Lisa, odasında Soyeon'un ona getirmesi gereken dosyaları bekliyordu. O marka şirketlerı için önemliydi. İşittiği ses ile "gel" komutunu verdi.
"İstediğiniz dosyayı getirdim. Bu arada yarında Chanel şirketi ile olan toplantınız var."
"Peki Soyeon çıkabilirsin."
Eğilerek çıktı soyeon odadan. O sırada Lisa'nın aklına sevgilisi Jisoo geldi. Çok seviyordu onu, bugün sevgili olmalarının üstünden 2 yıl geçmişti. Ona evlilik teklifi etmeyi düşünüyordu ancak bu aralar Jisoo'nun tavırları çok değişmişti. Bunları sonraya bırakarak işine döndü.
-
Jisoo'ya konum atmıştı Lisa ve onu beklemeye başladı. Aradan bir saate yakın zaman geçmişti. Belkide onu beklememeliydi. Bu düşüncesinin ardından gitmek için ayağa kalktı. Tam o sırada görüş açısına girdi güzel sevgilisi.
"Üzgünüm, geciktim işim çıkmıştı."
"Sorun değil," dedi ve devam etti "konuyu uzatmak istemiyorum. Uzun zamandır birbirimize aşk duygusunu besliyoruz. Artık senin için sevgilidende ötesi olmak istiyorum. Benim ile evlenir misin?"
"Lisa, seni kırmak istemiyorum. Bugün senin ile bu konuyu konuşmak için buraya gelmiştim. Ben artık" dedi ve devam etti. Bu kelimeleri söylemek zor geliyordu ona. Lisa'nın ne tür bir piskopat olduğunu biliyordu çünkü. "Seni sevmiyorum."
Lisa sinirlenmişti. Canından çok sevdiği sevgilisine nefret duygusu besliyordu artık. O sırada birden yağmur damlaları çoğalmaya başlamıştı. Lisa arka cebinden silahını çıkarmıştı. Silahı jisoo'ya doğru tuttu ve tetiğe bastı. Aradan biraz zaman geçti. Kahkaha atıyordu Lisa. Sevgilisinin kanlı cesedini umursamayarak. Ölü sevgilisine bir el daha ateş etti.
"Beni sevmiyorsan kimseyi sevemezsin, güzel sevgilim" dedi ve ölü bedenin yanağını öptü. Ardından cesede tekme attı.
-
Hiçbirşey olmamış gibi jisoo'nun kardeşi ile olan toplantıya giricekti Lisa. Hazırlandı ve şirkete geçti toplantıya daha çok olduğunun farkındaydı bu yüzden calışanlarını aradı.
"Jungkook, *** mahallesinde terk edilmiş sarı bir bina var. Onun arkasında bir park var. Orda ağacın altındaki cesedi yok edin."
"Peki efendim."
Aradan birkaç dakika geçmişti jungkook'dan bir arama geldi.
"Efendim, hiçbir ağacın altında ceset yok. Yanlış tarif etmiş olabilir misiniz."
"NASIL YOK TEKRAR BAKI-"
Kapı açılmıştı.
"SEN YAPTIN DEĞİL Mİ" Diyerek Lisa'nın yüzüne bir yumruk geçirdi Rosé.
"Madem," Dedi ve yutkunarak devam etti. Gözlerinden yaşlar akıyordu Rosé'nin. "Madem seviyordun, MADEM SEVİYORDUN NEDEN ÖLDÜRDÜN ONU. NEDEN YAPTIN BUNU HA NEDEN" ardarda yumruklar geçiriyordu Lisa'ya. Lisa hiçbirşey yapmıyordu.
"Sevgilin ile aynı kaderi yaşamak istiyorsun ha rosie?"
"Neden bahsediyorsun sen!?"
Kapı açıldı. Gelen Lisa'nın çalışanlarıydı.
"Şu ucubeyi alın depoya kapatın, işim bittiğinde ilgilenmek istiyorum onunla."
"NEYDEN BAHSEDİY-"
"Fazla olmaya başladın. Dua et şirketteyiz." Rosé'nin konuşmasına izin vermeden korumalardan biri ağzına peçete tuttu ve bayılttı onu.
"Çıkabilirsiniz, alın şu sürtüğü"
Kapı kapandı. Lisa şirketteki odasının lavabosuna girdi. Yüzüne baktı, dudağı ve kaşı patlamıştı. Temizledi yüzünü ve toplantı salonuna indi.
Selamlar
İlk bölüm nasıldı
Çok mu hızlı oldu??
Bu arada jisoo'nun kardeşi jennie.
jisoo ve jennie Chanel in sahibi.
Fici önce jenlisa yaptım sonra minsung yapma kararı aldım ve tekrar jenlisa yaptım. Bazı yerlerde yanlışlık olabilir o yüzden
Öpüldünüzz😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
spot ⛓️ Jenlisa
Fanfic⛓️ Yağmurun altında kahkaha atan bir beden ve bir ölü. Belkide yaşamı boyunca yaptığı en büyük hataydı Lisanın. O bundan habersiz gülüyordu. O kişinin sevdiği kadının ablası olduğunu bilmeden... ⛓️Jenlisa