mayıs ayı sıcağı ayrı bir katlanılmazmış. yaşadığım on yedi yıl sonunda buna ilk kez böyle odaklanıyorum. tam başımızın üstünde bize gülümseyen güneş, tüm öğrencileri harap etmiş. yani anladığım kadarı ile. herkes sıcaktan sırılsıklam olmuş, bir ton esmerleşmiş gibi hissediyorum şimdiden. jeju adası sıcaklığı ve neşesi ile cıvıldıyor. tüm öğrenciler gözünü kırpmadan etrafı inceliyor, tabi biri hariç."odalara mı çıksak artık hani?"
yanımda sıcaktan bunaldığı için salak salak mırıldanan hyunjin ile ofluyorum.
"sen her yaz geldiğin için alışkınsın. bu insanlar kırk yılda bir gelebiliyor böyle yerlere, bu insanlara bende dahilim unutma sakın."
bana bakıp göz deviriyor, sonra ise kolunun altındaki top ve sırtındaki çanta ile chan'ın yanına ilerliyor. onun arkasından göz ucuyla bakmam yetmiş olacak ki benimle göz göze geliyor. sonra da göz kırpmaktan da çekinmiyor. bir insan nasıl istemeden biriyle flörleşir gibi hareketler yapar aklım almıyor.
önüme döndüğümde ise hocanın sesini işitiyorum.
"herkes önceden belirlenmiş odalara. dört kişilik odalar olduğu için her gruptan birisi benden oda kartını almaya gelsin!"
tiz sesi kulaklarımızı çınlatıyor, bende soluğumu bizimkilerin yanında buluyorum tabi.
felix güneş gözlüğünü takmış,chan ile konuşmakla meşgul. hyunjin deseniz bizim grubun kartını almaya gitmiş, dayanamaz böyle yerlere. birde ben varım, jisung. etrafı incelemek bana şu anlık daha cazip geliyor sanırım.
herkes sıra sıra içeri otele girerken bizde hızlıca araya sıvışıyoruz. felix elimden tutmuş, kalabalık arasında kaybolmamı engelliyor. asansörün oraya yetiştiğimizde ise asansörün başında bekleyen hyunjin ile karşılaşıyoruz.
"nerede kaldınız ya? iki saattir bekliyorum!"
dedikleri ile göz deviriyorum ve elinden kartı kapıyorum.
45. oda, altıncı kat.
asansöre bindiğimiz gibi altıncı katı tuşluyorum.
"sizce yüzme havuzu var mıdır burada?"
diyen chan ile homurdanıyorum.
"deniz kenarındayız chan! ne havuzu saçmalama."
dediklerim ile omuz silkiyor, sonra da asansörün kata geldiğimizi belli eden sesi duyuluyor.
sırayla asansörden iniyoruz, felix hemen yanımda yerini alıyor ve koluma giriyor.
odaya geldiğimiz gibi kartı okutuyorum ve koşarak odaya giriyorum. en güzel yatağı seçtiğim gibi kendimi yatağa bırakıyorum.arkamdan gelen üç aptal da benim gibi koşmuş olacak ki hepsi gördükleri ilk yatağa kendilerini atıyorlar.
iki tane çift kişilik yatak var. benim yattığıma direkt hyunjin geliyor.
"ya, neden ben ve felix beraber yatmıyoruz ki?"
diyorum, hyunjin ile uyumak biraz fazla heyecan verici gibime geliyor. itiraz nidaları ise chan tarafından oluyor.
"pardonda jisung izninle sevgilim ile uyumak istiyorum. uygun mudur?"
dedikleri ile göz deviriyorum, felix ise ona gülmek ile meşgul. aptal aşık terimi olmasaydı felix yine aptal aşık kavramını oluştururdu.hyunjin dediklerim ile bana dönüyor tabi.
"benimle neden yatmıyorsun ki? hem ben horlamıyorum bile."
ah hyunjin, keşke horlasanda ben bu yüzden seninle yatmak istemesem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dilimizdeki sahil ✓
Fanficsolgun, bir bir geri dönüyorlar, yaşanmamış günlerim benim. hyunsung, chanlix • one shot