Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen..
İyi okumalar 💕💕Bölüm şarkıları:
Olivia Rodrigo: jeaolusy jeaolusy
Kerem keskin: görmezden***
"Hoş geldin Seungmin otursana. "
Karşımda ilk günün aksine daha iyi olan küçük adama baktım. Evet, Küçük Adam. 25 yaşında, Ufacık tefecik küçük bir adam.
Gülümsedi. Çekinerek de olsa gösterdiğim koltuğa oturdu. Ellerini tekrardan dizlerine yasladı ve bacağını titretmeye başladı. Sakinleştirmem gerekiyordu, bana güvenmiyordu ve güvenmesi için elimden geleni yapmam lazımdı.
Ellerimi masada birleştirdim. "Evet nasılsın bakalım? Özür dilerim Geçen hafta ufak bir aksilik yaşadık. Bir hastamın- yani müşterimin tansiyonu düştü .O yüzden bayıldı. Hastaneye götürürken seni de korkmuş olduğunu gördüm. İyisin değil mi? "
Gözü bir yere daldı. Anında gözleri doldu. Kafasını hızlıca aşağı yukarı salladı. "Evet, sadece şey kadına üzüldüm sonra zaten hemen eve gittim."
Gözlerini kaçırdı, dudaklarını kemirmeye başladı, konuşurken sol üst köşeye baktı. Yalandı eve gitmemişti.
Gülümsedim. "Çok sevindim. Eve Sağ Salim varabildiysen ne mutlu bana."
Zorla gülümsedi ve bakışlarına kaçırdı. "Evet ilaçlara başladın değil mi? "
Hızlıca kafasını salladı. "İçiyorum da bunlardan bahsetmesek?" kaşlarımı çattım. "Neler mesela? Nelerden bahsedebiliriz? Örnek verebilir misin? "
Yerinde dikleşti. "Bilmem Geçen hafta bahsettiğimiz sanat felsefesi gibi. Sohbet edelim işte diyorum. "
Aklıma iki hafta önce dedikleri geldi. "Bir daha gelmeyeceğim buraya! Birden felsefeye giriş yaptık zaten!çok saçma."
Gülümsedim. "Tabii ama bir şartım olacak. "
Kaşlarını çattı anında. "Nedir? "
Ellerimi masada birleştirdim. "Farkındaysan ben bir psikoloğum. Bana yalan söylediğini anladım. Geçen hafta sanırım ben hastaneye gittikten sonra bir şey olmuş. Sana bilgi vermek karşılığında, yani sohbet etmek karşılığında sen de bana geçen hafta ne yaşadığını anlatacaksın. Unutma, Yalan söylersen yine anlarım. "
Gözlerini belertti . "Sen...nasıl?"
Gülümsedim elimi uzattım. "Kabul mü?"
1-2 saniye elime baktı sonra titreyen elini elimin arasında koydu ve yavaşça sıktı. Başta da fark etmiştim ama şimdi eli elimin içindeyken daha netanlaşılıyordu. Samanyolu galaksisi ve asteroid gibi. Evet, böyle bir benzetme tuhaftı ama cidden elleri o kadar küçüktü ki benim elimle arasında kocaman bir fark vardı.
Yavaşça sıktım titren ellerini. "Evet Ne dinlemek istersin? Ne anlatayım? "
Omuzlarını kaldırdı. "Bilmem. Güzel anlatıcısın. Ne anlatırsan dinlerim. "
Derin bir nefes aldım. "Hiç Türkiye'ye gittin mi? "
Kaşlarını çattı. "Hayır, Neden ki? " Gülümsedim. "Türkiye'nin bir şehri var Sümela Manastırı diye bir yer var. Hiç hikayesini duydun mu? "
Yerinde dikleşti. Meraklı masaya yanaştı. "Hayır hiç duymadı, anlatsana."
Gülümsedi, ezberimde olan o efsaneyi anlatmaya başladım. "Sümela Manastırı Meryem Ana adına kurulan bir manastırdır. Sümela adını siyah anlamına gelen "Melos" sözcüğünden türetir. Bu isim manastırın ilerisindeki koyu renkli Kara dağlardan geldiği düşünülmektedir. Kesin bir bilgi verilmediği için kesin bir şey yok elimizde. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANOREKSİYA NERVOZA/CHANMİN
Teen FictionAnoreksiya nervoza; çok zayıf olmasına rağmen kilolu hissetme hastalığı. Seungmin sürekli olarak kendinisini kilolu zanneder ve her gün kusar bunu duyan Changbin sinirle patronunun arkadaşı olan Bang Chan adlı ünlü bir psikolog ile görüştürmek ister...