BH/1

251 24 16
                                    

Karşımızda 12 kişilik erkekli kızlı grup vardı. Biz şanslıydık sanırım. Çünkü 20 kişiydik. Onları yenebilirdik. Arkamızda 18 kişi onlarında 10 kişi vardı. Kıyaslıyorum çünkü korkuyorum. Bu şehirde kavgalar böyle işlerdi. Önde iki lider biri kız biri erkek, arkasında da sürüsü olmak üzere önce konuşulur eğer anlaşılmazsa kavga edilirdi. Karşımızdaki grup duyduğuma göre en iyisiydi. İki liderin biri bizim gibi erkekti. Uzun boylu ,kaslı ,yakışıklıydı. Bunlarla işim olmazdı benim. Ben kızları döverdim. Yanındaki yavşakta iki saattir yanımdaki Gürkaya bakıyordu. Yavaşça üstünü süzdüğümde kırmızı ve götünün azıcık aşağısında biten elbiseye ve salık çakma sarı saçlarına baktım. İçimdeki gülme isteğini geri ittim. Gerçekten bu şekilde nasıl kavga edecekti? Gürkaya daha da yaklaştı ve çapkın bi şekilde gülerek bakmaya başladı. Hey bi dakika Gürkay böyle şeylerden nefret ederdi. Allahtan diğer liderle konuşuyordu. Gürkay hafif kıza baktı ve onun gülüşünü görünce kıza tokat attı ve tüm herkes birbirine koşarak kavga etmeye başladı. Gürkay kızı bırakmış lidere doğru gidiyodu. Liderde diğer arkadaşlarını kurtarmaya çalışıyordu ve sırtı dönüktü. Gürkay ilerleyip liderin kafasına yumruğu geçirdi. Lider sendeledi ve Gürkay bu fırsattan yararlanıp yere yatırdı ve ardarda yumrukları geçirdi. O sırada bizim sarı yavşağın eline sopayla Gürkaya doğru geldiğini gördüm. Kim bilir nerden bulmuştu. Bende kıza doğru koşup elimi saçlarına geçirdim. Çığlık sesi kulağımı acıtmıyordu. Seslere alışıktım. Asıl benim sesim kötüydü. Yere yatırıp dövmeye başladım. Acıyla kıvranırken o bende etrafıma baktım ve Gürkayı yerlerde kanlar içinde buldum. Gürkay ustaydı bu işlerde değil mi ? Sinirlendim ve koşarak liderin omzuna çıktım. Bi yandan saçlarını yoluyor bir yandan da konuşuyordum

"Arkadaşıma ne yaptığını sanıyorsun lan sen göt çocuğu !"

Dedim. Benle baş edilmesi zordu. Bu arada. Ben kim miyim ?
Adım İpek Karatepe. 17 yaşında zengin ama devlet lisesinde okuyan kahve gözlü, orta boylu, siyah saçlı bir kızım. Babam genel cerrah annemde genel cerrah. Yani tüm gün yoğunlar. Zaten onların yüzünü görmek dahi istemiyordum. Bu yüzden çalışmaları iyiydi. Şimdi diyeceksiniz. Neden devlet lisesinde okuyor ? Şöyle açıklıyım. Çünkü öyle istiyorum. Zenginlik bana göre değil zaten. Sokak çocuğuydum ben. Ve kötü biriydim sanırım. Öyle olmaya çalışıyordum. Elimden herşeyimi almışlardı . Deli muamelesi yapmışlardı. Bunları hatırladıkça gözlerim yaşarıyordu. Ama ben ayaktaydım. Sadece değişmiştim o kadar. İçine kapanık olmuştum sadece. Bu yüzden midir nedir hep yanlız bırakılmıştım. Buna rağmen mutlu olmaya çalışıyordum. Salak beni ne ara yere düşürdü bilmiyorum ama kafamı Acar acıtmıştım. Arazideydik. Terkedilmiş eskimiş bir arazi ve eski bir fabrikanın önündeydik. Kafamı ovarken benim saçımdan tutup kaldırdı ve daha sert çekti. Ağzından şu kelimeler döküldü.

"Küçük orospu kime bulaştı acaba ?"

Dedi dişlerini sıkarak. Saçımı çok acıtmıştı ve en son dayanamayıp bastım çığlığı. Cılız ama kuvvetli sesim herkesin elini kulağına götürmesine neden olurken lider de elini kulağına götürdü ve yüzü buruştu. Bende ellerinden kurtulup onu dövmeye başladım. Etkilenmiyordu.

" Sana bulaştım olum kimsin lan sen ? Kimsin ki ?!!! "

Dedim.

