altmış

444 68 11
                                    

merve

yaseniya'ya yapabileceğim en iyi iyiliğin ona sevginin ne demek olduğunu öğretmek sanıyordum, yanılmışım.

zeynep tahmin ettiğimiz üzere bir yüzsüz gibi beni geri şikayet etmiş hatta cinayete teşebbüs olduğunu iddia etmişti. o farketmeden onun uyuşturucusu polis tarafından ele konulmuştu. bu konu hakkında öğrendiğimiz ilk şey, uyuşturucuda çıkan 3 parmak izlerinden bir tanesinin zeynebe ait olduğuydu. çalıştığına inanması güç olan kamera kayıtlarını da almıştık, cinayete teşebbüs iddiası bu şekilde reddedilmiş olmuştu.

zeynebin mesajını ilk aldığımda her ne kadar kendime güvensem de tabiki bazı şeylerden şüphelenmiştim. eğer bana bir şey olursa kanıtım olsun diye  oraya varmadan önce bir ses kaydı açtım, bu da kendi suçunu doğruladığı bir kanıt haline gelmişti. zaten bana gösterdiği video hala bendeyken hiçbir şekilde benden geri alamadı. tüm bunların sonunda ellerinde pek kozları yoktu.

birkaç gün sonra mahkeme açılmıştı hemen, ilk defa onun ailesiyle tanıştığımda anlamıştım. bunlar iki yüzlü dediğimiz tiplerdendi. sanki yaseniya suçluymuş gibi bakan katıksız aptalları görmek sinirimi bozuyordu. yaseniya'nın babası iyi bir avukat tuttuğunda avukat bizzat bize istediklerini deneseler de başarısız olma ihtimalleri çok yüksek demişti, bu yüzden oldukça umutluyduk.

yaseniya'nın annesi ile mahkemeden önce konuştuğumda annesinin dolu gözlerle "çocuğumu kurtardığın için teşekkür ederim" demişti. bana sert çıkışan korkutucu bir kadının bana söylediği sözler ona olan tüm bakış açımı değiştirmişti. bu olaydan sonra çok hassaslaşmış olmalıydılar. çocukları uzun süre konuşamamış veya yemek yiyememişti. okula devam ettiğinde ise içlerini bir korku kaplıyordu, mahkemede kaybetmeleri yeterince canlarını acıtırken çocuklarının o eski mutlu halini görememeleri çok zor olmuş olmalıydı.

annesi tam olarak bu yüzden bana güvenmişti. benim yanımda kendi ailesinden daha çok gülümsüyordu. her ne kadar kendisiyle benim arama bir duvar örse de benden kaçamamıştı, kaçmak istemiyordu.

annesinin söylediğine göre benden ayrılmasının nedeni karşısındaki kişiye karşı bana bir şey yapar mı diye düşünüp durması karşısındaki kişiye sevgi verebilmesini ve içtenlikle sevebilmesini engelliyordu. ayrılmadığımızda şaşırmışlardı. onu tanıdığımdan beridir insanların bakıpta göremediği şeyleri görüyordum. evet canım yanmıştı, insanların gördükleri şey tam olarak buydu. ama yaseniya'nın acısının hiç farkında mıydılar?

o konuşmanın ardından mahkeme zamanı gelmişti. içeriye geçtiğimde o piçin yüzünü görmem tekrar sinirimi bozda da zeynebe olan tüm öfkemi dindirmeye çalıştım. vurabilecekleri tüm koz zeynebin aldığı hasardı. sağ kolunu kırmıştım, gördüğüm saniyeler içinde o sağ kolu ile yaseniya'ya vurmuştu. onun yaseniya'ya acımadığı gibi bende ona acımadım.

mahkeme tam istediğimiz gibi geçmişti. tek kozları kamera görüntüleri ile tamamen yerle bir olmuştu. onun da bana karşılık verdiği görüntülerle istediklerini alamamışlardı. damla ise bir şekilde mahkemeden önce onların rüşvet konuşmasına şahit olarak kanıt toplamıştı. tüm bu kanıtlar göz önünde bulunduğunda köşeye sıkıştırmıştık onları.

aile ikidir yaşanan rüşvet olayları ile işlerinden alıkonulmuştu. zeynep ise tüm bu kanıtlar önünde uyuşturucu için 4, şiddet için 2 yıl yani toplamda 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. yana dönüp yaseniya'ya baktığımda titrediğini farketmiştim. hakim konuşurken gözlerindeki umut beni o kadar mutlu etmişti ki tepkisiz kalmak imkansızdı.

mahkemeden çıktığımız gibi herkesin yüzünde bir rahatlama, huzur oluşmuştu. 5 yıllık bu yük artık yoktu, kurtulmuşlardı. yaseniya'nın elimi tuttuğunu farketmemle ona döndüğümde mahkeme salonunda tuttuğu gözyaşlarını bırakmıştı. yüzündeki o olağanüstü gülümsemeyle gözlerimin içine bakıyordu.

