Sevgilim | •Minsung•

¹

13 Eylül 2000'
23.15

Genç kadın büyümüş olan karnına giren sancılar ile yerinden zar zor kalkıp telefonuna uzandı.

"Lütfen."

Sesi titriyordu çünkü çektiği sancılara dayanabilecek yaşta değildi bedeni. Sancılar sebebiyle yattığı yerde kıvranırken telefonu açıldı.

"Alo."

Karşı taraftan gelen ses ile telefonu kulağına götürdü.

"Ben... sanır-"

"Ne?"

"Sancılarım başladı. Dayana... dayanamıyorum."

"Tamam bekle geliyorum."

Telefonu kapattıktan sonra az önce kıvrandığu koltuğun üzerine yığıldı. Bedeni dayanamıyordu. Bayılmayı tercih etmişti.

~

Hızla açılan kapı ile genç adam eve girdi ve koltukta hareketsiz yatan genç kadını gördü.

"Jiyeol."

Kadın hareketsiz yatmaya devam ederken genç adam kadını kollarının arasına alıp evden dışarı çıktı.

Sokakta hızla koşuyordu. Bacaklarına giren ağrıları umursamadan hastaneye gelmişti.

"Merhaba... şey... hamile..."

Hemşire başını sallayarak genç adama sedyeyi işaret etmişti. Kollarında tuttuğu genç kadını sedyeden üzerine bırakıp başındaki sandalyeye oturdu.

"Lütfen Jiyeol kendine gel."

Adam ağlarken başına gelen hemşireye çevirdi bakışlarını.

"Merhaba beyefendi hastanın nesi oluyorsunuz?"

"Şeyiyim..."

Bir süre düşündü genç adam. Yalan söyleyemezdi.

"Sevgilim."

Hemşire durum anlayarak başını salladı.

"İsim, yaş bir de refakatçi isim ve yaşı gerekiyor. Beni takip edin."

Genç adam başını sallayarak ayağa kalkıp hemşireyi takip etti.

"Hasta isim ve yaş?"

"Park Jiyeol. 17 yaşında. 17."

Kadın başını sallayarak önündeki bilgisayara girdi bilgileri.

"Refakatçi sizsiniz sanırım. Sizin yaş ve isim?"

"Han Dosung. 20 Yaşındayım."

Kadın tekrar başını sallayarak bilgileri bilgisayarına yazdı.

Genç adam imzayı atıp arkasında duran genç kadına döndü.

"Alalım o zaman hanımefendiyi."

Genç adam hemşireyi onaylayarak doktora döndü.

"Bende girebilir miyim yanında?"

"Kusura bakmayın şuan değil."

Genç adam üzgün bir şekilde koltuklara oturup beklemeye çalıştı.

Yaklaşık 1 saat kadar sonra önünden geçen sedye ile ayaklandı genç adam.

"Ne oldu durumu ne?"

Doktor genç adamın yanında durdu. Sedye durmadan gitti. Genç adam arkasından bakakalmıştı sedyenin.