(13 YIL SONRA)
Artık Hyunjin ve Felix evlenmişti. Hatta evlenmekle kalmayıp bir tane kızıları olmuştur. Kızlarının adı da Hwang Hana. Evet, Hwang Hyunjin ve Hwang Felix'in kızlarının ismi Hwang Hana! Daha 12 yaşında. Birazcık şımarık ama çok şirin bir kız. İsmini Felix koydu, Hana ismini gerçekten çok seviyor. Hana ismi bir "ÇİÇEK" anlamına geliyor. Hyunjin'de bu ismi çok sevmiştir. Hana ismi gerçekten çok güzeldir. Arkadaşları "Gerçekten ismin Hana mı! Çok güzel bir isim buu!" diyorlardı. Hana, çok mutlu bir hayat yaşarken birden Ortaokula geçtiğinde dışlanmaya, zorbalanmaya, satılmaya başladığında anladı hayatın zorlularını, kötü arkadaş seçimleri yaptığını.Zorbalayan kişiler sürekli isminin kötü olduğunu söylüyorlardı. Çirkin olduğunu söylüyorlardı. Onu sevmediklerini, bir fazlalık olduğunu söylüyorlardı. İsminin anlamının çok kötü olduğunu söylüyorlardı. Ama buna rağmen çok güçlü durmaya çalıştı. Çünkü onun babası HWANG HYUNJİN'di... Tabi ki güçlü duracaktı. Babasından bunu öğrenmişti.
Birgün babasıyla bu olayı konuşmaya giden Hana, mutluluk gözyaşlarıyla odaya döndü. Çünkü babası Hwang Hyunjin ona hayatın zorluklarını anlattı. Hyunjin'in o sözünü merak ediyoruz dediğinizi duyar gibiyim.
H:Bak, Hana. Şimdi sen daha çok küçüksün. Daha belki yaşayacak çok zamanın var, hayat uzun bir yer. Hata da yapacaksın, doğruda. düşeceksin de, kalkacaksın da. Önemli olan düştükten sonra kalkabilmek. Ve sen bunu çok iyi bir şekilde yapıyorsun. Ama diyelim ki artık sabrın kalmadı. Burada dağ gibi bir baban var. Her konu da yardımcı olabilirim prensesim. Sen iste ben senin her zaman yanındayım.
F:Niye sadece kendinden örnek veriyorsun? Bende senin yanındayım meleğim.
H:Tamam tamam. Bak gördün mü annen de yanında.
Birlikte gülüştüler. Sonra Hyunjin tekrardan konuşmaya başladı.
H:Mesela kendimden örnek vereyim. Ben babasız annesiz büyüdüm.
HN:Nasıl yani?
H:Bildiğin annesiz babasız. Herşeyi kendim öğrendim. Hatta 9 yaşında bir eve taşınmıştım. Sonra annenle tanıştım ve hayatım çok değişti. Bak sana çok güzel kıyafetler aldık, çok güzel odan var, çok güzel bir evin var. İlk önce bizim sonra da bunların kıymetini bilmen gerek. Dediğim gibi, yeri geldiğinde düşeceksin, yeri geldiğinde kalkacaksın, yeri geldiğinde insanlar senin o güzel ve temiz kalbini kırmaya çalışacaklar, yeri geldiğinde kötü arkadaşlar edineceksin, yeri geldiğinde iyi arkadaşlar edineceksin. Önemli olan senin düştüğün zaman kalkabilmen... Anladın mı benim meleğim.
HN:Anladım baba...
H:Hadi şimdi git bakalım, odanda biraz vakit geçir. Üzülme tamam mı?
HN:T-tamam. Görüşürüz
F:Görüşürüz prensesim...
Hana odasına döndüğünde mutluluk gözyaşları döküverdi birden bire.
(2 YIL SONRA)
Hana okuldan geldi. Annesine merhaba dedikten sonra odasına gitti. Sonra "Silent Cry" açıp dinledi. Bu şarkıyı çok seviyordu. Ama en sevdiği kısım şu kısımdı."Sözsüz bağıran sesini dinleyeceğim.
Zihnimin arkalarında kayboldum, bu yüzden artık yorulmuyorum.
Kapıdan içeri kilitlenen sen değil misin?
Sadece sessiz ağlayışları duyabiliyorum.
Saklanıyordum, sessiz ağlayışlar.
Bana sessizce sakladığın göz yaşlarını gösterebilirsin.
Bence, woah woah woah
Kendi kendime konuşmaya alışkınım ve şimdi bana söylemeyecek misin?
