Bilgilendirme: siz bir ajansınız bir süre Avengers ile çalıştınız eski bir Avengersınız Ciwil War zamanı Zemo'yu yakalamada büyük bir yardımda bulundunuz.Uyarı: çok fazla The Falcon and the winter Soldier spoilerı içeriyor.
Süper asker serumunun tekrar üretilmesi ile ilgili bilgi almak için Madripoor'a gittiniz ve kılık değiştirdiniz.
MADRIPOOR
Bucky, Zemo, Sam ve Y/N köprünün üzerinde şehire doğru yürüyorlardı. Sam bir köşede, yanında Y/N yanında Zemo ve en köşede Bucky. Yeni Süler Asker serumu için Madripoor'da Selby'den bilgi almalılardı.
"Bu konuda bir şeyler yapmamız gerek, Bir tek ben pezevenge benziyorum." dedi Sam ceketinin önünün iki yakasını tutarak.
"Sadece Amerikalılar moda öncüsü siyahilerin pezevenge benzediğini düşünür. Tıpkı canlandırman gereken adama benziyorsun. Sofistike, cazibeli, Conrad Mack adında bir afrikalısın. Nam-ı değer 'Gülümseyen Kaplan' " Zemo oldukça sakin ve ukala bir şekilde söylemişti bunları. Ardından telefondan adamın fotoğrafını göstermek için telefonu Sam'e verdi.
Sam fotoğrafa bakmanın ardından yüzünü ekşitti. "Lakabı bile kötü. Bana benziyormuş ama."
Y/N içinde olduğu elbiseden rahatsız bir şekilde Zemo'nun yanında sessizce yürümeye devam ediyordu. "Benim rolüm ne? Bu kıyafetlerle ben de pek bir şeye benzemiyorum" dedi alayla.
Zemo hafifçe gülümsedi, "sen benim sevgilimsin." Y/N'nin dehşetle büyüyen gözlerine aldırış etmeden elini Y/N'nin beline koydu ve onu kendisine yaklaştırdı. "Rolünü iyi oyna, aksi halde orada sonumuz pek iyi olmaz..." Bu sözün ardından göz kırpmıştı. Y/N gecenin oldukça kötü geçeceğini anlamıştı bile.
Yürümeye devam ederlerken Zemo ciddi bir ifadeye büründü tekrar. "Bu kokuyu alıyor musunuz." Sam alayla konuştu "asit mi?" Zemo ciddiyetini bozmadan devam etti "Madripoor..."
Zemo Y/N'ye döndü ve herkes için konuştu "Ne olursa olsun rollerimizden çıkmamalıyız. Hayatımız buna bağlı, hata payımız yok." Bakışlarını önlerinde duran arabaya çevirdi "High Town şu tarafta, ziyaret etmek isterseniz pek de kötü bir yer değil... Ama Low Town diğer tarafta." Bunu söylerken arabanın kapısını açmıştı ve arabaya binmek üzereydi.
Y/N arabaya binmek üzereyken "Dur tahmin edeyim, High Town'da hiç dostumuz yok." Zemo onaylar şekilde başını salladı ve gülümseyip o da Y/N gibi arabaya bindi.
Arabada ilerlerlerken Y/N hâlâ rolü için endişeliydi Zemo'ya hiç güvenmiyordu, rol icabı diyerek her şeyi yapabilirdi. "Bana bak Zemo, eğer aşırıya kaçar ve beni sinirlendireceğini düşündüğün her hangi bir harekette bulunursan kendine metal bir çene bulman gerekir, anlıyorsun değil mi?" Zemo bu sert sözlere karşı sadece gülümsedi. "Benim güzel sevgilim biraz sakin mi olsan, rollerinizi unutmazsanız her şey mükemmel bir şekilde son bulacak." Y/N sadece sinirle önüne geri döndü ve sustu. O esnada etraflarını çok sayıda motor kapladı. Sam şaşkınlıkla etraflarını saran motorlara baktı, Y/N bir an şaşırmış olsa da nasıl bir yere düştüklerini o zaman anladı. Bucky tamamen tepkisizdi.
Köprü gibi bir yerin altından geçtiler ardından bir süre sonra arabadan indiler. Geldikleri yer göz alıcı bir şekilde parıltılı bir şehirdi. Her yer neon ışıklar ve kendilerini eğlenceye vurmuş insanlarla doluydu.