Sabah kavga sesleri ile gözümü açtım. Her zamanki gibi Annem ve babam kavga ediyorlardı. Oflayarak yataktan kalktım banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Eşofman takımımı giyip kulaklığımı taktım. Odamdan çıkıp evin dış kapısına doğru ilerledim.
"Alev kızım nereye"
Annemin arkadan seslenişlerini duymadan evden çıktım. Sahil kenarına doğru ilerledim deniz kokusunu içime çektim.
Ben Alev Koroğlu. 21 yaşında üniversite öğrencisiyim. Ailenin istenmeyen çocuğuyum. Arkadaş ortamım yok. Çoğu insan sevmez beni kimse ile anlaşamam. Ben de kendimi oldum olası sevmem. Hayata küsük bir insanım. Ailemiz de şiddetli geçimsizlik var. Annemle babam hiçbir zaman anlaşamazlar. Kavga sesleri ile büyüdüm diyebilirim. Birçok kez intihar etmeyi denedim ama hiçbirinde başarılı olamadım. İşte acımasız hayatım ve ben.
Kulağımda kulaklık ile sahil kenarında biraz takıldım. Üşüdüğümü hissedince sahil kenarından ayrılıp eve doğru yürümeye başladım. İnşallah kavgaları bitmiştir diye içimden dua etmeye başlamıştım. Yolda hızlı adımlarla ilerlerken boynuma vurulan acı bir sopa darbesi ile gözlerimi kapadım. Sonrası Karanlık
Bir saat sonra~
Boynumun hala devam eden sızısı ile yerimde kıpırdandım. Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara ile şoka uğramıştım. Karşımda oldukça sert görünen takım elbiseli 2 adam ile birlikte arabadaydık. Neredeydim ben, ne olmuştu bana. Korku dolu gözlerle karşımdaki adamlara baktım
"Siz kimsiniz ne işim var benim burda"
Adamlardan bir tanesi bakışlarını bana çevirdi. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi telefonunu eline alıp oynamaya başladı.
"Kime diyorum nerdeyim ben bırakın beni!"
Bağırmamdan hoşnut olmayan adam sinirli gözlerini bana çevirdi
"O sesini kes yoksa ben kesmek zorunda kalırım!" Dediğinde ürpermiştim. Noluyordu böyle en son sahilde yürüyüş yapıyordum ne olmuştu da buraya gelmiştim.
Ben kendi içimde kafamdakilerle boğuşurken araba durdu. Adamlar kolumdan tuttuğu gibi beni arabadan sert bir şekilde çıkardı.
"Yavaş be odun!" Diye kükrediğimde adamın sert gözlerini yine üzerimde hissetmiştim. Hızlı adımlarla ilerlerken bir konağın içine girdik. Etrafı incelemeye başlamıştım burada oturan kişi oldukça zengin olmalıydı her yer Gold detayı ile süslenmişti. Adamlar beni çekiştirerek merdivenlere doğru yönelttiğin de gerçekten korkmaya başlamıştım. Yukarıdan bağırış sesleri geliyordu. Bilmediğim bir odaya girdiğimizde iki adamın tartışmalarına ortak olduk.
"Samet sana bu işi düzgün yap demiştim"
"Patron aksilik çıktı anlamadım"
Evin sahibi belli olmuştu. Karşısında diz çöken kişi ve yanımda duran adamlar ise bu patronun korumaları olmalıydı. Bir kaç dakika süren şiddetli tartışmanın ardından silah sesi patladı. Patron denilen bu adam tartıştığı korumasını öldürmüştü. Silah sesinden dolayı titremeye başlamıştım. Beni de mi öldüreceklerdi yoksa.
Yanımdaki adam beni bir adım öne iterek patronuna seslendi.
"Abi kızı getirdik"
Patron arkasını dönüp bana baktı. Gözleri kahverengiydi. Üzerinde çok şık duran takım elbisesi ile çok yakışıklıydı. Gözlerini bir süre gözlerimden ayırmadı. Bu bakışmadan rahatsız olup gözlerimi başka bir yöne çevirmiştim.
Patron korumalarına dönüp
"Bu adamı alın burdan şurayı da temizletin biz odamdayız"
Kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı. Odanın kapısını açtığında girmem için bir süre bekledi. Mecbur kalıp içeri girdim. O da içeri girdikten sonra kapıyı kilitledi. Koltuğu işaret ederek oturmamı istedi. Oturduğum da o da sandalye çekerek tam karşıma oturmuştu. Gözleri üzerimde dolaşırken oldukça rahatsız olmuştum. Sonunda aramızdaki sessizliği bozarak konuşmaya başladı