"Beni dinlemedin. Beni dinlemedin ve şuan acı çekiyorsun."
Sesini duyuyorum sebastian. O şerefsizin sana yaptıklarını duyuyorum. Seni kurtarmak istiyorum ama yapamıyorum. Kollarımı kaldıramıyorum.
.
Sesler kesildi. Kardeşim odadan hızlıca çıkıp eşyalarını topladı ve gitti. Ne sen cevap verebiliyorsun ne ben cevap istiyorum. Boğazımın düğümlenmesi şuanki acının önüne geçiyor.
.
"Sessizliğe bürünme sebastian. Konuş benimle, iyiyim bana birşey yapmadı de. Eğer olduysa da acımıyor de."
.
"Bu sessizlik Beni mahvediyor sebastian sende rahatsız olmuyor musun?"
Zorlukla ayağa kalkıyorum. Olduğun odanın kapısını açıyorum ve artık yanındayım.
.
Damlayan sıvıların oluşturduğu bu birikinti üzerinde diz çöküyorum. Demek uyurken bu kadar güzelsin sevgilim.
.
Yanına uzanıyorum dikkatlice. Kolumun üzerine başını koyuyorum ne kadar acıdan çığlıklar içinde olsamda senin rahatlığını düşünüyorum. Sırtıma giren inanılmaz acıyla boğazlarımı yırtarcasına bağırıyorum. Sol kolumla sırtıma giren küçük paslı ve ıslak demiri alıyorum. Bütün acılar şikayet ederek kendini göstermeye çalışıyor. Hangisini dinlesem diğeri daha fazla şiksyetle beni uyarıyor. Kimi dinleyeceğimi, hangisini durduracağımı bilemezken kafayı yiyorum.
.
Kendi dünyamda can çekişirken uyanmaman için kolumu bile kıpırdatmıyorum. Sen rahatsız olma, ben başında sabaha kadar beklerim. Sen acı çekme, ver bana hepsini ben tek tek üstesinden geleyim. Ancak ne olur benden vazgeçme.Ryan kent.