"teşekkür ederim."

kalbimin eridiğini hissederken onu kendime çekerek alnına bir öpücük kondurdum. bana sımsıkı sarılırken uzaktan bize bakan damla'nın gülümsediğini gördüm. gözleriyle bana teşekkür ediyordu.

eğer zeynep benimle konuşmasaydı tekrar serbest olabilirdi ancak bunun için çok, çok aptaldı. yaseniya benden ayrıldığında, tutuklanmış olan zeynebin bize nefret ile bakışını görmüştük. bizim yanımıza geldiğinde polisleri durdurmuştu. o iğrenç yüzünü kelepçelerin içinde görmek tatmin etmişti beni.

"çıktığımda görüşeceğiz."

dediği şeyle tatminliğim artmıştı. çıktığında o mükemmel hayatımıza yaklaşamazdı bile. "hakimi duymadın sanırım, yaseniya ile aynı ortamda bulunamazsın."

6 yıl hapisin yanında bir de uzaklaştırma kararı alınmıştı. zeynep bir daha yaseniya'ya yaklaşamazdı. büyük ihtimalle ilk hedefi ben olurdum ama ne kadar ezik olduğunu farketmiştim. diğer insanların kavgalarından daha farklı bir kavgaydı benimkisi. insanların zayıf noktalarına vurduğum anda yere yığılıyordu hepsi, benim gibi koruma içgüdüleri yoktu. o yüzden 20 kişi ile de 100 kişi ile de gelseydi farketmezdi.

"çiçekle ziyarete geleceğim, üzülme." dedi yaseniya. zeynep ona doğru hareket etmek istese de polisler durdurdu. yaseniya'nın bu iğrenç korkusunu yeniyor olduğunu görmek beni daha da mutlu etmişti. onun cesur biri olduğunu biliyordum, travmasını yenmesi için elimden ne geliyorsa yapacaktım.

polisler bu kadar yeter tarzı şeyler söyledikten sonra zeynebi götürmüşlerdi. tabi bu kadarla bitmemişti. bu sefer arkalarında zeynebin anne ve babası vardı. mağlup olduklarını kendilerine yediremedikleri için sinirlerini bizden çıkarmak istedikleri anlaşılıyordu.

yaseniya'nın ailesi onları gördüğü gibi bize doğru yanaştı. zeynebin annesi yaseniya'ya iğrenmiş bir bakış atarken yaseniya'nın annesi meltem öne çıktı. "ne oldu, avukatlar adaleti sağlamalıydı değil mi?"

"sizin yüzünüzden hapse girdi benim kızım." diye haykırdı zeynebin babası. sesini kullanıp korkutmaya çalışıyor olsalarda şuan hala etrafımızda polislerin olduğunu unutmuşa benziyorlardı. babasının sesiyle yaseniya'nın babası olaya girmişti. "bizim yüzümüzden?" diye sorar gibi konuştu, siniri açıkça farkediliyordu. "ne yaptık bize hatırlatır mısın?"

"çenenizi kapatamadınız mı?"

"kapatamadık." dedi damla. "sen çocuğunu eğitemedin mi?" zeynebin annesi sinirle damlaya bakarken meltem hanım öne çıkarak o bakışları kesmişti. bu tartışmada yaseniya'nın ailesi birbirini koruyormuş gibi değilde birbirinin bu aptal aileye dalmasını engelliyormuş gibi gözüküyordu.

polisler oluşturduğumuz koca kalabalığı farketmeye başladıklarında zeynebin ailesi iç çekti. "sonra görüşeceğiz." dedi zeynebin babası. yaseniya'nın babası da sinirli bir gülümsemeyle "görüşelim." diye cevapladı.

zeynebin ailesi uzaklaşırken yaseniya tekrardan elimi tuttu. artık kimse onlara bir şey yapamazdı, köşeye sıkıştırıldıkları yerde bu sefer onlar sıkıştırmıştı. artık tüm acılar sona ermişti.

"gidelim mi?"

ırz düşmanı # gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin