1.Bölüm

29 4 2
                                    

Tepemde beni yakan güneşe aldırış etmeden koşuyordum. Fransa'nın sokakları genelde geniş ferah ama bir o kadarda çöplerle dolu pis sokaklardı. Yaklaşık 1 yıldır burada babamla birlikte yaşıyordum. Babam annemle evlendikten bir süre sonra ara verdiği dedektiflik görevi için Fransa'ya geri dönmüştü.

Annem o zamanlar bana hamileymiş. Babam ben doğduktan 2 yıl sonra beni anca görmeye gelebilmişti. Ben 12 yaşındayken annem ve babam boşanmaya karar vermişti. Babam benim velayetimi zorda olsa almıştı.

Ben Türkiye'de yaşarken babam hala daha Fransa'da yaşıyordu bende bu yüzden kolaylıkla annemle görüşebiliyorum.

18 yaşında liseyi bitirip polis memurluğu okumuştum. 20 yaşımda 2 yıl Türkiye'de memurluk yapmıştım. Polis memurluğunu tamamlayınca baba mesleği olan dedektiflik için Fransa'ya gelmiştim.

Küçükken bir an önce büyüsemde dedektif olsam diye hep anneme ağlardım oda bana  "inan bana büyüyüncede keşke çocuk olsam diyeceksin" derdi fakat ben hiç anlamazdım.

Adımlarımı dahada hızlandırdım. Bazen insanlara çarpıyor bazende dengemi kaybediyordum. Sonunda ofisin olduğu sokağa girince ellerim dizlerime atıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım.

Sol bileğimdeki saatime bakıp buna hiçte vaktim olmadığını anlayınca tekrar koşmaya başladım. Kapının önüne gelince apartmanın şifresini girdim ve hızla devam ettim.

Girişteki görevliye hafif baş selamı verip devam edip asansöre bindim. Buradaki evler Türkiye'deki kadar uzun değildi genelgede 5-6 kattan oluşurdu bizim ofisimiz ise 4. Kattaydı.                                                                                                               

Asansör durumca bende tekrar koşmaya başladım. Ofisin anahtarı bende vardı fakat ellerim titrediği için açamayacağımı biliyordum bende zili çaldım.

Bir kaç saniye sonra kapı açılınca amber kızıl saçları ile bana bakıyordu fakat biraz sonra yaşanacaklar için üzgün gibiydi çünkü babam canımı okuyacaktı.

Adımlarımı içeriye atınca ofisin beni boğan havası ve kötü kokusu burnuma geldi. Koridor biraz uzundu kapının sol tarafında lavabo vardı. Biraz daha ilerleyince babamın sinirli yüzüyle karşılaştım.

(Şöyle bir yer düşünün arkadaşlar koltukların olduğu yerde masa sandalye var rafların olduğu terde ise projeksiyon olarak hayal edin)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Şöyle bir yer düşünün arkadaşlar koltukların olduğu yerde masa sandalye var rafların olduğu terde ise projeksiyon olarak hayal edin)

Babam ortada duran 8 kişilik uzun masanın en başında elleri masanın üzerinde her zaman olduğu gibi takım elbisesiyle çok havalı faka bir o kadarda sinirli görünüyordu.

Tüm cesaretimi toplayıp babamın yanına gittim. Ben daha konulmaya başlamadan babam Türkçe bir şekilde "nerede kaldın" dedi ve bakışlarını duvardaki saate çevirdi "tam 3 dakikadır seni bekliyoruz" dedi evet maalesef babam çok dakik birisiydi.

Gizli SaklıWhere stories live. Discover now