Yolculuk boyunca kulaklığımdan müzik dinlemekten başka bir şey yapmadım. Şuan da Istanbul'daki kapıcılığını yapacağımız evimize geldik.
Bugün dinlenip yarın işe başlayacağımızı söylediler. Bizde fırsattan istifade yeni okuluma kayıt yaptırmaya karar verdik. Valizlerimizi yerleştirdik, eşyalarımızı yerlerine koyduk, evi de temizledik ten sonra okuluma doğru yol aldık.
2 Gün sonra..
Belki de yeni başlangıçlar hayatımızı değiştirir. iyi ya da kötü bunu bilemeyiz.
Annemin seslenmesiyle düşüncelerimden ayrıldım."Pelin kızım okuluna geç kalıyorsun." "Peki"
dedim.
Aslında geç kalıp o okula gitmesem çok daha iyi olurdu. Birsürü farklı insan, farklı okul, farklı çevreye alışmam zor olacaktı..Evet, şimdi okul bahçesinde öylece durup okulu seyrediyordum. Eski okulumun en az iki katı gibi görünüyordu.
Mavi renklerin hakim olduğu okulun içine doğru ilerledik. Müdürün odasını bulduktan sonra içeriye girdik. 40 yaşlarında görünüyordu, güleryüzlüydü.
Babam burslu olduğumu söyledi ve kayıt işlemlerini yaptırdıktan sonra sınıfımın 12-A olduğunu öğrendik.
Okula yavaş yavaş gelen öğrencileri müdürün penceresinden görebiliyordum. Çalan zil de dersin başlayacağının habercisiydi. Müdür ile babamın konuşması bitince babam gitti.
Ben ise okul müdürü ile birlikte sınıfıma doğru ilerledik. 12-A'nın kapısının önüne gelince müdür kapıyı çaldı. İçerideki öğretmenin "Gir" demesiyle içeriye girdik. Müdür hemen beni tanıttı."Yeni öğrencimiz Pelin Sancak" dedi beni işaret ederek. "Boş olan yere oturabilirsin Pelin" diyerek dışarı çıktı. Bende tek oturan bir kızın yanına doğru ilerleyip oturdum.
Herkesin gözünün bende olduğunu hissedebiliyordum ama umursadığım pek söylenemezdi doğrusu.
Öğretmen ders anlatıyor, herkes öğretmene bakıyor ama kimse dinliyor gibi görünmüyordu -bende dahil- Yanımda oturan kızda baya sıkılmış bir haldeydi. "Selam" diyerek bana döndü ve gülümsedi. Bende aynı şekilde karşılık verdim.
Adının Melis olduğunu, burslu olduğunu ve bir ay önce bu okula
-Aksoy Kolejine- kayıt yaptırdığını söyledi. Iyi anlaşabileceğimi düşündürttü.Bana okulu gezdirmek istediğini soyledi bende kabul ettim. Şimdi okulun bahçesine çıkmıştık. Ileride toplu olarak konuşan bir grup öğrenci dikkatimi çekmişti. Melise döndüm ve "Onlar kim?"diyerek toplu olarak konuşan öğrencileri gösterdim. Melis "Aras ve arkadaşları" dedi gözünü hala onlarda tutarak.
Sonra devam etti "Aras'ın babası bu okulun sahibi bu yüzden kimse onunla kavga etmek istemez. Okulun piyanisti ve basketbol takımının kaptanı aynı zamanda derslerinde oldukça başarılı havalı bir çocuk." Melis'in söylediklerinden sonra Aras'ı incelemeye başladım.
Gözleri ela, uzun boylu kumral bir çocuk. Giydiği t-shirt üzerine yapışmış olduğundan kasları oldukça dikkat çekiciydi.
Çıkış zili çalmasıyla toparlandım ve otobüs durağına doğru yol aldım. Kulaklığımı takdıktan sonra herhangi bir müzik açtım.
Karşıdan gelen korna sesiyle irkildim ve yere yığıldığımı hissettim.Sonrası karanlık...