Kendi başına acı çekme.
Bana sessiz ağlayışlarını ver, woaw."Bu kısımı her dinlediğinde ağlardı. Çok güzel bir kısımdı. Adeta kendisini anlatan bir şarkıyı bulduğuna sevinmişti.
Bu şarkıyı Hana'nın odasından duyan babası Hwang Hyunjin koşarak odasına gitti. Çünkü bu şarkı eskiden Lise arkadaşlarıyla yaptığı bir şarkıydı. Toplam 8 kişi ile birlikte yapmışlardı şarkıyı. Hemen odanın kapısını açtı. Hana sinirli bir şekilde Hyunjin'e baktı.
HN:Baba! Ya üstümü değiştiriyor olsaydım!
H:Ö-özür dilerim ama az önce dinlediğin şarkının adı neydi?
HN:SİLENT CRY... Niye sordun?
H:Bebeğim iyi misin??
Hyunjin hemen kızına sarıldı. Hana ise olayı anlamaya çalışıyordu.
HN:Noluyor baba? O şarkıyı dinlediğimde noldu ki?
H:Birşey olmadı kızım. Otur şuraya bir. Konuşmamız gerek.
HN:Tamam.
Hana soran gözlerle çalışma masasının sandalyesine oturdu. Hyunjin ise endişeli bir şekilde çalışma masasının tam yanındaki yatağa oturdu.
H:Bak bu şarkıyı kimin yazdığını biliyor musun?
HN:Biliyorum, Straykids adlı bir grubun şarkısıymış. Ama bayağı bir olmuş bu şarkı çıkalı.
H:Evet. O şarkı benim.
HN:NE?!
H:Y-yani benim derken arkadaş grubumla yaptığım bir şarkı vardı. Ben o zamanlar çok üzgündüm. Resmen depresyona girmiştim. Dışarı çıkamayacak dereceye gelmiştim. Bunun üzerine Bangchan isimli bir arkadaşım bu şarkının sözlerini yazmış. Bizde söyledik. Yani bu benim 8 kişilik eski bir arkadaş grubumla olan bir şarkım.
HN:Anladım. Sözleri çok güzelmiş.
H:Evet, öyle.
(5 YIL SONRA)
Hana ve Felix için çok kötü bir yıldı bu yıl. Tarih 15 Ekim 2029 saat 05.05...
Hyunjin sabah işe gitmek için kalktı. Biraz başı ağrıyordu, birazda midesi bulanıyordu. Ama umursamadı.
F:Görüşürüz kocacığımm
H:Görüşürüz hayatımm
Hyunjin işe gitti. Hana okula. Felix ise evi toplamaya başladı...Felix evi toplamayı bitirmişti. Oturduğu koltuğun yanındaki masada telefonu vardı. Oturduğu anda telefon çalmaya başladı
F:A ah, kim acaba?
"SEO-JUN BEY ARIYOR..."
F:Aaa! Ama neden ki? Neden Hyunjin'in patronu arıyor ki?
Felix telefonu tereddütle açtıktan sonra kulağına koyduğu telefondan bir anda nefes sesleri gelmeye başladı. Felix bu sesle beraber kaşlarını çattı.
S:Alo!
F:Alo?
S:Felix, sen misin?
F:E-evette, neden aradınız?
S:Şimdi Felix, beni çok iyi dinlemen gerekiyor. Tamam mı?
F:Tamam da noldu?
S:Felix, Hyunjin...
F:Sesiniz kötü geliyor? Hyunjin'e birşey mi oldu?
S:Şey... Hyunjin... Hyunjin... Hyunjin...
Felix'in gözünden yaş geldiği an sesini yükselterek konuştu.
F:Söyler misiniz artık!
S:Hyunjin, ofiste fenalaştı. Bize ha-
F:Bekleyin... Nolur, nolur konuşmaya devam etmeyin... B-ben bunu kaldıramam...
S:Ama-
F:Nolur konuşmaya devam etmeyin...
S:Biz şuan Seoul'un en büyük hastanesindeyiz, gelebilirsin...
F:P-peki...
*dıt dıt dıt..."
Felix hazırlandı. Tek istediği Hana'yı da alıp birlikte hastaneye gitmekti. Arabasına binip Hana'nın okuluna doğru sürmeye başladı.Hana'nın okuluna geldi ve öğretmeninin yanına gitti.
F:Merhaba, acaba Hana'yı alma şansım var mı?
?:Tabi ki.
F:Hana'nın sınıfı nerde peki?
?:Bir üst kata çıktığınızda sağdaki ilk sınıf.
F:Peki, teşekkürler.
Felix, Hana'nın sınıfının katına geldi ve kapıyı tıklattı.
Tık tık tık...
F:Merhaba hocam, ben Hana'nın velisi. Hana'yı alabilir miyim?
(Fen hocası:F-H)
F-H:Tabi ki. Hana, hadi hazırlan tatlım.
HN:Peki hocam.
Hana eşyalarını topladı ve Felix'in yanına gitti.
F:İyi dersler hocam
F-H:Teşekkürlerr. Evet çocuklar biz kaldığımız yerden devam edelim.
Felix sınıfın kapısını kapattı. Hana'nın elini tutup okuldan çıktılar.
HN:Noldu anne?
Felix, Hana'ya döndü. Dolan gözleriyle ona gülümsedi ve konuşmaya başladı.
F:Hastaneye gidiyoruz.
HN:Neden? Neden gözlerin doldu.
F:A ah. Gözlerim mi dolmuş?
Felix hemen gözlerini silmeye başladı.
HN:Evet, gözlerin dolmuş.
F:Gel benimle.
Hana ve Felix arabaya bindiler. Seoul'un en büyük hastanesine vardıklarında Felix kemerini çıkardı.
F:Hadi, in geldik.
HN:Tamam.
Felix ve Hana arabadan indiler. Hastaneye gittiklerinde onları Hyunjin'in patronu Seo-jun bey karşıladı.
S:Gelin peşimden.
HN:Anne, neden hastaneye geldik?
Felix göz yaşlarını Hana'dan saklayarak konuşamaya başladı.
F:Öğreneceksin prensesim. Öğreneceksin...
Hana, Felix ve Seo-jun Hyunjin'in yanına gittiler.
HN:BABA!!
F:KIZIM DUR!
HN:ANNE BABAM YATIYOR ORDA GÖRMÜYOR MUSUN?
Hyunjin'in atan kalbi birden durdu.
F:Ne? Bu ses ne? Ne oluyor? Bu ses ne anlama geliyor?
S:HEY! DOKTOR VEYA HEMŞİRE YOK MU?
(Doktor:D)
D:Geldim.
HN:Doktor bey, babama noluyor? Bu ses ne anlama geliyor?
D:Maalesef... Hastayı kaybettik...
F:NASIL YANİ? 'HASTAYI KAYBETTİK DEMEK BU KADAR KOLAY MI!
S:Felix, bak sakinleşmen gerekiyor. Böyle olmamalısın. Senin bir tane kızın var. Aslanlar gibi kocan vardı.
F:VarDI ama varDI. DI DİYORSUN NEDEN ÇÜNKÜ ARTIK YOK!
Felix ağlayarak bunları söylemişti ve bayağı bir siniri bozulmuştu.
S:Bak hastanedeyiz. Sessiz olman gerekiyor. Ağlamaman gerekiyor. Kızının yanında güçlü durman gerekiyor. Baksana kızına, kızında ağlıyor.
Hana Felix'in yanına oturdu. Anne-kız birlikte ağlayarak sarıldılar birbirine...
BAZEN ŞUNU DA UNUTMAMAK GEREKİR.
Ne olursa olsun. Nasıl bir ilişkiniz olursa olsun, kardeş, dost, kan kardeşi aynı zamanda kanka, düşman. Farketmeksizin. Hayatınına giren herkesin kıymetini bilmelisiniz. Size değer veren, değer vermeyen, sizi seven, sevmeyen, sizi özleyen birinin, özlemeyen birinin kıymetini bilin. Bir saniye de herşey değişir. Mesela bir haber gelir bir saniye de sevinebilirsiniz, üzülebilirsiniz, depreysona girebilirsiniz, bunalıma girebilirsiniz, sevinç çığlıkları atabilirsiniz, korkabilir ve hatta şaşırabilirsiniz. Bir saniye de herşey değişebilir. O yüzden zamanın kıymetini bilin. Ve bu kıymetini bildiğiniz zamanı kimlerle veya nasıl geçireceğinize çok önem verin. Hiçbir şey sizin kadar ve sizin zamanınız kadar değerli ve önemli olamaz. Hiçbir şey...
*SON*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafia
Science FictionHerşey bir mafia'nın bir çocuğu kaçırmasıyla başlar ve o günden sonra o mafia kaçırdığı çocuğa aşık olur. Çocuk bu yerden sıkılmaya başlar ama bir süre sonra Mafia'dan hoşlanmaya başlar...