1) İlk İzlenim

213 20 17
                                    

/Edgar Pov/
Siktir, yine onu gördüm. Bu piç herif neden sürekli rüyalarıma giriyor..daha tanışalı birkaç gün oldu.
Colette'ın söylediğine göre buraya taşınalı fazla olmamış ama neredeyse herkesi tanıyor, ben dışında. Kendini beğenmiş ukala ergen, bütün arkadaşlarımla hemen samimi olmuş. Colette'ın koleksiyonunda resimleri bile var! Anlamıyorum, ne buluyorlar bu taş kafalıda.

------------------------------------------------------------------------

Daha gözümü bile tam açmamıştım ki telefonum titredi. Daha karga(crow) bokunu yememiş, hangi mal bu şimdi?

C: "Günaydıııınnnnn"

tabiki Colette'dan başkası olamazdı. bu manyak her sabah beni aradığı için artık alarm kurmaya gerek duymuyorum.

E: "..ha.." (sana da günaydın)

C: "Bu akşam Bibi'nin mekanında buluşuyoruz, sen de geliyorsun!"

Bibi'nin mekanı neresiydi amına koyayım.... Haa, şu restoran.. buluşuyoruz derken? o gıcık lavuk da geliyorsa asla gitmem.

C: "Yeni çocuk da orda olacak, onunla henüz tanışmadın değil mi? Eminim birbirinizi seversiniz!!!"

E: "bekle sen ne-"

telefonu kapattı. lütfen şaka yaptığını söyle, o gerizekalının yüzüne bile tahammül edemiyorum! o sinir bozucu ve özgüvenli tavrı, aptal saçı ve kıyafetleri, kulak tırmalayan türden enerjik sesi.. düşüncesi bile midemi bulandırıyor.

yataktan kalkıp hazırlandım. ojelerim soyulmuş biraz, ne iğrenç bir görüntü. siyah ojemi ve diğer eşyalarımı çantama atıp odamdan çıktım. annem işe gitmeden önce bana kahvaltı hazırlamış, ama hiç zamanım yok. ona işe gitmeden önce kahvaltı yapacak zaman bulamadığımı söylesem de her sabah üşenmeden hazırlayıp çıkıyor. off... ağzıma birkaç tane pankeki doldurup evden çıktım.
yolda yürürken çantamda kulaklığımı arıyordum, nerde bu salak kulaklık şimdi?! o sırada birine çarptım, ben önüme bakmıyorum da senin gözlerin nerde lan!?

kafamı kaldırıp ona baktım. büyük ve çekik gözleriyle bana bakıyordu aptal şaşırmış ifadeyle.

siktir, bu o!

F: "Ah hey, iyi misin? Kusura bakma"

o bana gülümserken dik dik baktım. hiçbir şey demeden çekip gittim yanından. biraz uzaklaştıktan sonra arkamı dönüp tekrar baktım, daha geleli çok olmamış ama hemen arkadaş edinmiş. hediyelik eşya dükkanının yanındaki sinema salonundaki güvenlik değil mi o? bir dakika, yoksa o da mı orda çalışıyor?! hayır hayır sanmıyorum, o piçte çalışacak taşşak yok.

Dükkana vardığımda Colette çoktan gelmiş, rafların tozunu alıyordu. Ya da gelen müşteriler bir eşyalarını düşürmüş, kaybetmiş mi diye bakıyordu. Ne ucube ama, burda yaşayan enayiler yerine kendisiyle ilgilenmeli.
Geçen gün sosyal medyada paylaştığı resime saçma sapan yorumlar gelmişti ama Colette hepsine olumlu cevaplar verip kalp atmış. Benim aksime insanlara hep kibar davranıp arkadaşları olmaya çalışıyor. Ben kimseye ihtiyaç duymuyorum, veya yanımda kalmaları için bir çaba göstermiyorum. Bana telefonum yeter, tabi birde Colette var. Ara sıra Colette beni arkadaşlarıyla buluşmalarına sürüklüyor, ama hiçbirinin adımı bile hatırlamadığına eminim.

Bay Griff, müşterilere ürünleri övüp hiç kimseyi birşey almadan göndermiyordu yine. Bu sırada Colette da onların fotoğrafını çekiyor, imzalarını almak için peşlerinden koşturuyordu. Ben o sırada kasada oturup depodan bulduğum çizgi romanı okuyordum, çünkü Bay Griff iş sırasında telefonla meşgul olursam müşterilerde kötü bir izlenim bıraktığımı ve müşterilerin azaldığını söylüyordu. Saçmalık.. boş boş kasada otururken Colette kitabıyla yanıma geldi. Suratı biraz asıktı..

Fang x Edgar -Türkçe- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin