerken, Sunghoon sevgilisinin eline uzandı, gözlerinde parıldayan bir sevgiyle, "Hayatımın en güzel iki günüydü," diye başladı, sonra duraksayıp gülümsedi, "Aslında hayır, hayatımın en güzel günü seninle tanıştığım gündü. Seni hak edecek ne yaptım, ya da biz birbirimizi bulduk nasıl oldu, bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var: Seni çok seviyorum."

Jake, sevgilisinin sözleri üzerine gülümseyerek, elleri arasındaki zarif eli nazikçe öptü. "Sen benim aşkım, uğurum, biriciğimsin. Hayatımı güzelleştirenimsin, sana aşığım," dedi, sesindeki romantizmle sevgilisine olan derin duygularını ifade etti.

Skater and Captain-JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin