My Hero Academia ama BENDE VARIM?! |REMAKE|

Başlangıç

"PLUS ULTRAAA!!!"

(Vote ve yorum yapmayı lütfen unutmayın :))

Evet evet, yine 'My Hero Acedemia' izliyorum her zamanki gibi. Beş kere bitirdim bu animeyi ama hala yeni anime bulmak yerine bunu izliyorum. Daha yedinci sezonu bile gelmedi ve ablamdan zorla bir saatlik alabildiğim bilgisayarla tekrar tekrar 'MHA' yı izlemek hiç de eğlenceli değil açıkçası. Kendi teknolojik aletim olsa önemli değil ama o da yok, malum lgs dönemindeyiz ya; bir türlü bilgisayardı telefondu hiç hepsi elimden alındı mübarek. Aslında şuan bu bilgisayarı alabilmem bile bir mucize sayılmalı.

Artık aynı animeyi tekrar tekrar izlemek baydığı için farklı bir şeyler yapmaya karar verdim. Baya bir kafa patlattıktan sonra aklıma bir fan sayfasına üye olmak geldi. Ne güzeldi işte, insanlarla fan artlarımı paylaşıp izlediğim anime ve mangalar hakkında sohbet etmek keyifli olurdu. Sonuçta bizimkilerden kıyasla bu konular hakkında baya ilgili olmalıydılar, malum benim ailem animenin "a" sını bilmez.

İki saat yalvardıp ablamdan izin kopartmayı başardım. Araştırmaya tabiki de my hero academia için başladım. Karşıma çıkan ilk site çok toksik insanlarla doluydu. İkincisinin de ondan pek aşağı yukarı  bir farkı yoktu. Üçüncüsü ise e-posta adresimden başlayıp konumumdan ibanıma kadar bir sürü saçma bilgi istedi yani kısacası gel seni dolandıralım diyordu.

Böyle böyle gittikçe tam umudumu kaybedecekken karşıma bir site çıktı. "Diğer MHA fanlarıyla tanış, gücünü göster!" diyordu, saçma geldi ama yine de merak ettim ve giriş yaptım. O an fark etmemiştim ama o sitede aktif kimse yoktu. Sonra benden e-posta şifre falan isteyecek falan zannettim ama karşıma garip garip sorular çıktı.

İlkinde "Adın ne?" diyordu, bu  gayet normal sayılırdı, ikincisinde de "kaç yaşındasın?" diye sordu. Bu bana biraz alakasız geldi ama bunu da yazıp diğer soruya geçtim. Üçüncüsünde "özgünlük" yazmamı istedi, ne alaka deyip geçmeye çalıştım ama yazmadığım zaman "eksik bilgiler var" diye uyarı çıkıyordu. Siteyi çok merak ettiğimden sonunda bir şeyler yazmaya karar verdim. Uzun uzun düşündükten sonra aklıma favori karakterim" Shoto Todoroki"'nin özgünlüğünü yazmak geldi. Ama site "o özgünlük başkasına ait" diye uyarı çıkarınca 'herhalde başka birisi bunu yazmıştır' diyerek vazgeçip özgün düşünmeye karar verdim. Ama ne kadar düşünsem de aklıma hiç istediğim gibi bir özgünlük gelmiyordu.

Tam vaz geçeceğim derken aklıma geçenlerde izlediğim "Venom" filmi geldi. İzlerken de, "Keşke benimde böyle bir gücüm olsa.." deyip durmuştum o yüzden direkt aklıma venom yazayım dedim ama sonra çok saçma olduğunu düşündüğüm için "simbiyot" yazmaya karar verdim, sonuçta Eddie'(Venom'un ana karakteri)ye de içine bir simbiyot girmişti o yüzden mantıklı geldi. Sonra site benden özgünlüğün nasıl çalıştığını sordu ve bende şunları yazdım;

Simbiyotunu her şekle büründürerek(Katı-Sıvı-Gaz) kullanabilir. diğer elementlere karşı dayanıklıdır ancak çok fazla ve uzun süreli kullanılırsa kullanan kişiyi bitkin hale getirir. Aşırı öfke, korku ve üzüntü bu güçleri etkiler ve simbiyotunun üzerindeki kontrolü kaybetmesine neden olur. Ayrıca yüksek seslere ve parlak ışıklara da duyarlıdır.

Elimden geldikçe güzel bir şekilde açıklamamı yapıp bazı ekstra özellikler de ekledikten sonra 

artık cevaplamam gereken son bir şey kalmıştı, "Beğenileri". Bunu da biraz düşündükten sonra en sevdiğim hayvanı, zamanı ve yiyeceği yazmaya karar verdim.  Chinchilla tavşanı (çinçillagiller familyasının bir cinsi olan kemirgen.), gece ve mochi( Japonların bir tür tatlısı) yazdım.

Kaydola bastıktan sonra beni uzuuuuuun bir yüklenme ekranı karşıladı. Onun dolmasını beklerken çok sıkıldım o yüzden çıkacakken yükleme bitti  ve karşıma "Giriş Yap" butonu çıktı.

Butona basar basmaz bilgisayarın ekranını bembeyaz bir ışık saçmaya başladı ve sonra da hiç bir şey görememeye başladım, her yer bembeyazdı. Bu normal değildi ama ben o an ablama ne diyeceğimi düşünüyordum. Tam,"Aha sıçtım,şimdi ne bok yiyeceğim ben" derken her yer karardı ve gerisini hatırlamıyorum.

____________________

Bir anda yüzüme güçlü bir güneş ışığı çarpmaya başladı ve bende yavaş yavaş gözlerimi araladım.

Gözüm ışığa  alıştıktan sonra etrafıma bakındım. Tepem de 14 - 15 yaşlarında, yeşil kıvırcık ve dağınık saçlı, yeşil gözlü; üstünde okul formasına benzeyen siyah takımlı ve sarı sırt çantası taşıyan bir çocuğun endişeli ve korkmuş gözlerle bana baktığını gördüm. Tam ben, "Hayır, hayır bu olamaz bu imkansız bir şey o sadece bir anime karakteri" diye düşünürken-

Çocuk bana, "S-en i-iyi misin?" dedi.

(670 kelime)