Ellerimi tuttu ve dişlerinin arasından ;

"Tilki Baran derler bana güzelim tanır mısın ? "

Oha ! Ben sıçmıştım. Anında gözlerimi pörtlettim. Ne yani ?
O güçlü kimsenin peşini bırakmayan ve öldüren kişi bu muydu ? İçime bi anda ürperti geldi ve titredim.

" Nerden bileyim senin o olduğunu ? "

Bunu diyebilmiştim ancak. O da tek elini saçımdan çekti ve o elini cebine sokup cüzdanı çıkardı. Tek eliyle de kimliği çıkarıp gözüme sokacak şekilde bana yaklaştırdı. BARAN ALTAR GÜVEN. İsmi çok hoşuma gitmişti.
Saçım çok fazla acıyordu ve daha fazla acıtmak için daha da geriye çekti ve bende o sırada kasıklarına tekmeyi geçirdim diyemeden çekildi. Çok fazla profesyoneldi bu. Ama bende İpeksem onun hakkından gelecektim. Elimi yüzüne götürüp cırmakladım. Etkilemişti. Acımıştı. Zafer kazanmış gibi gülümsedim. Saçım acıyordu hala. Biz kavga ederken polisin siren sesi duruşmaya başladı. Herkes birbirine bakıyordu. Polis azıcık daha yaklaşınca çoğu kişi kaçmaya başladı. Baran da bana

" Bu iş burda bitmedi küçük orospu. Sen bittin. "

Dedi ve koşa koşa gitti. Başına bela almıştım. Hava çok şiddetli bi şekilde gürledi ve yağmur kusar gibi yağmaya başladı. Polisin siren sesi iyice yaklaşınca birkaçımız yerde yatan Gürkayı sürükleyerek mekana gittik. Yağmur o kadar yağıyordu ki üstüm başım sırılsıklam olmuştu. Zaten ince giyinmiştim. Üstümde salaş beyaz tişört ve altında da siyah tayt vardı. Saçım örgüydü ama Baran salağı saçımı nasıl çektiyse toka falan yoktu. Hepimiz sefil olmuştuk. Gürkay da kendine gelmişti. Zaten o acıya dayanan birisiydi. Taha Erkam Serra Gürkay ve ben kalmıştık. Gürkay herkesi göndermişti. Benim olayımı düşünüyorduk. Taha hemen araya girip

"Valla İpek geçmiş olsun kanka sıçtın senin peşini bırakmaz o . "

"Aynen. "

"Susun lan zaten kız korkuyor."

Bunu söyleyen Gürkaydı. Evet doğru korkuyordum. Gürkay bana dönüp

"Sen merak etme. Bi süre hatta hiç yanımızdan ayrılma. Yanlız takılma. Bulacağız bir şeyler. Hadi herkes dağılsın dinlensin. İpeği bırakıyım bende. "

Herkes dağıldı ve bizde yola koyulduk. Sohbet etmek güzeldi Gürkayla. Konuşa konuşa eve geldik ve ben dayanamayıp kapının önünde Gürkaya sarıldım. Bir yandan da gözyaşlarım akıyordu. Gürkay benim dışımı değil içimi bilirdi. Herşeyimi ona anlatırdim. Dertleşirdik sürekli. Onun yanında sanki rahattım. Birinin desteğine ihtiyacım vardı. Abim gibiydi o benim. Yeri gelince kızardı yeri gelince severdi. Gürkayda kollarını bana doladı

"Şşşş sümüklü ağlama herşey geçecek sakin ol. Şimdi git güzelce uyu kendine gel. Bak o göz torbalarını görmek istemiyorum ona göre"

"Ya tek sorun o değil. Ailem. Ben ne zaman mutlu olacağım?"

Ağlarken çok saçma ve çekilmez biri oluyordum. Gürkay iyi sabrediyordu.

"Bu da bizim sınavımız. Böyle düşünme. Emin ol sende mutlu olacaksın. Seni daha evlendirmedik dur bakalım pes etme. "

Tebessüm ettim ve kollarından yavaşca çıktım . Onun yanında küçücük kalıyordum. Kız çocuğu gibi. Zaten benden iki yaş da büyüktü.

"Hadi bakalım sümüklü. Yengen beni bekler. "

"İyi geceler,selam söyle. "

"İyi geceler sümüklü. Tamam söylerim."

Sevgilisi Selma ile her gece buluşuyor ve eğleniyorlardı. Onların eğlenirken ki hallerini düşünüp güldüm. Ama sahte gülüş. Sanırım ben germe mutlu olamayacaktım.

Arkadaşlar ilk bölümüm bu. İnşallah beğenirsiniz. Okuyan ve voteleyen herkese teşekkürler.

BENİM HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin