23

14.1K 1.8K 1.5K
                                    

Haiii ben geldiim! Yine erken geldim ehehe.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Ensemdeki köklü ağrıyla gözlerimi açmaya yeltendim. İlk denemede başarısız olurken, ikinci denemede gözlerimi aralamayı başardım.

Gün ışığı doğrudan gözlerime saldırdığında gözbebeklerim deli gibi sızladı. Yüzümü buruşturarak gözlerimi kırpıştırırken en son yaşadıklarım aklıma bir bir nüfuz etmeye başladı.

Gözlerim büyürken, etrafıma bakındım. Bir kamyonetin arkasında ellerim kamyonetin kenarına halat iplerle bağlanmış bir şekilde oturduğumu fark ettim.

Başımı sağa çevirdiğimde Daehyun'un da tam karşımda oturduğunu gördüm. Engebeli bir arazide ilerleyen kamyonetin arkasında oturduğumuz yerde sarsılarak gidiyorduk.

Omzumdaki keskin acı kendini belli ederken, "Daehyun!" diye ona seslendim. Ama başı önünde ve gözleri kapalıydı. O da baygındı.

İplere asılarak ona yaklaşmaya çalıştım ama ona bu mesafeden yetişebilmem imkansızdı. Zaten belli ki birbirimizin bağlı kollarını çözemeyelim ve kaçma girişiminde bulunamayalım diye böyle bağlanmış olmalıydık.

Omzumdan bileklerime dek akan ve halat ipin üstünde kuruyan kanıma baktım. Omzumda koca bir kurşun ile duruyordum ve bu hareketlerimi feci kısıtlıyordu.

"Daehyun!" Başımı kan içinde kalan üniformamdan ayırıp tümsekten geçerken sarsılan araç nedeniyle sallanan başına yükselttim bakışlarımı.

Arkama yaslanarak ayaklarımı onun olduğu tarafa doğru uzattım. İpe asılarak biraz daha kendimi zorlarken botlarımla onun ayak bileğini dürtükledim. "Daehyun uyan!"

Görünürde bir yarası veya kanaması yoktu.

Yeniden ayağına patlattığımda, yerinden sıçrar gibi sarsılıp başını kaldırdı ve gözlerini kırpıştırarak araladı. "Ne oldu, neredeyiz." diye şaşkınlıkla soluduğunda başımı çevirip etrafıma bakınmaya çalıştım ama tamamen boş bir arazide ilerliyorduk. Etrafımızda ağaçlardan başka hiçbir şey yoktu.

Ne bir araba, ne bir ev göremiyordum çevrede. "Bilmiyorum, ama suikasta uğradık ve asıl ulaşmak istedikleri nedenini bilmediğim bir şekilde komutan Kim olmalı." dediğimde gözleri kısıldı.

"Bizi de rehine olarak aldılar. Ah kafama öyle bir vurdular ki, beynim patlayacak gibi hissediyorum." diye yakındı. "Ben de aynı haldeyim ama sorun bu değil, kaçmamız lazım. Ayrıca bizimkiler nereye gitti? Jimin, diğer askerler ve komutan Kim nerede?"

"Buradaki eğitimleri tamamlayınca yakında bir tesis daha olduğunu söyledi komutan. Ve tüm ekip oraya geçecekken ben ceza aldım. Onlar orada gelen otobüse binip gitti. Bana da tesise kadar yürümem gerektiğini söyledi. Benimde yemekten dolayı midem kötü olunca tuvalete girdim ve sonra çıktığımda ise bu olaylar patlak verdi."

"Yani onlar gitti, kuzey koreli suikastçılar geldi, öyle mi?" diye sorduğumda başını salladı. "Ben yarım saat kadar tuvaletten çıkamadım ama, yani kuzey koreli askerler geldiğinde onlar çoktan diğer tesise geçmiş olmalılardır."

Alt dudağımı ısırdım. "Beni bırakıp gitti yani, çok güzel..." diye fısıldadım. "Senin için dönerdi eminim. Bence gerçekten senden hoşlanı-"

"Kes şunu Daehyun, benden hoşlandığı falan yok. Bana haber bile vermeden çekip gitmiş, sen olmasan şu an onların nerede olduğundan bile haberim olmayacaktı." diye söylendim.

IMPOSING COMMANDER • TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin