Yaşadığım olay tek kelimeyle rezillikti.Yumruğun acısından çok kıza karşı utanmıştım.Keşke çocuk yumruğu iki saniye önce atsaydı da kız görmeseydi.Ne olduğunu anlayamamıştım.Yanımda duran sandalyeye tutunarak ayağa kalktım.Çocuğa döndüm,tam yumruk atacaktı ki kız birden araya girdi.O sırada zil çaldı.Utancımdan kızın yanına oturamadım.Yüzüm kıpkırmızı olmuştu.Etrafıma bakamıyordum.Utanıyordum.Gözümü yerlere dikmiştim.Mermerin desenini inceliyordum.O sırada yanıma o kız geldi. Bana seslenene kadar o kızı hiç farketmedim.Dalmıştım.Kız iki üç defa seslendikten sonra anca duydum :
- Hey! İyi misin?
Hey! İyi misin?
Hey! Beni duyuyor musun?
- Evet.
- İyi misin?
- (Boğuk bir sesle) İyiyim.
- Bu arada ben Angela.
- Ben de Simon.
- Memnun oldum.
- Bende memnun oldum.
- Canın çok acıyor mu? İstersen bir buz getireyim.
- Yo,hayır gerek yok.Bu arada bir şeyi çok merak ediyorum.
- Evet,nedir?
- Sen o çocuğu tanıyor musun?
-Evet.
- Peki bana neden yumruk attı?
-Gel bir şeyler içelim,orada anlatırım sana.
- Ee ders ne olacak?
- Bir dersten bir şey olmaz.
Kantine doğru inerken o çocuğu gördük. Yavaşça yanımıza yaklaştı.Sinirli olduğu bakışlarından belliydi. Angela'nın kollarından çekerek ona ;
- Bakıyorum da beni çok çabuk unutmuşsun, dedi.
Anladım ki önceden sevgililermiş.Demek o çocuk o yumruğu bana o yüzden attı.
- Hatırlatırım biz eskiden sevgiliydik.Dediğim gibi eskiden.
Çocuk çok sinirlenmişti. Angela'nın kollarını daha güçlü bir şekilde sıktı.Bu duruma daha fazla kayıtsız kalamazdım.Çocuğu güçlü bir şekilde ittim.
- Micheal artık beni rahat bırak!
-Sizinle görüşeceğiz!
Gerçekten çok merak ediyordum. Angela ile Micheal arasındaki sorun neydi? Hızlıca kantine doğru gittik.En köşedeki masaya oturduk.Merak içinde Angela'nın anlatacaklarını bekliyordum.
- Mıcheal.Küçükken annesini bir trafik kazasında kaybetmiş.Bu olay hayatını gerçekten altüst etmişti.Zaten herşeyde öyle başlamıştı.Annesi öldükten sonra içine kapanık bir çocuk olmuştu.Artık mahalleye çıkmıyor,arkadaşlarıyla konuşmuyordu.O sırada hayatına ben girdim.Ona aşık oldum.Bir süre sonra çıkmaya başladık.Ta ki o güne kadar .
- Noldu o gün?
-Yılbaşındaydık.Ona küçük bir süpriz yapmak için evine gittim.Yanımda evin yedek anahtarı vardı.İçeriye girdim,Micheal'ı bir kızla gördüm.Hem de o kız kimdi biliyor musun?
-Kim?
- En yakın arkadaşım Sara idi.Çok büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım.Ağlayarak evden çıktım.Düşünebiliyor musun? Sen birini çok seviyorsun ve seni aldatıyor bir de en yakın arka daşınla.İşte o zaman Micheal benim için bitmişti.O zamandan itibaren kimseye aşık olamadım.İnsan hayatı boyunca sadece bir kişiye aşık olurmuş ya bende o kotamı Micheal ile doldurdum.
Bu sözler beni derinden etkiledi. Angela gerçekten Mıcheal'ı bu kadar seviyor muydu? İmkansız aşk derler ya tam öyle bir şeydi.Belki de kendimi Angela'ya karşı fazla kaptırmıştım.Hani umut fakirin ekmeğidir derler ya benimki de öyle bir şeydi.
- Angela?
- Efendim?
- Madem bu kadar çok seviyorsun neden onunla birlikte değilsin?
- Onun bana yaptıklarını unutamıyorum.Kalbim birlikte olmayı istese de gururum engel oluyordu.
- Anladım.Artık kalkalım mı? Eve gitmem lazım.
- Tamam kalkalım nasıl istersen.
Angela ile beraber okulun çıkış kapısına konuşarak yürüdük.Bir de ne görelim.Mıcheal ve arkadaşları dışarıda galiba beni bekliyolardı.Hiç bulaşmadan yoluma devam etmek istedim ama yolumu kestiler.Her şey tam istemediğim gibi gidiyordu. Angela elimi tutana kadar...
''Bak bana mahvolmuşum.Senden kendimi almayı unutmuşum.Bir karanlığın içindeyim.Hiç sonu olmayan ve onun içinde aydınlığı arıyorum ve o aydınlık da sensin.''