BENİM HİKAYEM

BH/4

Herkes delirmiş bir şekilde hopluyor zıplıyordu. Her bir kafada farklı ses ve müzik vardı. Sınıf delirmişti. Öğretmenler yoktu. Niye bilmiyorum ama yoktu üçüncü saatteydik ve hala yoktular. İşimize de gelmişti. Şarkılar açıp kopuyor ,futbol oynuyorduk. Kızlardan sadece ben ve Zehra vardı sadece deliren olarak. Sınıfın kızları fazla kezbandı. Kırmızı rujlar , takma kirpikler , düzenli kaşlar vs vs... saçmaydı işte. Ben o kadar uğraşmıyordum bile. Ben kaşımı daha hiç almamış insandım. Zaten düzgündü.Sevmezdim öyle şeyleri. Yapamazdım da zaten. Boş derste telefonlarından erkeklere bakıp yicek gibi bakıyorlardı. Saçma işte. Boş ders kaçar mıydı ya. Biz futbol oynarken diğer erkekler de müzik açıp deli Deli oynuyordu. Bazı kızlar sıranın üstüne çıkıp oynuyordu. Bu halimizi müdür görse ne yapardı bilemiyorum artık. Kendi kendime güldüm. Hayatım sonunda düzene girmişti. İki hafta boyunca gördüğüm kabuslar hariç çok iyi gidiyordu. Kavgalar devam ediyordu ve en önemlisi artık Baran bana bulaşmayacaktı. İşte psikolojimi düzelten de buydu zaten O angustan çok korkmuştum. Öldürecek gibi bakması canımı sıkıyordu ve ürpermeme neden oluyordu. Futbol devam ederken Ankara nın bağları çalmaya başladı ve hepimiz yaptığımız şeyleri bırakıp oynamaya başladık. Herkes göbek atıyor şarkıyı söylüyordu. Eğleniyordum açıkcası. Tüm dersler eğlence ile geçmişti. Niye bilmiyorum ama okuldan gidesim gelmemişti. Son zil çaldı ve hepimiz koşa koşa okuldan çıktık. Gürkay bugün kavga var diye birşey demediği için hemen eve gitmeye karar verdim. O günden beri bana soğuktu. İkisine onun beni öpmesi ve benim onun dudağını ısırmam dışında herşeyi anlatmıştım ama anlamıştı. Eksik bişey olduğunu anlamıştı. Bunları düşünmeyip Direk duşumu alıp film izlemek istiyordum. Bugun mutluydum. Ve bunu bozmak istemiyordum. İçim kıpır kıpırdı. Hoplaya zıplaya anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım ve çantamı bir yere fırlatıp kapıyı kilitleyip yukarı çıktım. Gene annemler yoktu. Bende odama girip şarkı söyleye söyleye eşyalarımı hazırlayıp duşa girdim. Sıcak su bedenimi gevşetirken bende bir yandan neden herşey bu kadar iyi gidiyor diye düşünüyordum. Ne zaman iyi şeyler olsa arkasından kötü şeyler geliyordu. Bir anda yüzüm düştü. Duşumu alıp giyindim. Uzun saçlarımı tararken epey zorlanıyordum. Dolaşmış ve yumak halini almıştı. Kendi elimle biraz açtım ve öylelikle taramaya başladım. Neyse ki taranmıştı. Sonra ördüm ve çekmecemden anneannemin aldığı tülbentimi taktım. Saçlarımı kurutmak zor gelmişti. Yavaş adımlarla mutfağa inip kendime patates kızarttım. Allahtan elimden böyle şeyler geliyordu. O yüzden hizmetçi istememiştim. Zaten evimde yabancı karıları görmek istemiyordum. Bana canavar gibi geliyorlardı. Peynir ve salam da çıkartıp patates kızartmamı iştahla yedim. Etrafı toparlayıp salona hoplaya hoplaya gittim. Lüks bir salondu ama ben siyah pufları çok seviyordum. Onları televizyonun karşısına dizdim ve perdeleri indirdim. Hangi filmi izlesem ki diye düşünürken komik olmasını tercih ettim ve açıp bir tane izledim. Çok komikti ama bende çok yorgundum. Pufları birleştirdiğim için uzandım ve o şekilde izlemeye karar verdim. Sonra gözlerim benden bağımsız bir şekilde kapandı.

××××××××××××

Uyandığımda heryer karanlıktı ve televizyon da kapanmıştı. Sanırım akşam olmuştu . Yavaşça doğruldum ve görmeye çalıştım ama gerçekten çok karanlıktı. Kalkıp bir yere takılıp düşmemek için emeklemeye karar verdim ve gözlerim yanmaya başlamıştı. Korkuyordum. Elektrikler nasıl giderdi ? Yavaşça ve titreye titreye emeklerken bir yandan da ağlamamaya çalışıyordum. Ağlarsam hızlı hızlı nefes alır ve bayılırdım. İlacımda yukarıdaydı. Bir hareketlilik hissettim ama farkedilmeyecek kadar azdı. Emeklerken başım sert bir şeye çarptı. Önce nereye çarptığıma baktım. Bir bacaktı ve tanıdık bir kokuydu. Yukarı bakmaya korkuyordum. Ama yavaşça yukarı bakınca onun da karanlık yüzünün bana baktığını farkettim. Hemen başımı öne eğip kalkmaya çalıştım ama sırtıma bastırdığı ayağını hissedince acıyla inledim ve olabildiğince çığırmaya başladım. Bu katkısız hayvan nasıl girmişti?