altmışbir

450 69 12
                                    

merve

"annenlerin hemen izin vermesine şaşırdım."

arabayı uzun süre arayıp bulduğum ormana parkettiğim gibi yaseniya enerjik bir şekilde arabadan inmişti. "artık sen ne desen kabul ederler." dedi manzaraya bakarken. onun yanına doğru ilerlediğimde çoktan arabanın önüne oturmuştu bile.

biraz özgürlüğe ve kafamızı toplamaya ihtiyacımız vardı. okul artık bitmişti ve endişeleneceğimiz tek şey bir hafta sonraki spor birliği giriş sınavıydı, aslında spor geçmişimiz oldukça kabarık olduğu için onun hakkında da pek endişelenemiyorduk. sanırım dertli günlerimiz sona ermek üzereydi.

"burada olmak yerine sanırım baloya gitmeliydik." dedi yaseniya. gülümsedim, dans etmeyi pek sevmediğim için pek üzülmemiştim. burada onunla olmayı tercih ederdim zaten gülde artık burada değildi. gerçi muratla teyfiğin beraber baloya gittiğini duyduğumda biraz merak etmiştim ancak böylesi daha iyiydi.

"seninle yalnız kalmayı tercih ederim." dedim sırıtarak. bana bir bakış atıp "bende." diye cevapladı. artık eski çok agresif karşılıklarını almayınca garipsiyordum sanırım. "kes sesini sapık demen gerekmiyor muydu?"

"ben onu kaçmak için kullanıyordum-" derken bir anda sustu, ona baktığımda ağzını tutmuştu. ağzından kaçırdığını anladığım anda yarım ağız gülümsedim. "hmm.. öyle mi?" diye mırıldandım alay eder gibi. ellerimi onun iki tarafına koyarak onu sıkıştırdığımda arabanın üstünde olduğu için benden yüksekte olan sevgilime başımı kaldırarak baktım.

"...."

gözlerini yakınında olan bana dikmiş bakarken gülümsedim. artık eskisi kadar gözlerini kaçırmıyordu. aksine o güzel gözlerini benim gözlerime dikip zaten yanımda olması beni yeterince heyecanlandırmıyormuş gibi kalbimin kütlemesine neden oluyordu. beni mükemmelliğiyle öldürmeye mi çalışıyordu?

"kaçmıyorum artık." dedi yumuşak bir sesle. yüzüne bakarken yanaşıp alnına bir öpücük kondurdum. sırıtıp bana üstten baktığında dayanamamış bu sefer yanağına uzun bir öpücük kondurdum.

yavaş bir hızda geri çekilecekken eli tişörtüme gitmişti. "bir daha." dedi usulca. sesinde bir ağırlık vardı, hem istiyor hemde emir veriyor gibiydi. bu sakin sesi içimde kelebeklerin hareketlenmesine neden olurken çenesini tutup daha büyük bir öpücük kondurdum. bu sefer beni kendine çekerek arabanın üstüne oturmamı sağladı.

gözleri dudaklarımda gezerken beni nasıl etkilediğinin farkında gibi görünüyordu. dudaklarımızı birleştirip onun dudaklarında kaybolmak istemiştim. bu sefer öpücüğü başlatan o olmuştu.

"sana hislerimi daha erken açmalıydım." diye fısıldadı. "sana güvenemediğim için özür dilerim. dedikleri kelimeler beynimde dönerken başımı kaldırıp ona baktım. "ben öğrenene kadar her şey anlamsızdı. ama şimdi her şeyin bir açıklaması var." dedim gözlerinin içine bakarak. "senin için ne kadar zor olduğunun farkındayım. ilk başta rahatsız edici bir sapık olarak görünmüştüm sana, asıl ben özür dilerim. gerçek hislerimi daha erken açmalıydım."

gülümsedi, beni kendine çekerek sarıldı. öyle bir sarılmıştı ki vücutlarımız sanki bir olmuş gibiydi, bana sarılması çok huzur veriyordu. "kalan bütün yaşamımda sana sarılmayı planlıyorum." diye mırıldandı. kalbim gelecekle alakalı bir şey dediğinde küt küt atmaya başlamıştı tekrar. kalbim ne diyor olduğuna bakmıyordu bile, onun nefes alıyor olması bile beni heyecanlandırmaya yetiyordu.

"bu fikri sevdim."

onu belinden tutup ters çevirdiğimde kucağımda arkası dönük, manzarayı görebileceğimiz şekilde oturmuştu. ellerimi ona sarıp arka boynuna bir öpücük kondurdum. karnında birleştirmiş olduğum elimi tutmuş, gülümsüyordu. onu göremesem de gülümsediğini hissedebiliyordum.

yaseniya yani başımızdaki atıştırmalıklara yöneldiğinde başımı manzaraya çevirdim. huzurlu bir şekilde manzaraya bakarken bir bildirim sesiyle yaseniya telefonunu açmıştı. "damla'dan gelmiş." dedi iç çekerek. "iki dakika huzur vermeyecek sanırım."

"ne demiş?"

"...."

sinirli, gıcık olmuş bir ifadeyle telefonuna bakarken yaklaşıp ne yazdığına baktım. mesajı okuduğum anda dayanamayıp gülmeye başladım.

damla: sevişmiyorsunuz dimi?

her ne kadar bu yaseniya'ya sinir bozucu gibi gelse de bu olayı unutup normale dönmemiz için yaptığını anlamıştım, anlamış olsam da komik gelmişti. o olayda başımı belaya sokacağım için çok sinirlenmişti, çünkü eğer beni içeri atsalardı denkel ailesinin beni kurtaramayacağını biliyordu.

"iyi fikirmiş aslında-" diye onu sinir etmeye çalışırken buna izin vermeyip ağzıma bir tane cips tıkamıştı. kıkırdamaya devam ederken telefonunu kapattı. atıştırmalıklara tekrar elini soktuğunda bir anda doğrulup ters döndü. kucağımda hareket etmesiyle vücudum bir anlığına erekte olurken eline aldığı pocky kutusunu gösterdi.

"bizde deneyelim mi?"

cevap vermeme izin vermeden ağzının ucuna bir tane koyduğunda belinden tutarak aramızdaki mesafeyi azalttım. ağzımı hafif açıp ucunu ağzıma almamla yüzünde hafif bir sırıtış oluştu. ufak lokmalarla birbirimize daha da yaklaşırken en sonunda dudaklarımız birbirine değecek kadar yakındı. büyük bir ısırıkla çikolatayı ayırdıktan sonra dudaklarımızı birleştirip bir öpücük kondurdum.

çenesini tutarken bana bakıyordu. ayrılmamız sinirimi garip bir şekilde bozmuşken ağızlarımızdaki bittiği anda tekrar dudaklarına yapıştım. ellerimi yanaklarıma koyarak karşılık verirken bir anda kendimi onun üstünde bulsam da öpüvük daha önemliydi. uzun bir öpücüğün ardından dudaklarımız ayrıldı.

yaseniya'nın yakınında onun dudaklarına bakarken ısırmıştı dudaklarını, elimi onun hemen yanına koyup hızla dudaklarına tekrar hücum ettim. "bekle..-" diye mırıldansa da artık çok geçti.

"bunu sen başlattın."

ırz düşmanı # gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin