*Çığlık sesi *
Murat kollarını açıp bana sarıldı .
*Çığlık sesi*
Bende ona karşılık verdim.
*Çığlık sesi *
Geri çekildi. "Gel o zaman gidelim aşağı kantinde oturalım. Sen ben..." biraz düşündü."...Mehmet. Mehmet'di değil mi?"Gülerek başımı salladım. "Unutkanlık diz boyu. B12 degil direk alzaymırsın sen."
Oda gülmeye başladı
*Çığlık sesi * Aptallaşma Edna! Bu çocuk sana iyi gelmicek
Diğerlerinden ne farkı var?Sus Gizem. Olan oldu, biten bitti. Geçmişi değiştiremezsin.
Bir gün geçmişi değiştirmek için bana yalvaracaksın ama hiçbirşey yapamayacağız.
Bunu o gün düşünürüz.
*digerlerinden daha gür bir çığlık*
Ayağa kalktım. "İlk ben kantine varıcam."diyerek sınıftan çıktım koşarak merdivenlere doğru ilerlerken Murat'da arkamdan geliyordu. "Dikkat et Şeker!"
Ne dediğini pek umırsamadan koşmaya devam ettim. İkinci kata indim.
Koş kızım!Durmak yok.Go!Go!Go!
Durmak yok Gizem! Go! Go! Go!
"Edna yavaş! Düşüceksin."
"Ben düşmem Kahve. Düşsem bile yeniden ayağa kalkmasını biliri- Aah!" Ve dengemi kaybedip düştüm. Allah'tan son basamaktı da fazla bir darbe almadım. Sadece bileğimi burkmuştum sanırım.
Ellerimden destek alarak doğrulmaya çalıştım. Bileğimdeki acı çok fazlaydı ama kırık olacak kadar da değildi. Murat yanıma gelip dizlerinin üstüne çoktü. "O kadar yavaş ol dedim. Dinlesen ölür müydün(!)" Elim bileğime gittiğinde o da bileğime hafifçe dokundu. "Ahh! Dokunmasana aptal! Canımı yakıyorsun."
Hemen elini çekti. "Özür dilerim bekle burda. " dedi ve bir tarafa dogru gitti. "Sanki gidebilirim ya bide gitme diyiyor mal."diye mırıldandım kendi kendime. Birden bana dogru gelip beni kucağına aldı. Ben şokumu atlatamadan revirin yolunu tuttu.
"Aptalsın falan ama zekisinde."diye mırıldandım yine kendi kendime.
"Keşke sende biraz zeki olsan da merdivende bu kadar koşmaman gerektiğini bilsen." Bu bana laf mı soktu şimdi?
Evet Edna. Laf soktu sana*kahkaha sesi*
Revirin kapısını ayağıyla itip beni yatağa yatırdı. Firdevs abla telaşla"Ne oldu çocuklar? Neyin var Edna yoksa yine..." lafını kestim.
"Merdivenden düştüm hemşirem sorun yok bileğimi burktum galiba." Firdevs abla kafasını sallayıp anladığını belirten birkaç murıltı çıkrdı ve arkasındaki dolaptan sargı ve krem alıp yanıma geldi. Kremi sürüp bezi sardıktan sonra "Biraz dinlen sen burda. Aileni arayayım gelip alsınşar seni. Geçmiş olsun."dedi ve gitti
Murat başıma gelip gözlerime baktı. "Dikkat et demiştim." Gözlerimi devirdim."Boş ver ben alışığım revire gelmeye."
Evet intihar girişimleri hep okulda olur da.
Sen sussana artık!
Sanane be istediğimi derim seni alakadar etmez.
Nasıl alakadar etmez senin sesini duymak mecburiyetinde miyim ben?
"Alışık olma. Dikkat et kendine. İnsanlar bir saniyelerini yaşayabilmek için nelerini vermezler ama sen o hayarının kıymetini bilmeden diklatsizce davranıyorsun." Ahh az sonra annemin zaten yapacağı konuşmayı Kahve bana yapmasın bir zahmet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şekerli Kahve
Teen FictionEdna'nın bilincine varmadığı hastalığını fark eden Murat ve Edna yı iyileştirme çabaları...