Bebeksiler oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
.
.
.Otobüsten indikten sonra derin bir nefes alarak küçük bavulumu elime aldım. Telefonda evin konumuna bakarken gülümsedim. Otogardan çıkıp bir taksi çevirdim. Küçük bir şehirdi, sakindi.
Geldiğim şehir gibi kirli bir kalabalıgı yoktu. Ya da belki de o burda yaşadığı için bana şimdiden ev gibi hissettirmisti.
20 dakikalık yoldan sonra taksiden inip konumu gösteren eve ve karşısındaki eve baktım.
Beşer katlı binalar içeren bir siteydi. Ne çok büyük ne de çok küçüktü. Parkı, marketi, spor salonu ve çardakları vardı.
Şimdiden huzurlu hissetirmişti.
Binalar karşı karşıyaydı ve otoparkı vardı. Görevliye gidip evin yeni sahibi olduğumu söyleyip anahtarı aldım. 5. kata çıkıp kapısını açtım. Dayalı döşeli bir evdi, bilerek öyle istemiştim. Oturma odasındaki camı küçük şehrin manzarasını bana sunarken yeni odama ilerledim.
Tam tahmin ettiğim gibiydi. Odamın camı ise _kendi manzarama_ bakıyordu.
Bir süre kapalı pencerisini izlerken akşam olduğunu farketmemiştim. Kendime gelip kısa bir duş aldıktan sonra da yemek yedim. Aklıma gelen şeyle tekrar odama gidip camdan baktım. Yarın sabah ilk işimdi onu görmek.
Cesaretsizliğimi sürekli yüzüme vuran küçüğüm şimdi de haklıydı. Kendime ona her zaman hazır hissediyordum. Ama gece karşısına çıkmak belki de onu uykusundan edecekti. Ona söyleyeceğim şeyleri düşünüp değerli bir hediye alarak çıkmak istiyordum karşısına.
Bunları düşündükten sonra perdeyi kapatıp yatağıma uzandım. Biraz hava alıp sigara içsem iyi olacaktı. Saat de 12'ye geliyordu. Beni göremezdi.
_Şimdilik._
Ayağa kalkıp siyah kapşonlumu giydim. Sigaramı cebime attıktan sonra sabahtan kalma çöpü de alıp çıktım.
Hızla aşağı indikten sonra çöpü atıp iki adım ileri gittikten sonra sigaramı yaktım. Esen rüzgardan dolayı kapşonumu kafama geçirdim.
Sigaramı içerken birinin daha çöpü attığını duydum. Ama içimdeki garip hisle ve gelen _kokuyla_ durdum.
Sigaramı elime alırken refleksle sol tarafıma döndüm.
Karşımdaki kişiyle bir an kalbimin durduğunu hissettim.
Rüzgar sanki yüzünü daha iyi görmem için saçlarını arkaya doğru savuruyor, önüme özleminden öldüğüm gözlerini bana sunuyordu. Kokusu burnuma dolarken gözlerimi kapattım.
O an cesaretsizliğimin yanında bencilliği hissettim. Kokusu sadece bana ait olamaz mıydı?
Ya da tam karşımda dururken delirmiş gibi düşündüğüm şey bu muydu?
Hangisi bencillikti? Hangisi cesaretsizlik?
Ama sevgi yokuşlarının intiharından beni çekip kurtaran kişiden öğrenmiştim ikisinin de onda olmadığını.
Onun için gelmiştim ve biliyordum ki artık onun sevgi yokuşu da intiharı da bendim. Ama beni kurtardıktan sonra ne yokuş olacaktım ona ne de intihar. Artık sadece onun aşkı olacaktım. Korktuğu her şeye göğüs gerip onu koruyacak, onu en çok seven ben olacaktım.
"Sen.."
Sesinden çıkan şaşkınlık nidasıyla açtım gözlerimi.
Gözlerine kilitledim gözlerimi.
Yani _evime._
"Senin ne işin var burda?"
Kızgın ses tonuna gülümsemeden duramadım. Bunu bile özlemiştim.
"Benim tüm işim sensin demiştim sana."
Saçlarını rüzgara yardım ederek arkaya atarak hâlâ varlığımı sorgulayıp işaret parmağını kaldırdı.
"Sakın. Burda ne saçmaladıgını biliyorum. Ama uzak dur anladın mı?"
Daha ağzımı açmadan konuşmaya devam etti.
"Ne o? Masalı yazdığın yetmezmiş gibi bir de oynamaya mı geldin? Sahne mi burası?"
"Çok güzel görünüyorsun."
Söylediğim şeyle anlık durup dişlerini sıktığını hissettim.
Hâlâ sevdiğini biliyordum beni.
"Saçmalamayı kes Hyunjin. Her şeyi mahvettikten sonra bir anda karşıma çıkamazsın tamam mı? Buna hakkın yok! Buradaki yaşantımı da yanıma gelerek mahvedemezsin!"
Ben baştan aşağı onu süzerken dediklerinin kırıcılığını bir kenara atmış sesini daha çok duyma isteğimi bastırıyordum. Elime düşen yağmur damlasıyla kafamı kaldırdım. Yavaş yavaş yağmur başlıyordu ve karşımdaki beden soğugun ve sinirin etkisiyle titremeye başlamıştı.
"Mahvettiğim her şeyi düzeltmeye geldim küçüğüm."
"Nereden başladığını bilmeden mi? Ayrıca küçüğün falan değilim ben senin."
"Öylesin."
Yağmur hızlanırken ıslanan sigaramı atıp ayağımla ezdim. Kopuşonumu çıkarıp ıslanan ve titreyen bedene yaklaştım.
Beni sevmeseydi bir dakika bile burda durmayacağını bildiğim bedene.
Kapşonu giydirirken nefesini tuttuğunu hissettim. Kafasına geçirip yüzüne yaklaştırdım yüzümü.
Gözleri tüm siniri ve hayal kırıklığıyla bana bakarken gülümsedim.
Ona ne söyleyeceğimi düşünmek saçmalıktı. Karşımda durduğu an tüm düşüncem ona yöneliyordu çünkü.
Önce gözlerine bakıp konuşmaya başladım.
"Özür dilerim sevgilim."
Sonra dudaklarına baktım.
"Şimdi gitmemek üzere geldim sana."
O an içimden en çok gelen şeyi yapıp dudaklarına kapandım.
....
.
.Bebeksiler bu bölümü Sıla yazdı. Ve ben çok beğendim. Ben bu karşılaşmayı nasıl yazacağımı bilmiyordum. O beni bu şeyden kurtardı. Ona teşekkürlerimi iletiyorum buradan. Öpüldün aşko.
Yorum yapın bebeksiler pls.
Hyunmin'le kalın♡.