Ne zaman bu kadar rahat uyuduğumu hatırlamıyorum. Sevgilim bu rahat olduğunu bilseydim senin kaçmana asla izin vermeyecek kadar sığınırdım sana.
.
"Nerdesin sebastian?""Lütfen kalkmaya çalışmayın. Durumunuz iyi değil ayrıca çok güçsüzsünüz. Lütfen."
Sen sebastian değilsin ki? Kumralım istiyorum. Kollarımın arasında onu bir kedi gibi sevmek istiyorum. "Sebastian'ım nerede?"
Ağlarken senin adını sayıklıyorum. O kadar içten ağlıyorum ki doktorum bana sarılıyor. Omzunda içli içli ağlarken başımı okşayıp geçti diyerek beni teselli ediyor.
"DUYMAK İSTEDİĞİM BU DEĞİL SEBASTİAN'IM NEREDE!"
sakinleşmem için 2 hemşire benimle ilgileniyor, doktor başımı okşayıp güzel sözler söylüyor. İşlerine yardımcı olmak için susuyorum ve koluma giren iğnenin kolumu yakmasına izin veriyorum.
Sakinleşmemin ardından kafamda kurduğum düşüncelerle (ne kadar sağlıklı olduğu bilinmez) bazı şeyleri kabullenmeye başlıyorum. "Sebastian'ım gittiğin yerde mutlu ol."
Dışımdan belli ettiğim sözlerle doktor gülümsüyor ve hemşirelere kaş göz yaparak yanımdan gönderiyor. Anlamaz gözlerle kapıya bakarken içeri sedye ile gelen ve başında bana bakarak gülümseyen 2 hemşire görüyorum.
"O zaten şuan olduğu yerde oldukça mutlu." Fısıldanarak bana bakıyor doktor. Tepki veremiyorum. Kendimi iyi hissetmiyorum ancak Sebastian'ı şuan gördüğüm için gözlerimden saniyesinde yaşlar akıyor. Şükrediyorum sebastian yanımda. Şükrediyorum sapasağlam yanımda.
Ryan kent.