Kafama gelen su şişesiyle oldugum acılı bir çığlık attım. "Allah belanızı emi eşşek herifler!"
Arkamı dönüp şişeyi kimin attığına baktım. İleride bir yerde kahvenin en güzel tonlarıyla karşılaştım. Eli ensesine gitmiş bir şekilde bana bakıyordu. Sonra bizim siniftaki bir çoçuğa bakıp kaşlarını çattı ve yine bana çevirdi bakışlarını
"Kusura bakma ya. " dedi ve bana doğru gelmeye başladı. Mehmet yani az önce baktığı sınıfımdan olan çocuk yavaştan olay mahalinden kaçarken gülüyordu.
Çocuk karşıma geçip gözlerime baktı. Hala çatık olan kaşlarım gevşedi onun o kahve gözleriyle benim çimen gözlerim kesişince.
"İyi misin? Hey?" Elini gözümün önünde iki kez sallayıp diklatimi çekmeye çalıştı çünkü ben gözlerinde kaybolmuştum.
Kendine gel Edna. Kendine gel. Alt tarafı kahverengi gözler...
"İ-iyiyim sorun değil. " diye mırıldandım. Yanımdan gider diye mırıldandım fakat oturdugum bankta yanıma oturdu.
"İyiyim dedim ya gitsene. " diye kendi kendime fısıldadım. Fakat sesim yanımdaki kahvenin dikkatini çekmiş olmalıydı ki "Ne dedin?"diye mırıldandı.
"Ha? Yok birşey ya, öyle " diyerek ayağa kalktım. Ee sen gitmezsen ben giderim. 15 dakikalık tenefüsümü sana harcayamam hıh(!)
"Nereye gidiyorsun?" diyerek o da ayağa kalktı."Cehenneme,gelecek misin?" Okul binasına doğru ilerlemeye başladım. Oda peşimden gelmeye başladı.
Bu çocuk sana taktı Edna . Acaba yumruğu geçirsen ne olur bence denemelisin.
"İstersen oraya da gelirim... Ee şey adınız neydi?" Bakışlarımı kahve gözlerine çevirdim. "Edna. Şimdi oldu mu. Bırak peşimi."dedim okula girerken. Dediğimi yapmak yerine önüme geçip elini uzattı. "Bende Murat. Tanıştığıma memnun oldum."
Sabır... Cidden sabır. Seni ne sanıyor bu Edna,okuldaki diğer kızlardan mı?
Zihnimdeki sesi umursamadan "Ben menun falan olmadım. Gider misin artık." diye isyan ettim. Kenara kayıp yürümeye devam ettim. Merdivenlerin önüne geldiğimde kahve de yanıma geldi ve beraber üçüncü kata çıkmaya başladık.
Çocuk salmayacak seni Edna. Geldi gitmiyor.*kahkaha sesi*Şaka gibi şimdi sana "senden hoşlanıyorum" derse gülmekten ölürüm * yine kahkaha sesi*
Abart Gizem. Olmaz öyle birşey. Ayrıca gülmeyi kes sinir bozucusun.
"Ne oldu? Kaşlarını neden çaktın?" Ahh Gizem'le konuşurken mimikşerimi sabit tutmayı başaramıyorum. Kahretsin!
"Yok birşey boş ver." diye mırıldandım.
Sınıfımın önüne gelene kadar yine peşimden geldi ve sınıfıma da girdi.Ne oluyor ya peşimi bıraksın şu kahve artık.
Biliyorsun Edna dediklerim hep çıkar yine çıkacak
Saçmalama Gizem.
Sırama oturduğumda kahve duvar kenarının en arka sırasına oturdu. Bense cam kenarında en arkadaydım.
Sınıf arkadaşın mı bu Kahve? Ve sen bilmiyorsun bunu. Aptalsın Edna. Hemde çok aptalsın.
Gizem'i yine umursamadım. Böyle daha az katlanılmaz oluyordu. Gizem dört yıldır zihnimde bulunan bir ses. Birde Anıl var. Anıl eylenceli biri ve ilk Anıl'ı tanıdım.
Dersin boş olduğunu Mehmet'in bağırışıyla ögrenip telefonumu elime aldım. Instagram'da storylere bakarken geçen on dakikanın ardından üstüme düşen gölgeyle kafamı kaldırdım.
"Merhaba Edna nasılsın? Ders boşmuş galiba. Ne yapmayı planlıyorsun?" Kahve yine gelmişti ve bu çocugun beni bırakması lazımdı."Gider misin?"
Tabiki beni dinlemeyip yanıma oturdu. Zaten Edna kim ki(!)
Konu dediğime geliyor Edna. Hem beni dinlemezsen ve umursamazsan seni de dinleyen olmaz küçük cadı.
Ve ben yine ve yine dinlemedim onu.
"Hey, sadece arkadaş olmaya çalışıyorum. Amacım seni rahatsız etmek değildi." Derin bir nefes alıp yavaşca verdim. "Amacını yap ve git o zaman rahatsız etme beni."
Gözlerinde hayal kırıklığı geçti ama iki saniyede yerine yine her zamanki umut geldi. "Yalnız oturmaya bayılıyorsun galiba. Yalnız kalmaya, sesizliğe bayılıyorsun. Yeni geldim ve bir arkadaşım olsun istiyorum fakat herkesin bir çevresi var. Senin yok gibi gelmişti bende seninle arkadaş olmaya çalıştım ama sen istemiyor gibisin." Umut kelimeleriyle beraber yerini karanlığa bıraktı.
Aklından geçenleri sözcüklere dökmekte sorun yaşadı galiba çünkü umut yok oldu. Gerçi sen umudun sevebileceği biri degilsin ondandır. Kahve de bunu fark etmiş olmalı.
Bilmiyorum Gizem. Belkide öyledir, belkide haklısındır.
Kahve sözlerine devam etti. "Sana yalnızlığınla ve sessizliğinle iyi eylenceler. Tabi mümkünse..." Ayağa kalkıp gitmeye yeltendi ama kelimelerimle durdu.
"İstedim. Çok isterdim bir çevrem olsun ama benim kimsem yok. Sadece arada bana bulaşan Mehmet dışında kimsem yok. Olmuyor ve zorlamaya da gerek yok bu yüzden başkasını bul arkadaş olarak."
Gözlerindeki karanlıktan bir ışık geçti. Yıldız kayar gibiydi. Acaba dilek dilesem kabul olur mu?
Her zaman aynı şeyi dilemekten bıkmadın mı? Gitmicem ben. Hep burdayım ve burda olucam. Kaçışın yok benden. Hem bu dilek saçmalığına gerçekten inadığını deme bana *kahkaha sesi * Aptalsın Edna. Aptal...
Umursamadım yine.
"Başkasını isteyorum. Gel ve yeni bir başlangıç yapalım. Sen, ben ve Mehmet muhteşem bir üçlü oluruz bence." dedi ve güldü. "Sence? Sence de muhteşem olmaz mı? Komik çocuk Mehmet sana de diğerlerinden daha çok değer veriyor. Hem senin hem benim yeni başlangıcımız olsun." Sorarcasına bakmaya başladı
Hayır diyeceksin tabi yeni bir başlangıca ne gerek var biz iyiyiz böyle.
Neden olmasın Gizem? Yıllardır yalnızım,eylenmek benim de hakkım.
Saçmalama Edna sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsın.
Sonuçlar kimin umurunda. Mutlu olmak istiyorum.
*Çığlık sesi*
"Kabul o zaman. Yeni bir başlangıç yapalım. En temizinden bir başlangıç."
*Çığlık sesi*
"Ben Edna. Edna Şeker." dedim ve elimi uzattım. Elimi sıkıp o da karşılık verdi. "Bende Murat. Murat Çetin."
*Çığlık sesi*
"Memnun oldum Kahve."
"Bende memnun oldum Şeker."*Çığlık sesi *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şekerli Kahve
Teen FictionEdna'nın bilincine varmadığı hastalığını fark eden Murat ve Edna yı iyileştirme çabaları...